02 Nisan 2021 00:04

İşçilerin en önemli gündemi geçim derdi

Ekonominin durumu, anayasa tartışmaları, İstanbul Sözleşmesi ve gündemdeki birçok konuyu konuştuğumuz Denizli’den bir işçi ailesi, işçilerin en önemli gündeminin geçim sıkıntısı olduğunu söylüyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hilmi MIYNAT
Denizli

Denizli’de bir işçi ailesine misafir oluyoruz. Baba mermer, anne tekstil işçisi, üç de çocuk var. Yeni anayasa tartışmaları, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, ekonomik kriz ve eğitim gibi birçok konuyla ilgili sohbete başlıyoruz.

Her iki işçi de işyerlerinde en çok konuşulan konunun ekonomik kriz olduğunu belirterek, işçilerin en önemli gündeminin geçim sıkıntısı olduğunu söylüyor.

"DEVLET HÂLÂ ZENGİNE HİBE VERİYOR"

Evde iki çalışan olmasına rağmen geçinmenin zor olduğunu söyleyen mermer işçisi, “Evde 3 çocuk var onların masrafı ayrı. Geçen alışverişe gittik çok bir şey almadığımız halde 400 lira tuttu. Yağ 75, çay 40 lira olmuş. Tuvalet kağıdı bile pahalı. İki kişi çalışıyoruz ama 5 bin lira para değil ki bu devirde. Faturalar zaten ayrı para. Zenginler parasına para katıyor yoksul daha da yoksullaşıyor. Pandemide 50-60 milyonluk yatırım yapan patron var. O kadar zenginler, devlet hâlâ onlara hibe veriyor. Adaletsizlik bu” sözleriyle pahalılığa ve gelir adaletsizliğine tepki gösteriyor.

Evde kışın rutubet, yazın böcek ve toz olduğu için bir dönem ev aradıklarını, bu süreçte de ayrımcılığa maruz kaldıklarını aktaran işçi, “Evin kirası düşük ama her yeri dökülüyor. Az daha iyi ev bakalım dedik. Bir eve kaparo bile ödedik. Sonra eşi memleket sordu. ‘Bize çok uzaksınız ben doğuluya ev vermem’ diyerek kovdu bizi. Eşim de sinirlendi ben de. Aynı ülkede yaşıyoruz doğulu batılı ne fark eder” sözleriyle ırkçılığı eleştiriyor.

"UZAKTAN EĞİTİMDE FATURALAR ARTTI"

Çocukların eğitim sorununun da özellikle pandemide arttığını vurgulayan kadın işçi de “Üç çocuk var. Giyimi, beslenmesi, eğitimi ayrı dert. Uzaktan eğitim için ikinci el bilgisayar aldık bağlanamadı. Tablet aldık hadi bağlandı, bu kez faturası ayrı masraf. Bir ara tablet dağıtıyorlardı. Bize hiç tablet getiren de olmadı. Bu ara mahallelerdeki okullara devlet destek olmuyor. Yok kitap parası, yok temizlik parası, yok bağış. Kaç defa para ödedik okula. Ödüyoruz da. Bu okullar bizim sayemizde ayakta duruyor. İmkan el verdiğince çocuklarımız okusun iyi yetişsin istiyoruz” diyor.

"HİÇBİR YERDE BİRLİK YOK"

İşyerinde siyasetin pek konuşulmadığını, kimsenin kimseye tahammülü kalmadığını söyleyen mermer işçisi, “Televizyonun güvenilirliği kalmadı, bir şey izleyesin gelmiyor. İnsanlar da ‘O onu dedi, bu bunu dedi’ tartışmasından bıktı. Ağzını açsan öcüsün, işine gelmedi teröristsin. Meclistekiler yan yana gelemiyor biz nasıl gelelim ki” sözleriyle kutuplaştırıcı siyasetin fabrikalardaki yansımasına işaret ediyor.

İşçi ayrıca fabrikada birlik olmamasından yakınarak, “Patron birine 20 birine 10 veriyor bölüyor işçiyi. Her fabrikada böyle. 20 alan da bu düzen böyle devam etsin diye patronu savunuyor. Hiçbir yerde birlik yok” diyor.

"KADIN CİNAYETLERİ ARTIK SON BULSUN"

Gündemin ilk sıralarında yer alan İstanbul Sözleşmesi’ni sorduğumuz mermer işçisi, “Kanal İstanbul ile mi ilgiliydi” sorusuyla içeriğine dair bir fikri olmadığını anlatıyor. İşçi, “Sosyal medyada çok konuşuluyor belki ama ben çevremde tartışıldığını duymadım” diyor.

Maddelerine kısaca değindikten ve bu sözleşmeden Cumhurbaşkanı kararı ile çıkıldığını ifade ettikten sonra mermer işçisi, “Tabii iptal edilmesin. Yani cinayetlerin neden arttığını da bilmiyoruz ama keşke hiç işlenmese” diyor.

Mermer işçisinin İstanbul Sözleşmesi’ne dair bilgisi olmamasına karşın tekstil işçisi kadın araya girerek sözleşmeyi savunuyor. Kadın işçi, “Tabii ki sahip çıkmak lazım. İster aldatma olsun ister ne olursa olsun kimse bir kadını öldüremez. Hiç kimsenin buna hakkı yok. Misal 5 yıl olmuş boşanalı, adam geliyor öldürüyor kadını. Boşanmış artık, bitmiş gitmiş, kendi yoluna gitsene. Kadın cinayetlerinin artık son bulması lazım” sözleriyle önlem alınmamasına tepki gösteriyor.

Cinayetlerin yeni nesilleri de kötü etkilediğine dikkat çeken kadın işçi, “Çocuğun yanında annesini öldürüyor onun da psikolojisi bozuluyor. Ya da çocuklar sorunlu yetişiyor o da cinayet işliyor. Komple bitmesi lazım bu şiddetin” ifadelerini kullanıyor.

Referandum ve yeni anayasa tartışmalarına ilişkin konuşan mermer işçisi şunları söylüyor: “Bir araya gelemiyorlar ki. Anayasa ben kabul etmesem de onaylanıyor. Ben ‘hayır’ diyorum ama Meclisten geçiyor. Ben kabul etmiyorum, hatta yüzde 40’dan fazlası karşı ama sırf yüzde 51’i geçti diye kabul etmediğimiz bir anayasa onaylanıyor. Ne diyelim?​”

ÖNCEKİ HABER

CPS Otomotiv işçileri yazdı: Bize ne veriyorsunuz ki yastık altı diyorsunuz?

SONRAKİ HABER

Türk-İş Adana Bölge Başkanı Edip Gülnar: Kamu işçilerinin özelden bir farkı kalmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa