Ömer Faruk Gergerlioğlu, milletvekilliğinin düşürülmesi kararını AİHM'ye taşıyor
HDP'li Gergerlioğlu, kendisi ile ilgili süreçlerde millet iradesine üç darbe yapıldığını, dördüncüsünün de cezaevine gönderilmesi olacağını belirterek "Bunu engelleyebilecek olan AYM'dir" dedi.
Fotoğraf: MA
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesinin iptali istemiyle yapılan başvuruyu yetkisizlik nedeniyle reddetmesi üzerine, Ömer Faruk Gergerlioğlu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceklerini açıkladı.
Gergerlioğlu HDP Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Anayasa Mahkemesine biri vekilliğin düşürülmesi, diğeri ceza dosyası ile ilgili iki başvurusu olduğunu hatırlatan Gergerlioğlu, vekillikten düşürülme başvurusuna yetkisizlik verildiğini, bu konuda AİHM'ye gideceğini söyledi. Ceza dosyası ile ilgili halen karar beklediğini belirten Gergerlioğlu AYM'nin bu konuda ihlal kararı vereceğini düşündüğünü belirtti.
Milletvekilliği düşürülen HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu, Adalet Nöbeti’ni sürdürdüğü partisinin Genel Merkezi'nde açıklamalarda bulundu. Açıklamaya HDP milletvekilleri, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Necla Kurul, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun da katıldı.
Gergerlioğlu, Adalet Nöbeti’nin 15’inci gününde olduğunu belirterek, sürece dair bilgi verdi. Gergerlioğlu, “Malum Mecliste hukuksuz bir şekilde vekilliğimizin düşürülmesinden sonra bir adalet nöbeti başlattık. Bir sivil direniş sergiledik” dedi.
TBMM'de başlattığı Adalet Nöbeti sürecini ve Meclisten gözaltına alınarak çıkarılmasını anlatan Gergerlioğlu, "Benim Meclisten alınmam için 158 polis görevlendirildiğini öğrendim. Vekillerimizin kolları sıkılmak suretiyle görüntü alınması engellenmek istendi. Demokrat Türkiye halkı benim yaşadıklarıma tepki gösterdi. 1994'ten sonra Meclisten milletvekili kovalanması tekrar yaşatıldı" dedi.
Vekilliğinin haramilikle, zorbalıkla elinden alınmak istendiğini belirten Gergerlioğlu, "Ben bu halkın iradesiyle seçildim bu irade durdukça ben milletvekili olduğumu düşünüyorum. Milletin bağrına sığınmış bir milletvekilini bu şekilde atarsanız bu milletin iradesine bir darbedir" diye konuştu.
Meclisten pijama ve terlikle alınarak ve saatlerce bu şekilde bekletilerek itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyleyen Gergerlioğlu, "Tüm kamuoyu kimin itibarsızlaştığını gördü" dedi.
MİLLET İRADESİNE ÜÇ DARBE YAPILDI DÖRDÜNCÜSÜ OLMASIN
Şahsı ile ilgili işletilen süreçlerde millet iradesine üç darbe yapıldığını belirten Ömer Faruk Gergerlioğlu bunları şu şekilde açıkladı:
"Birincisi yargı darbesi. Bir haberi retweet ettiğimiz için birinci derece mahkemesinde bir karar verildi, istinaf ve Yargıtay'da Yargıtay hakiminin itirazına rağmen karar onandı.
"İkincisi neydi, Meclis Başkanı eliyle "Egemenlik kayıtsıt şartsız milletindir" mevhumuna, dokunulmazlık mevhumuna, milletvekili haklarına yönelik bir darbe yapıldı. Meclis Başkanının milleti koruması gerekiyordu, boşuna orada görevli değil. Ama belli ki bir takım talimatlarla bu karar alındı. Dönem sonu beklenebilirdi, AYM sonucu beklenebilirdi, tercih etmediler hemen karar okutuldu. Bu da Meclis Başkanlığı eliyle Meclise bir darbeydi."
