İzmir Barosu: İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir, haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz!
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına tepki gösteren İzmir Barosu, cumhurbaşkanı kararının usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Fotoğraf: Evrensel
İzmir Barosuna kayıtlı avukatlar, "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" diyerek basın açıklaması yaptı.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi önünde bir araya gelen İzmir Barosuna kayıtlı avukatlar adına açıklamayı İzmir Barosu Genel Sekreteri Perihan Çağrışım Kayadelen okudu.
"FESİH YOK HÜKMÜNDEDİR"
Kayadelen, “Bir kez daha ilan ediyoruz; 20 Mart 2021 gününün gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı usulsüz ve hukuksuzudur. Milletin iradesiyle Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı Kararı ile çıkılamaz. Mecliste yasa ile kabul edilen ve Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca yasaların da üzerinde olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerden tek kişilik karar ile çıkılamaz” dedi.
Fesih kararının geçersiz olduğunu ifade eden Kayadelen, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olmaya devam ederek sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğunu söyledi.
“KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTIK”
İzmir Barosu olarak feshedilme işleminin iptali için Danıştay'a dava açtıklarını hatırlatan Kayadelen, “Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin durdurulması için mücadele sadece İstanbul Sözleşmesi’nin getirdiği bir yükümlülük değildir. Aynı zamanda 10, 17 ve 41. maddeleri başta olmak üzere Anayasal bir zorunluluktur. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılarak bu yükümlülükler ortadan kaldırılamaz” diye konuştu.
“YAŞAM HAKKI EN TEMEL İNSAN HAKKIDIR"
Türkiye’de ve dünyanın her yerinde, kadına yönelik şiddetle mücadelenin yolunun şiddete karşı bütünlüklü politikalar üretilmek olduğunun altını çizen Kayadelen, “Ülkelerin kültürleri ve gelenekleri kadına yönelik şiddetin bahanesi olamaz. Yaşam hakkı tüm uluslararası sözleşmelerde yer alan en temel insan hakkıdır. Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz! Bütün kadın hakları dosyalarına bu gerekçelerle müdahil olmaya, kadınların kazanılmış haklarını çoğaltmaya, onları savunmaya kadına yönelik erkek şiddetine karşı kadınların, çocukların ve ayrımcılığa karşı LLGBİ+ bireylerin yanında olmaya, dayanışmaya ve mücadeleye devam edeceğiz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
Türk-iş toplu sözleşme masasını devirirken kime sordu?
HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı
Suriye bıçak sırtında!
'Zaferden' işçiye düşen
Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli
Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele
