Brezilya’da sağlık krizi büyüyor: Her gün 3 binin üzerinde ölüm
Salgına karşı yeterli önlem almayan Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro sağlık krizini derinleştirirken siyasi krizi de çağırıyor. Brezilyalı Gazeteci Sandino Patriota, gelişmeleri Evrensel için yazdı.
Brezilya | Fotoğraf: Fabio Teixeira
Sandino PATRIOTA*
Sao Paulo
Brezilya, yeni koronavirüs varyantının ülkenin hemen hemen tüm bölgelerine yayılmasının neden olduğu bir sağlık krizi yaşıyor. Görünüşe göre daha yüksek kontaminasyon oranına sahip yeni virüs suşlarının ortaya çıkması, vaka sayısının her gün 100 bin yeni vakaya ulaşmasına neden oldu. Virüs kaynaklı ölümlerin giderek artan ortalaması, mart ayında günde 3 bin ölümün üzerine çıktı.
Bu felaket durumu, artık çok sayıda hastaya bakamaz hale gelen hastaneler ve diğer sağlık merkezleri üzerinde muazzam bir baskı oluşturdu. Neredeyse tüm büyük şehirlerin merkezlerinde, yoğun bakım üniteleri için bir sıra var, solunum cihazı ve hatta oksijen tüpü eksikliği yaşanıyor. Bu, birçok eyalet hükümetini de bulaşmayı kontrol altına almak adına tek önlem olarak ticareti ve sosyal mesafeyi engellemek için daha sert tedbirler almaya zorladı. Tedbirlerin daha da ekonomik soruna ve işten çıkarmalara yol açtığı ise açık.
Brezilya, ABD ile birlikte kovid-19 ile mücadeleyi en kötü şekilde ele alan ülkelerden biri. Federal hükümet, virüsle mücadele için Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirtilen tüm sağlık önlemlerini boykot etti. Koruyucu maskelerin kullanımına, sosyal izolasyon önlemlerine karşı kampanya yürüttü ve virüse karşı etkinliği kanıtlanmadan ilaç kullanımını yaygınlaştırdı. Daha da kötüsü, federal hükümet, sağlık sistemini virüsün dayattığı yeni zorluklarla yüzleşmeye hazırlamak için hiçbir adım atmadı; hastanelerde yatak ve oksijen gibi temel malzemelerin yetersizliğine neden oldu.
Kalabalık hastanelerle sağlık personelinin iş yükü dayanılmaz hale geldi. Brezilya, dünyada en çok hemşire ve doktorun koronavirüsten öldüğü ülkedir, çünkü kalabalık hastaneler ve uzun çalışma saatleri bu meslektekileri devasa viral yüklere maruz bırakmaktadır.
BOLSONARO HÜKÜMETİ, KRİZİ DERİNLEŞTİRİYOR
Bolsonaro Hükümetinin ulusal yaşamın tüm sektörlerindeki başarısızlığı giderek daha belirgin hale geliyor. Brezilya’yı krizden çıkarmak ve halkla destek vermek için bir planı olmayan; yalnızca bankacıların ve tekellerin; kendi ailesinin ve ülkeyi birlikte yönettiği milis çetesinin kârını garanti altına almak ve artırmakla ilgilenen Bolsonaro, iki yıldan biraz uzun bir süre boyunca, hem hükümetini yönetemez hale getirmeyi, hem de en cahil ve gerici pozisyonları savunarak ülkeyi moral açıdan uluslararası düzeyde düşürmeyi başardı.
Geçtiğimiz birkaç gün içinde, Bolsonaro, kendisini askeri güçlerin komutanları ile bir krizin içinde buldu. 1977’den beri ilk kez, savunma bakanı ve ordu; Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri komutanları tek seferde görevden alındı. Bu, bir zamanlar Bolsonaro’nun devlet başkanı seçilmesinde belirleyici faktör olan Silahlı Kuvvetler ile arasındaki soruna işaret ediyor.
