Güvencemiz sözleşme parolamız mücadele
“Biz şimdi buradan taleplerimizi daha yüksek bir sesle haykırıyoruz. ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır!”
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Ülkü
Elazığ
İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ani bir kararla feshedildi. Sözleşmenin feshedilmesinin ardından 12 saat içerisinde 6 kadın öldürüldü. Hala binlerce kız çocuğunun evlendirilmeye zorlandığı, “namus davası” denilerek öldürüldüğü, “kadın dediğin evinde oturacak, kocasına hizmet edecek” gibi söylemlere maruz kaldığı ülkemizde, kadının sosyal hayattaki yerini sağlamlaştırmak isteyen, eşitlik ve özgürlük üzerinden konumlandıran İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması hakkında çevremizdeki kadınlara ne düşündüklerini sorduk.
KADINA, ÇOCUĞA, HAYVANA DEĞER VERİLMİYOR
Üniversite öğrencisi olan Yaren ülkemizde hiçbir şekilde kadına, çocuğa ve hayvana önem verilmediğini ifade etti. Yaren “Bir kadına şiddet uygulandığında şiddet uygulayan kişi duruşmaya takım elbiseyle gelmesiyle bile indirim alabiliyor. Biz zaten böyle bir durumdayken bunun üzerine tek dayanağımız olan İstanbul Sözleşmesini kaldırmak çok kötü oldu. Bu hatadan dönülmesini isteyen kadınlar haklarını savunmak için eylem yaptı ve birçoğunun sonu karakolda bitti. İktidar, baskılarıyla haklı direnişimizi haksız duruma düşürdü” dedi.
TACİZE UĞRAMAMIŞ TEK BİR KADIN BİLE YOK
Üniversite sınavına hazırlanan Derya ise “İstanbul Sözleşmesi ya da herhangi başka bir sözleşmenin tek taraflı feshedilmesi bana göre düpedüz bir diktatörlüktür. Halka saygısızlıktır” dedi. Kadınların toplumda 2. sınıf insan muamelesi gördüğünü düşünen Derya, “Kadına şiddetin ve cinayetlerin araştırılması istendiğinde bu önergeler mecliste sürekli AKP ve MHP oylarıyla reddediliyor. Kadınları korumak siyaset yapılacak bir şeymiş gibi lanse ediliyor.” dedi. Kadınların korunmasının siyasi bir araç değil de doğal bir sorumluluk olması gerektiğini düşünen Derya, “Keşke ‘kadınların korunması’ gibi bir şey olmasaydı. Ama artık öyle bir zamanda yaşıyoruz ki kendimizi korumak zorundayız. Başımıza gelmemiş şeyler için bile sosyal medyada paylaşım yapıp kendimizi aklamaya çalışıyoruz ve bu çok acı verici bir durum. Ne yazık ki şu an çevremizde tacize uğramamış tek bir kadın bile yok. Hepimiz gerek sosyal medya üzerinden gerek sözlü gerekse fiziksel tacize uğramış durumdayız. Bu yüzden İstanbul Sözleşmesi’ne ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
Derya, direniş gösteren kadınları gördüğünde güçlü hissettiğini belirtti. “Benimle aynı görüşte olan insanları görmek; onların susmadığını, boyun eğmediğini görmek bana güç veriyor. Kadınların mücadele ederek var olduklarını göstermesi bende örgütlenme isteği uyandırdı ve keşke orada olsaydım diye düşündüm. Bir şeyleri değiştirebileceğimize olan inancım arttı” dedi. Son olarak iktidarın tüm tepkilere rağmen neden böyle bir karar almış olabileceği sorusuna ise “İktidarın bu kararı almasını kadınlardan korkmasına bağlıyorum. Çünkü kadınlar yanlış bir şey olduğunu fark ederlerse hemen müdahale edip değiştirirler. İktidar bizim bir şeyleri fark edip değiştirmemizden korkuyor. Bizi, bizden korktukları için baskı altında tutmaya çalışıyorlar” cevabını verdi.
MÜCADELE UMUT VERİCİ
Başka arkadaşımız Ela ise bu konu hakkında “Bunca baskıya ve karalamaya rağmen kadınların yılmadan mücadele etmesi çok umut verici bir şey. Birlikten kuvvet doğar ve biz bu direnişlerle verilen bu yanlış karardan dönülmesini sağlayabiliriz” diyerek mücadelenin ne kadar önemli olduğunu vurguladı.
Çevremdeki birçok kadın arkadaşım da hemen hemen aynı şeyleri dile getiriyor. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının söylendiği ilk andan bu yana birçok kadın topluluğu gerek panellerle gerek söyleşilerle gerekse bulundukları her konumda sorunlarını dile getirmekten çekinmeyip mücadele bilinciyle hareket ediyor. Bunun getirisi olarak da geçen süre içerisinde omuz omuza sokaklarda kendilerine dayatılan ikinci sınıf insan muamelesine karşı direniyor. Bu gerici baskılara karşı bizler birlikte mücadelenin önemini ve kazanımlarını, geçmişten bugüne kadar gelen deneyimlerimizden biliyoruz. İktidarın İstanbul Sözleşmesinin feshedilişini duyurmasının ardından Kadıköy’de toplanan on binlerce kadın da bu kazanımlardan ve birliktelikten vazgeçmeyeceklerini gayet açık bir şekilde gösterdiler. Ve biz şimdi buradan taleplerimizi daha yüksek bir sesle haykırıyoruz. “İstanbul Sözleşmesi yaşatır!”