Kod-29, büyük fabrikalarda olur, bizim hiçbir güvencemiz yok!
“Normalde sabah 8 akşam 6.15 çalışıyoruz. Mesai ile akşam 8 ya da 10’a kadar çalıştığımız oluyor. Keşke sabah 8 akşam 4 çalışsak.”

Bakırköy Belediyesi işçileri | Fotoğraf: Evrensel
İmran EREN
İzmir
Çiğli Ata Sanayi’de mola vermek için oturduğumuz bir çay ocağında bir grup tekstil işçisiyle karşılaşıyoruz. Hemen yanlarına gidip biraz sohbet etmek istediğimizi söylüyoruz. Pandemi dönemi çalışma koşullarından ücretlere, Kod-29’dan İstanbul Sözleşmesi’ne, yeni anayasadan HDP’nin kapatılmasına güncel gelişmeler üzerine konuşuyoruz.
SENDİKALAR OLUNCA İŞÇİ HAK KAZANABİLİYOR
İşçiler, ilk topu grubun en konuşkan ve soğukkanlı ismi olan Ömer’e atıyorlar. 300 kişilik iki katlı bir tekstil atölyesinde çalıştıklarını söyleyen Ömer pandemi döneminde geldikleri gün kadar para alabildiklerini, sigortalarını da öyle yatırdıklarını söylüyor. Devlet denetiminin olmadığını vurgulayan Ömer, sendikaların olduğu yerde işçilerin hak kazanabildiklerini ve bunlarında genelde büyük fabrikalarda olabildiğini belirtiyor. Ardından Kod-29’u soruyoruz, masada pek bilen yok fakat Ömer aşina ve “Kod-29’da büyük fabrikalarda oluyor. Bizde zaten hiçbir güvence yok ki” diyor. İstanbul Sözleşmesi’nden konu açılıyor. “Yasalaşması gerekirdi. Kadınlara, çocuklara şiddet, tecavüz en temel sorun. Sözleşme olması gereken bir şey” diyen Ömer gece yarısı kararnamesiyle sözleşmenin feshedilmesini gündem değiştirme çabaları olarak niteliyor ve torba yasaları da böyle çıkardıklarını söylüyor. Hükümetin politikalarını ise muhalefetin sesinin güçlü çıkmamasının ve bu nedenle istedikleri her şeyi yapabilmelerine bağlıyor. Yasa, sözleşme, muhalefet deyince laf lafı açıyor ve konu anayasa tartışmalarına geliyor. Yeni anayasadan da bir umudu olmadığını söyleyen Ömer “100 yasadan 90’ı kendi lehine olursa ne olur ki, yine hiçbir şey değiştirmemiş olur. Anayasanın ortak akıl ile Türkiye’nin yararına yasalar yapılması gerektiğini düşünüyorum” diyor. HDP’ye kapatılma davası konusunda ise hükümetin kendi ayağına sıktığını düşünen Ömer, “HDP’nin oyu CHP’ye gider” diyerek sözlerini tamamlıyor.
KEŞKE SABAH 8 AKŞAM 4 ÇALIŞSAK
Sohbet aralarında kendi düşüncelerini aktaran Medya ise bu konular ile ilgili düşüncelerini heyecanla dile getiriyor. İstanbul Sözleşmesi’ni sorduğumuzda “erkekler cevap versin” diyerek gönderme yapan Medya “Bir kere reddettiler. Geri kazanamayız, bitti artık. Kimin ne dediğini umursamazlar” diyor. Seçim tartışmaları ile ilgili seçimin hiçbir şeyi kurtarmayacağını, seçimleri hükümetin istediği gibi düzenlemeye alıştığını ve bu nedenle seçimin onların elinde olduğunu vurguluyor. HDP konusunda, daha önce HDP’ye oy verdiğini fakat son seçimde İzmir’de oyunu CHP adayına verdiğini muhalefete böyle destek olduğunu aktaran Medya “HDP kapatılırsa yine öyle yaparım, HDP’nin oyu CHP’de birikir o zaman” diyor. Çalışma koşullarına dair konuştuğumuzda ise pandemide işe hiç ara vermediklerini söyleyen tekstil işçisi Medya, bu dönem Zara ve Bershka gibi büyük markalara çalıştıklarını, eşofman ürettiklerini söylüyor. Asgari ücrete çalıştıklarını belirten arkadaşımız eşofmanın 2 Euro olduğunu söylüyor. Yeni anayasa tartışmalarından beklentisini sorduğumuzda çalışma saatlerinin düşürülmesini beklediğini aktaran Medya, “Normalde sabah 8 akşam 6.15 çalışıyoruz. Mesai ile akşam 8 ya da 10’a kadar çalıştığımız oluyor. Keşke sabah 8 akşam 4 çalışsak. Büyük yerler işçilerin hakkını veriyor. Küçük yerler vermez” diyor. Son olarak AKP kongrelerine değinen Medya “Cumhurbaşkanı her şeyi eline almış. Kimseyi dinlediği yok. Pandemi döneminde intihar eden insanlar oldu. Şimdi bunlar böyle kongreler yapıyorlar” diyerek sözlerini tamamladı.
Evrensel'i Takip Et