Mali sermayenin temsilcileri dahi hükümete karşı memnuniyetsizlik gösteren kamuoyu açıklamaları yaptılar.
Aşıların dağıtımındaki gecikme ve sosyal kısıtlama önlemlerinin boykot edilmesi, 2021 yılı açısından yeni bir ekonomik gerilemeye yol açacak ve bu da GSYİH’nin 2020’deki yüzde 4 düşüşüne eklenecek. Bu ekonomik felaket ülkeyi iflas ettirebilir ve bu da devlet tahvilleri ile yaşayanların çıkarlarını tehdit ediyor.
Ancak pandeminin derinleşmesinden en çok zarar gören işçiler ve en yoksullar. Ekonomik olarak aktif nüfusun yüzde 16’sından fazlası -Brezilya para birimi (real) karşısında doların yüksek değerinin baskısı altında temel gıda maddelerinin fiyatlarının muazzam şekilde arttığı bir zamanda- işsiz durumda. Brezilya, dünyanın en büyük tarım üreticilerinden biri, ancak ülkenin tüm bölgelerinde açlık büyüyor, çünkü büyük üreticiler dış pazara dolar cinsinden satış yaparak zengin olmayı tercih ediyor.
Pandeminin ilk yılında, halk eylemleri, işten atılan tüm işçilere 600 real (yaklaşık 100 dolar) tutarında acil yardım sağlamayı başardı. Sosyal mesafe önlemlerinin azalmasıyla Bolsonaro, bu yardımın miktarını 150 reale (yaklaşık 25 dolara) indirdi.
BOLSONARO’NUN DEVRİLMESİ VE SINIF MÜCADELESİ
Bu kaotik senaryoyla karşı karşıya olan ülkenin siyasi güçleri, Bolsonaro hükümetinin iflası karşısında alternatif yaratmak için kendilerini konumlandırmaya çalışıyorlar. Yozlaşmış burjuva partilerinin bir kısmı “gerçek sülükler” olarak hükümette kalmaya devam ediyorlar ve hükümet düşmediği sürece kendilerini ellerinden geldiğince zenginleştirmekle ilgileniyorlar.
Kapitalist temsilcilerin bir başka kısmı, neoliberal projeyi sürdürmek için işçi sınıfının aktif katılımı olmadan Bolsonaro’yu iktidardan uzaklaştıracak bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor.
Halk kesimleri içinde, tüm umutlarını 2022’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine yatıranlar var. Eski Cumhurbaşkanı Lula’nın adaylığı önündeki engellerin kalkmasıyla, şimdi daha da heyecanlılar. Siyasi sahneye başrol oyuncusu olarak döndüğünden beri Lula, kendi hükümetlerinde fiilen uyguladığı liberal önlemlere karşı somut bir ekonomik program sunmuş değil.
Halk Birliği (UP) Partisi Başkanı Leonardo Péricles'e göre, işçi sınıfı ve halkın Bolsonaro Hükümetini kendi güçleriyle devirmesi gerekiyor ki, Brezilya için yeni bir halkçı proje inşa etmek mümkün olsun. Bolsonaro’nun darbe niyetine karşı hareketlerin güçlendirilmesi ile en az 1100 real (yaklaşık 200 dolar) acil yardım ödemesi, halkın kitlesel şekilde aşılanması ve herkes için karantina hakkı talebinin örgütlenmesi gerektiğini belirtiyor.
Brezilya halkının Bolsonaro’nun teşvik ettiği halka yönelik soykırım politikasını derhal durdurması gerektiği bir gerçektir. Mart ayında 140 binden fazla insan öldürüldü ve yalnızca son 7 günde bile 20 binden fazla kişi kovid nedeniyle yaşamını yitirdi.
Ülkeye musallat olan bir siyasi güç olarak faşizmin gömülmesi için Bolsonaro’nun halk hareketiyle devrilmesi esastır.
*Brezilyalı Gazeteci, A Verdade Dergisi Editörü