AKP Sözcüsü Çelik: "MYK'miz kayıtsız ve şartsız bir şekilde bu bildiriye karşı"
AKP MYK toplantısının ardından açıklama yapan AKP Sözcüsü Ömer Çelik "MYK'miz kayıtsız ve şartsız bir şekilde bu bildiriye karşıdır" dedi.
Fotoğraf: Muhammed Selim Korkutata/AA
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP MYK toplantısının ardından açıklama yaptı. Emekli amirallerin "Montrö bildirisine" ilişkin konuşan Çelik "Baştan aşağı reddediyoruz, MYK'miz kayıtsız ve şartsız bir şekilde bu bildiriye karşıdır" dedi.
Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Cumhurbaşkanımızın Ankara dışında olduğu bir anda gece yarısı çıkıyorlar böylesine bir şey yayınlıyorlar. Bunun hiçbir tarafında bir masumiyet, vatanseverlik söz konusu olamaz. Yurt dışında, Avrupa'da tanıdığımız pek çok siyasetçi arkadaşlarımız arıyor, 'Türkiye'de ne oluyor' diyorlar. Böyle bir şey, hukuk, siyaset dışı, gayrimeşru bir teşebbüstür."
"Burada fikir açıklamaya bağlı olarak ne zararı var diyorlar. Emekli askerlerin de parçası olduğu geçmişte vesayet dönemlerinde nasıl olduğunu biliyoruz. Geçmişte de bunu yapanlar vardı. Bu demokrasi ikliminin zehirlenmesine, sivil siyasetin yaralanmasına çanak tutulmadır."
"CHP Sözcüsü diyor ki, 'evet bunlar eleştirilebilir ama bundan sonrası haksızlık olur' diyor. Geçmişte emekli askerlerinin de içinde olduğu bu vesayeti bilmiyor muyuz? İş işten geçtikten sonra, demokrasi, ekonomi, milli iradeler ağır yara aldıktan sonra ne diyorlardı; 'evet bunlar yanlıştır ama iktidarın da çok hataları vardır"
"MYK'miz kayıtsız ve şartsız bir şekilde bu bildiriye karşıdır."
"Bildirinin neye hizmet ettiğini biliyoruz. Tek hizmet etmediği şey, Türkiye Cumhuriyeti'dir, Türkiye'nin demokrasisi, sivil siyasetidir."
"Bunların yazılımında demokrasi bir virüstür, muhtırayı ise bir aşı olarak kabul ederler."
"Böylesi bir bildiri karşısında, 'Buna bu kadar tepki vermeye ne gerek var' diye konuşanlar esasında geçmişteki geleneği sürdürerek demokratik iklimi zehirleme teşebbüsünün bir parçası haline geliyorlar."
"Bu kadar sayıda askerin bir araya gelerek bildiri yayımlaması her demokraside anormaldir. Bunu normalleştirmeye çalışanlar zımnen buna destek vermektedir."
"Sessiz kalsaydık adı muhtıra olacaktı, sessiz kalmayınca 'ifade hürriyeti' diyerek bunu meşrulaştırmaya çalışıyorlar."
"Bunun hiçbir tarafında fikir, ifade hürriyeti yok. Şahıslar zaten eleştirilerini ortaya koyuyorlar. Siz askeri sıfatları kullanarak, örgütlenerek bir gece yarısı geçmiş muhtıraların üslubuyla bildiri yayınlanacaksınız. Kendisine saygısı olan hiç kimse buna inanmaz. Bununla güçlü bir mücadelenin devam etmesi gerekir. Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, yargı organlarının tepki verilmesinden büyük bir memnuniyet duyuyoruz."
"Böyle bir teşebbüs karşısında üniversiteden yargı organlarına kadar güçlü bir şekilde sahiplenmenin olması Türkiye'nin kazanımlarının artık kurumsallaştığını gösteriyor. Türkiye'nin ne zaman AB açılımı olacak olsa bu şekilde zaman ayarlı bombalar, siyasi provokasyonlar, muhtıralar, siyasi krizler söz konusu olurdu. