05 Nisan 2021 23:00

CPS Otomotiv işçileri yazdı: Haklarımızdan vazgeçmiyoruz

"Biz işimizin devamı için yapılabilecek her türlü fedakarlığı yaptık. Ama maaşlarımız geç ödendi, kredilerimiz, faizleri, faturalar, kiralar derken ne cebimizde para ne de evimizde huzur kaldı..."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

CPS Otomotiv işçisi
İstanbul

Biz, Tuzla Serbest Bölge’de bulunan CPS Otomotiv’in işçileriyiz. Audi, Volkswagen Mercedes gibi büyük markalara araba koruma kılıfı üretiyorduk.

2014’te sendikal mücadelemiz başladı ve bu süreçte işten atılan arkadaşlarımız oldu. Bir kısmı mahkemeyi kazanıp geri döndü ve 2018’de mücadelemiz sonucu sendikalı olduk. Ama işverenlerin yarattığı sorunlar, sömürü devam etti. Mesailerin, çalışma saatlerinin yoğunluğu, mescide ve lavabolara gidiş sürelerimizin hesaplanması gibi…

Pandemi sürecinde; üretim alanının, lavaboların temizliğini, molalarda çayı dahi yaptığımız günler oldu. Siparişlerin devam etmesi, başka fabrikaya gönderilmemesi için iki defa İzmir’e gittik. Çünkü o dönemde işler İzmir’deki fabrikaya kaydırılmıştı. Bizler de yağmur altında üç gün eylem yaptık. Bu süreçte patronlardan bazıları bizim yanımızdayken şimdi bizi düşürdükleri durum karşısında "muhatabınız değiliz" diyorlar.

Biz işimizin devamı için yapılabilecek her türlü fedakarlığı yaptık. Pandemiden önce üç ay ve pandemi boyunca; devletin işverene sunduğu, işçiye ise hiçbir faydası olmayan, maddi manevi sıkıntı dolu bir kısa çalışma sürecimiz oldu. Maaşlarımız geç ödendi, kredilerimiz, faizleri, faturalar, kiralar derken ne cebimizde para ne de evimizde huzur kaldı...

Bizim emeğimizle ceplerini o kadar doldurdular ki mal kavgası yüzünden, “Bana yar olmayan sana da olmasın” mantığıyla bütün emeklerimizi boşa çıkardılar. Hak etmedik çünkü, onlardan daha çok sahip çıktık işimize. Dört defa makinelere haciz geldi, biz engel olduk, işverenler yoktu. Gözü doymaz patronların anlaşmazlıkları yüzünden bugün 170 işçi işsiz kaldı.

BOŞ SÖZLERE İNANMIYORUZ

2020 ağustos ayında dört günlük bir grev sonunda toplu sözleşmeyi kazandık ve eleman alımı oldu. Siparişler yoğundu, mesailer başladı. Bu süreçte dahi maaşlarımız geç ödendi, buna rağmen bile işimiz devam etsin, siparişler gününde yetişsin diye fazla mesailere kaldık. İşimiz devam ederken, ocak ayında ücretsiz izne çıkarıldık ve ardından tekrar üç aylık kısa çalışma sürecimiz oldu. Teşvik bitince işbaşı yapacağız diye beklerken, öğrendik ki ödenmeyen borçlar yüzünden makinelere tekrar haciz geldi. Şu an fabrikamız kapalı ve biz 40 gündür tazminatlarımızı ve içeride kalan ücretimizi almak için eylem yapıyoruz. Patronlardan Sinan Büyükay’ın diğer fabrikası olan CPS Pressform önündeyiz, Beykoz Acarkent’te bulunan evinin önünde de eş zamanlı eylemlerimiz devam ediyor. Diğer ortaklardan Ruhi Yalçın’ın Kurtköy’deki evinin önünde de yapıyoruz. Bizlerin emeği, alın teriyle ceplerini doldururken ortaklar ama biz anayasal hakkımız olan tazminatlarımızı isterken ‘Muhatabınız ben değilim” diyen Sinan Büyükay, biz artık boş sözlere inanmıyoruz.

YAN YANA OLMAK ZORUNDAYIZ

Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, sonuna kadar mücadelemize devam edeceğiz. Varlığımızdan rahatsızlar ama bu karda kışta haftalardır küçük çocuğuyla gelen arkadaşlarımız var, o çocuğu o soğukta görmek vicdanlarını rahatsız etmiyorsa, biz hep var olacağız onlar da rahatsız olacak.

