Adana'da "Tribün kültürü ve sorunları" söyleşisi
Adanaspor taraftar grubu Kaplanpenche, yazarımız Mithat Fabian Sözmen'in katılımıyla "Tribün kültürü ve sorunları" başlıklı bir söyleşi düzenledi.
Fotoğraf: Evrensel
Aydın YİĞİT
Adana
Adanaspor taraftar grubu Kaplanpenche, Evrensel Yazarı Mithat Fabian Sözmen’in konuşmacı olarak katıldığı bir söyleşi düzenleyerek Türkiye’de tribünlerin ve taraftarların sorunlarını tartıştı. Kaplanpenche üyelerinin de söz alarak katkı sunduğu etkinlikte Mihat Fabian Sözmen, ‘’Tribünler halktan, toplumdan ve sistemlerden kopuk değildir. Yaşanılan sorunlar münferit olmadığı gibi taraftar gruplarının daha etkili olması ile çözülebilir’’ dedi.
Etkinlik moderatör Caner Deran’ın tribünlerde pankartların engellenmesinin sebeplerine ilişkin sözleriyle başlarken, taraftar gruplarının yaşadıkları sorunlar ile devam etti. Deran, Dişi Kaplanlar’ın 8 Mart için hazırladıkları "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" pankartının dahi stada alınmadığını vurgularken isimlerinde yer alan "CHE" nedeniyle de ambargo yediklerini dile getirdi.
Avrupa’da Ultras Antifa tribün kültürüne de değinen Deran’ın ardından katılımcı taraftarlar söz alarak yaşadıklara sorunları aktardı. Dişi Kaplanlar üyesi bir kadın taraftar pankart sorununa değinerek Spor Şube Müdürlüğünün keyfi uygulamalarından söz etti. Diğer taraftarlar da 6222 Sayılı Sporda Şiddetin Önlenmesine İlişkin Kanunun tribünlerin önüne bir engel olarak konulduğunu vurgularken Avrupa ve Türkiye’de diğer taraftar gruplarının etkinliklerine dair söz aldı. Kaplanpenche üyesi taraftarlar, gruplarının 2015 yılında tribünlerde yükselen gerici eğilimlere karşı kurulduğunu aktardı.
"KENDİ TARAFTAR KÜLTÜRÜMÜZÜ GELİŞTİRMELİYİZ"
Ardından söz alan Mithat Fabian Sözmen, "Karşı Kültür"ün daha da geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa’da ve özellikle İtalya’da şu anda Ultras tribünlerde aşırı sağın hakim olmaya başladığını söyleyen Sözmen, “Yapmamız gereken ithal etmek değil kendi kültürümüzü geliştirmek ve daha fazla halkla iç içe olmak" dedi.
"SPOR MEDYASI MİLLİYETÇİLİĞİ KIŞKIRTIYOR"
2011’de yaşanan Arap Baharı’nda Kuzey Afrika ülkelerinde taraftarların tribünlerden diktatör yönetimleri protesto etmelerini, Türkiye’de Gezi direnişinde İstanbul başta olmak üzere pek çok ilde taraftarlar gruplarının alanlara çıktığı örnekleri veren Sözmen, bugünün koşullarının değiştiğini söyledi.
Ülkede demokrasinin gerilediğini, işçi ve emekçilerin rahatça eylem yapamadığını vurgulayan Sözmen, “Bu koşullarda muhalif tribün grupları da rahat edemiyor ve baskıyla karşılaşıyor" dedi. Türkiye’de de milliyetçiliğin spor medyası eliyle de kışkırtıldığını belirten Sözmen, ‘’Kaplanpenche gibi taraftar gruplarına ihtiyaç var. Bir şeyleri değiştirmek için halkla daha fazla iç içe olmak ve etkinlinlerini büyütmek zorundalar" dedi.
"ÇELİŞKİ TARAFTARLAR ARASINDA DEĞİL"
Devamında Passolig ve 6222 sayılı kanunun tribünleri kötü etkilemesi ve bu konularda neler yapılabileceğinin sorulması üzerine söz alan Sözmen, ‘’Bu konular ilk birkaç gün gündemde yer tutuyor ve taraftar grupları bu konuları ele alıyor ancak şu anda pek ses yok maalesef. Bu veya benzer konularda taraftar grupları her zaman taleplerini belirlemeli, bir araya gelmeli ve sürekli mücadele etmeli" dedi. Hayatın asıl çelişkisinin taraftarlar arası çelişki olmadığını vurgulayan Sözmen, ‘’Tüm kulüpler bu açıdan işçi, emekçi kulüpleridir. Bu noktadan bakarak ele almamız gerekiyor" dedi.