İzmirli sanatçılarla müzisyen intiharlarını konuştuk: Bir nevi ‘buradayım’ çığlığı
Müzisyenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Karasu, Sokak Sanatçıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kubilay Mutlu, Müzisyenler Kasım Taşdoğan ve Murat Mengirkaon’la müzisyen intiharlarını konuştuk.
Fotoğraf: Kişisel Arşiv | Kolaj: Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Pandemide 1 yıl geride kalırken müzik ve sahne emekçileri önemli sorunlarla karşı karşıya kaldı. Pandemi öncesinde genellikle kayıt dışı çalışan müzik ve sahne emekçilerinin yaşam koşulları bu süreçte daha da ağırlaştı. İşsiz kalan sanatçılar, müzik aletlerini satarak yaşamlarını idame ettirmeye çalıştı. Devlet desteğinin yetersizliği nedeniyle ekonomik sorunlarla boğuşan müzisyenler intihara sürüklendi.
İzmir Müzisyenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Karasu, Sokak Sanatçıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kubilay Mutlu, Müzisyenler Kasım Taşdoğan ve Murat Mengirkaon’la sektörde yaşanan intiharları konuştuk. İntiharların sadece ekonomik nedenlerden kaynaklanmadığını dile getiren İzmirli müzisyenler intiharlarda değer yitiminin, tükenmişlik hissinin ve çaresizliğin etkili olduğunu söyledi.
"SEBEP YALNIZCA EKONOMİK DEĞİL"
Sadece son 3 ayda 5 müzisyen (Erdem Topuz, Duran Ay, Mehmet Mert El, Yusuf Karayiğit, Ağahan Yerdelen) yaşamına son verdi. İzmir Müzisyenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Karasu, yaşanan intiharlar için “Mesleğini, sanatını icra edememek, müzikten uzak kalmak, kendi emeğiyle ekmeğini kazanamamak ve yaşamın anlamını yitirmek, bir yandan da sosyal destekten, asgari geçim standardından ve insani yaşam koşullarından uzakta çaresizlik duygusuyla baş etmek müzisyenlerin ruhunda derin yaralar açtı” dedi. Karasu intiharların nedenini sadece parasızlıkla açıklamanın eksik kalacağını söyleyerek, “Belirsizlik, çaresizlik, umutsuzluk, terk edilmişlik, amaçsızlık da insanların içindeki yaşam şevkini kırıyor. Baş etme gücü ve direnç kırılması yaşanıyor. Var olan travmalar da tetikleniyor” diye konuştu.
"NE SARAYIN SOYTARISI NE DE BELEDİYENİN MEMURUYUZ"
Sokak Sanatçıları Derneği Kurucu Üyesi ve Yöneticisi Kubilay Mutlu “Dernek olarak öncelikle pandemi döneminde sanatçılar için yapılan bütün destekleri değerli ve anlamlı bulduğumuzu ve küçümsemediğimizi söylemek isterim. 15 Mart’ta Tunç Soyer’in de hazır bulunduğu toplantıda söylediğimiz gibi; biz kentin kültür sanat faaliyetlerinin kesintisiz olarak sürdürülmesi konusunda taşın altına elimizi koyan bir perspektifle hareket ettiğimizi, pandemi dönemindeki üretimlerimizle ispatlamış bir ekibiz. Vergilerimizle oluşan kamusal kaynakları adımıza yönetenlerden isteğimiz pandemi destekleri konusunda sanatçıların bağımsızlıklarına müdahale etmeyecekleri bir süreci işletmeleri, zira biz ne sarayın soytarısı ne de belediyenin bir memuruna dönüşmek istiyoruz.” şeklinde konuştu. İntiharların temelinde sanatçıların yaşadığı değer yitiminin etkili olduğunu anlatan Mutlu “Müzisyen intiharlarındaki en önemli konu ekonomik sıkıntılar gibi görünse de asıl önemli faktör sanatçılara reva görülen muamelelerin de etkili olduğu değer yitimidir. Masallardaki kötü karakterler olarak 1 kez daha hatırlatmak isteriz; Ağustos böcekleri yaşasın” dedi.