Biz işçiyiz... İşçi olmazsa üretim olmaz, üretim olmazsa ülke olmaz, dünya dönmez, bu çark dönmez. Biz işçiyiz, yaşamın kendisiyiz. Ama ne yazık ki bu düzende yaşayamayan da bizleriz, üreten de biziz, aç kalan da. Bu yüzden mücadele etmeliyiz, yaşamak için, onurlu bir gelecek için.

Birlikte yardımlaşarak gücümüze güç katmazsak, sermayeye yenik düşeriz. Bu düzeni değiştirmek bizim elimizde. Baskılara, sömürüye, emek hırsızlarına boyun eğmemeli, birlikte dayanışma içinde olmalıyız.

Özellikle bu zorlu pandemi koşullarında yan yana olarak, bir bardak suyumuzu, çayımızı, lokmamızı bölüşerek destek olmalıyız birbirimize. Çünkü biz işçilerin gücü, birliğimizden gelir. Yaşasın sınıf dayanışması, yaşasın onurlu mücadelemiz.


ZAFER BİZİM ELİMİZDE

CPS Otomotiv İşçisi
İstanbul

“Sevgili Novares işçileri, sınıf kardeşlerimiz...

Biz CPS Otomotiv işçileri olarak 40 gündür haklarımızı almak için direniyoruz. Direnişimizin ilk gününden bu yana yanımızda oldunuz, direnç verdiniz. Sağ olun! İçinde bulunduğumuz pandemi koşulları biz işçileri her türlü çıkmaza sürüklerken, bu zorlukların aşılabileceğini siz Novares işçilerinden de gördük. Pandemide greve çıkıp, mücadele verdiniz ve kazandınız. Ve şimdi biz CPS Otomotiv işçileri haklarımız için direniyoruz. Sınıf kardeşlerimiz, çağrımız direnişimizin büyütülmesi içindir.

Ekonomik koşulların gitgide kötüleştiği günlerden geçiyoruz. Ve bu günlerde bizlerin daha da çok yan yana olması gerekiyor. Bizlerin birbirimizden başka kimsesi yok sevgili kardeşim! İşte bu yüzden sevgili Novares işçisi kardeşim, CPS işçisi kardeşinle birlikte aynı çayı yudumlamaya, sofrandaki ekmeği bölüşmeye, bu soğuk günlerde bir tas çorbanı paylaşmaya, bu direniş ateşini büyültmeye var mısın? Yaşasın sınıf dayanışması!”

Okuduğunuz bu satırlar, geçtiğimiz günlerde Novares işçilerine fabrika çıkışlarındaki seslenişimizden...

Direnişimizin ilk gününden bu yana bizlerin yanında olan sınıf kardeşlerimize, bu çağrımız da cevapsız kalmadı. Siz sevgili sınıf kardeşlerimiz, yaşadığımız ülke yangın yeri... En iyi biz grevdeki, direnişteki, hak alma mücadelesindeki işçiler anlarız memleketin halini... Pandemiyle birlikte yaşamımızın her alanında kıskaca alındığımız bu dönemde biz işçiler ancak yan yana olarak zorluklara göğüs gerebiliriz. Ancak ve ancak birlikte mücadele ederek kazanacağımızı biliyoruz. Sınıf kardeşlerimiz, üretimden gelen gücümüzle bu rüzgarı tersine çevirebiliriz.

Bilmemiz gereken, bu gücü nasıl kullanacağımızdır. Birlikte, yan yana, bu dayanışma ağını daha sıkı örerek, mücadeleye daha örgütlü sarılarak kazanabiliriz. İşte bu yüzden sınıf kardeşlerimiz, mücadelemiz soluksuz bir maraton, kolay da değil elbet. Ama zafer bizim ellerimizde, bizim örgütlü mücadelemizde... Bizim CPS Otomotiv işçileri olarak, çağrımız bütün sınıf kardeşlerimize!

Tıpkı; Novares işçisi kardeşlerimiz gibi direnişimizi büyültmek için sesimize ses olmaya, bu bozuk düzenin çarkına meydan okumaya var mısınız? Yaşasın iş, ekmek ve özgürlük mücadelemiz!

ÖNCEKİ HABER

Kocaeli'den işçiler yazdı: Bu kötü şartlara karşı 1 Mayıs'a

SONRAKİ HABER

Biden’ın dış politikasına "demokrasi" kılıfı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa