Psikolog Sevilay Karlık: Otizm parmak izi gibidir, birbirine benzemez
Her 54 çocuktan birine otizm teşhisi konulduğu günümüzde, otizmin ne kadar farkındayız. 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde konunun uzmanlarından Psikolog Sevilay Karlık ile otizmi konuştuk.
Fotoğraf: Envato
Ramis SAĞLAM
İzmir
ABD’de bulunan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) verilerine göre her 54 çocuktan biri otizm riski ile doğuyor. Her 54 çocuktan birine otizm teşhisi konulduğu günümüzde, otizmin ne kadar farkındayız. Otizm hakkında bildiklerimiz ne kadar doğru? 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde konunun uzmanlarından Psikolog Sevilay Karlık ile otizmi konuştuk.
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), günümüzde rastlanan en yaygın nöro-gelişimsel bozukluk olarak biliniyor. Genellikle, yaşamın ilk yılları denilen erken çocukluk dönemlerinde kendini göstermeye başladığını söyleyen Karlık, “Dünyadaki çocukların yaklaşık yüzde 1-2’sini etkilediği ve neredeyse her 54 çocuktan birinin OSB tanısı aldığı tahmin edilmektedir. Erkek çocuklarında kızlara göre daha fazla gözlenmektedir” dedi.
"TOPLUMUN BASKISI VE SUÇLAMALARI SÜRECİ ZORLAŞTIRIR"
Nedeni hâlâ tam olarak bilinmeyen otizm spektrum bozukluğunun genetik temelli olduğuna dair bulgular olduğunu ifade eden Karlık, hem biyolojik hem de çevresel faktörlerin etkisinin de olduğunun düşünüldüğünü söyledi.
Çocuğu tanı alan aileler sıklıkla kendilerini suçlar diyen Karlık, “En çok da yeteri kadar ilgilenmediği düşünülerek annelerin üzerine gidilir. Ancak OSB her ırktan, etnik gruptan farklı sosyal statüye, farklı ekonomik ve eğitim düzeyine sahip ailelerin çocuklarında görülebilmektedir. OSB, anne babalar bir şey yaptığı veya yapmadığı için olmaz. Toplumun bu baskısı ve suçlamaları sadece anne-babayı üzer ve süreci daha zor atlatmalarına neden olur” diye ekledi.
Karlık, çocukları için endişelenen ailelerin en çok bu dönemde desteğe ihtiyaçları olduğunu ısrarla vurguladı.
"OTİZM HER ÇOCUKTA FARKLI İLERLİYOR"
OSB hakkında en çok bilinen özellikler olan; konuşmasının akranlarının gerisinde kalması, göz teması kurmaması veya sürdürmemesi, ismiyle seslenildiğinde ilgili bir şekilde dönüp bakmaması, yaşıtlarına ilgisiz davranması, nesneleri döndürerek-dizerek oynayabilmesi, parmak ucunda yürüme, elleri sallama gibi farklı hareketler yapabilmesi veya değişikliklerden rahatsız olabilmesi olarak bilinse de aslında her çocukta farklı ilerlediği biliniyor.
Karlık, “Otizm parmak izi gibidir. Bugüne kadar benzese de birbiriyle tamamen aynı otizm belirtilerine sahip iki çocuk hiç görmedim” dedi. OSB’nin temel olarak toplum içinde sosyal becerilerdeki eksiklikle ve yerine göre davranıp konuşamamayla kendisini gösterdiğini belirten Karlık, bu nedenle saydığı veya benzer belirtilerin tamamının olmasının gerekmediğini ifade etti.
Karlık, akranı kadar olmaması veya ebeveynlerin tabiriyle ‘Canı isterse yapması’ uzmanların tabiriyle ‘keyfiyetçi tutumu’ da ailelerin dikkate alması ve hekime başvurması gereken süreçler olarak değerlendirdi.
OSB’NİN VARLIĞINA İŞARET EDEN SEBEPLER
OSB’de sosyal ilişkileri başlatma, sürdürme, anlama ve sosyal süreçlere uygun davranma becerilerinde güçlükler yaşandığını söyleyen Karlık, sadece konuşmaması değil konuşurken diğeriyle uygun beden mesafesini, duruşunu koruyamaması, konuşma boyunca göz temasını sürdürememesi, uygun cümlelerle sohbete devam edememesi ve uygun şekilde sonlandıramamasının da OSB’nin varlığına işaret olabileceğini belirtti.
Bu duruma yönelik olarak ise Karlık şunları söyledi; “Siz sorunca basit, kısa cevaplar veriyor olabilir ama kendiliğinden anaokulunda ne yaptığını önce-sonra diye anlatamayan bir çocuk veya okuldaki öğretmenin gelmemesi gibi haber değeri olan bilgileri anlatması gerektiğini fark etmeyen bir çocuk da OSB riski taşıyabilir.”
ERKEN TANI ÖNEMLİ
Belirtileri gözleyen ailelerin bu durumda öncelikle hekime gitmesi gerektiğini söyleyen Psikolog Sevilay Karlık, “Bu durumun nöro-gelişimsel psikiyatrik bir bozukluk olabilir. Bu belirtiler üzerine ilk başvurulacak kişiler çocuk ve genç psikiyatristleri olması gerekir. Tanıyı hekim koyar, gerekirse farklı branşlarda hekim ve psikologlardan testler, tetkikler, gözlemler ister ve sonrasında eğitime yönlendirir. Erken tanı, en etkili müdahale şekli olan erken eğitimin başlaması için çok önemlidir” diye konuştu.
Karlık, tanıyı reddetmenin, uzmanların dışında alternatif yollar aramanın OSB’ye müdahaleyi geciktirmekten ve tanıyı ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramadığına da sözlerine ekledi.
‘EBEVEYNLERİ ÇOCUKLARI ÜZERİNDEN KANDIRMAK KOLAY’
OSB’li ailelerin internette, forumlarda çare ve bilgi aradıklarını, bu bilgilenme yöntemini “korkutan bir süreç” olarak değerlendiren Psikolog Sevilay Karlık, “Bilmeliler ki sadece uzmanlar yardımcı olabilir” dedi. Bu alanın çok suistimal edildiğini söyleyen Karlık, “İnsanları çocukları üzerinden vuruyorlar. OSB’nin bilinen bir çaresi yok ve böyle bir belirsizlikte endişeli olan ebeveynleri çocukları üzerinden kandırmak kolaylaşıyor, umut tacirleri bu fırsatı da kaçırmıyor. Çok yönlü bir eğitim tek müdahale şekli ve ne kadar erken başlanırsa OSB ile mücadelede o kadar güçlü olacaklar” diye konuştu.
OSB’de etkisi kanıtlanmış eğitimlerle ve güvenilecek uzmanlarla, hekim desteğiyle yapılacak çok şey olduğunu belirten Karlık, “Erken müdahale ile çok iyi sonuçlar alınabiliyor. Aileler bir an önce gerekli adımları atıp çocuklarıyla birlikte bu sürece dahil olmalı” dedi.