"Üçüncüsü ise Mecliste sivil bir direniş sergileyen milletin bir ferdini yakalama kararı çıkararak, darbederek, zorbalıkla çıkarma girişimi de millete bir darbeydi."
Kendi ile ilgili süreçlerde millete yönelik üç darbenin yaşandığını belirten Gergerlioğlu, dördüncüsünün de cezaevine konulması olacağını söyledi. HDP Genel Merkezinde sürdürdüğü Adalet Nöbetini bugün itibarıyla bitireceğini, yarın evine gideceğini belirten Gergerlioğlu, yarın teslim olma süresinin de bittiğini kaydetti.
"Gelip beni alıp götürebilirler ama bu millete dördüncü darbeyi yapmış olurlar" diye konuşan Gergerlioğlu, bunu engelleyebilecek olanın Anayasa Mahkemesi kararı olduğunu belirtti.
"TEK DAYANAĞIMIZ TÜRKİYE HALKLARININ ORTAK VİCDANIDIR"
Gergerlioğlu açıklamalarına şöyle devam etti:
"Bu 15 gün içinde Türkiye toplumunun a’dan z’ye her kesiminden, her dini, etnik, siyasi görüşünden insanın buraya geldiğini, bizi desteklediğini gördük. Bu ne demek: İnsan hakları savunuculuğunda ve siyaset hayatımda oluşturmaya çalıştığım insan hakları anlayışı, kavrama anlayışının karşılık bulduğunu, az çok yerleştiğini ve devam edebileceğini gösteriyor. Toplumun farklı her kesimi haksızlığa, hukuksuzluğa karşı bir araya gelebiliyorsa, ben bu noktada için rahat olarak giderim cezaevine. Çok umutsuz ve karamsar değilim. Önemli gelişmeler var, cezaevine girersek, tüm hak savunucularına bu bayrağı vermiş olurum ve daha iyi bir yere getirirler. Bu toplum için cezaevine girersem, gözü açık gitmem."
"Biz esaslı bir duruşu sergiliyoruz ve tek dayanağımız Türkiye haklarının ortak vicdandır. Bu noktada bilsinler, her yaptıkları darbe girişimiyle toplumun vicdanını sızlatmışlar. Birçok arkadaşımız cezaevinde, Musa Farisoğlulları ve Leyla Güven’in vekillikleri düşürüldü. Bunlar Kürt meselesini halletmedi. Devlet eliyle oluşturulmuş büyük insan hakları ihlalleri var. Şunu da Türk halkına söylemek isterim: Kürt meselesi vardır, bunu Kürt halkı çıkarmadı. Bunu devletin dayatmaları çıkardı. Kürt meselesini çözecek olan Kürtler dışındaki halklardır. Tüm Türkiye toplumuna sesleniyorum: Etnisite olarak bir Kürt değilim, Kürt meselesinin çözümünü savunduğum için işimden oldum. Böyle çözüm olmaz. Sorunu çözecek Kürt halkı değil ki illa onlar çözsün. Hepimiz birlikte bu sorunu çözmek zorundayız. Hepimizin çocukları ölüyor. Bu konuyu bu ciddiyetle ele almamız lazım. Beni cezaevine atabilirsiniz, birçok arkadaşımız rehine olarak orada tutuluyor, hiçbir sorunu çözemezsiniz."
İNSAN HAKLARI ORTAK PAYDA
"Benim topluma son sözlerim: Gelin insan hakları ortak paydasını koruyalım. Bu çok değerlidir. Bu şansı kaybetmeyin. Biz tüm vekil arkadaşlarımızla bunu söylüyoruz. Bu parti bunun için gayret sarf ediyor. Bunu gerçekleştirdiğimiz oranda başarılı olacağız. Gerçekleştiremediğimiz zaman bu ülke için üzücü günler devam edecek." (HABER MERKEZİ)