"VURDUMDUYMAZLIKLA KARŞILADI KAMUOYU"
Müzisyen Murat Mengirkaon “Bu süreçte kimini tanıdığımız, kimiyle aynı ortamları paylaştığımız müzisyen arkadaşlarımızı gözlerimizin önünde kaybettik. Acı olan şu ki, bu kayıpları aleni şekilde, büyük bir vurdumduymazlıkla karşıladı kamuoyu” diye konuştu. Yaşananların, müzisyenlerin kendi öz sorunlarıyla gerçek anlamda mücadele edebilecekleri birlikleri kuramadığı için ağır yaşandığını ekledi.
Mengirkaon, “Bir nevi ‘Buradayım’ çığlığı olan intiharların ekonomik, sosyal, psikolojik nedenleri var. Müzisyenlerin yaşadığı sorunları sadece ölümler üzerinden duygusal, bir ‘acıma’ haliyle yaklaşılmasını doğru görmüyorum. Müzisyenler yaşadıkları şehirlerde kültür ürettiler, neşe ürettiler, estetik ürettiler. Bunun karşılığını, küresel bir salgında devletin kültür sanat fonlarıyla desteklenerek almalıydılar, yokluk ve hiçlik duygularıyla değil” dedi.
"EN BÜYÜK SORUMLU HÜKÜMETTE ANCAK…"
Müzisyen Kasım Taşdoğan, “Bir insan neden yaşamına son verir? diye sormak lazım” ifadelerini kullanarak başladı sözlerine. Taşdoğan, “Bana göre iki temel nedeni olabilir. Ya baş edemediğiniz kadar büyük bir hata yaparsınız ya da hayattaki varlığınızın gerekliliğine inanmadığınız durumlarda son verirsiniz yaşamınıza. Müzisyen intiharlarındaki esas neden de hayattaki varlığına bir değer biçmemeye başlamasıyla oluyor kanımca” dedi. Taşdoğan, yaşanan intiharlardaki en büyük etkenin müzisyenin hayattaki varlığını kanıtlayacak sahnesini yitirmesi olduğunu söyledi. Birçok çevrenin bu intiharların hesabını sorar gibi davrandığını belirten Taşdoğan, “Çoğunlukla sadece maddi sorunlara ve hükümetin duyarsızlığına indirgeyip bir nevi intihar eden arkadaşlarımız üzerinden kendi vicdanını rahatlatıyor ama bu doğru bir yere götürmez bizi. En büyük sorumluluk elbette hükümet uygulamalarındadır ancak, hiçbirimiz o kadar gönül rahatlığı ile kendimizi aklamamalıyız” şeklinde konuştu.
“Devlet sahip çıkmadı da mesela yerel yönetimler ne kadar sahip çıktı sanatçısına?” diye soran Taşdoğan, “Koskoca bir Büyükşehir Belediyesi her sene birkaç popüler sanatçıya milyonlarca lira bütçe ayırırken, kendi hemşehrisi sanatçılara 50-60 liralık bir yardım kolisiyle sahip çıktığını sanıyorsa, sanırım yanlış kişiler intihar ediyor” dedi. Sorunlara ilişkin öneri sunan Taşdoğan, “Bir belediye psikoloğunu görevlendirip bu alanda çalıştırmak çok daha kolay ve sonuca etki edebilirdi. Bunun bir de nispeten iyi durumda olan sanatçılara ve sözüm ona sanatçı kuruluşlarına düşen payı var elbette. Herkes yandaş olabileceği bir yönetim ararken, sanatçıya yalnız olduğunu hissettirdiklerini çok iyi gördük. Bir dahaki intihar üzerinden vicdanlarını rahatlatmak yerine, o intiharı durdurmak için yapacakları bir şey olduğunu bilmelerini isterim” ifadelerini kullandı.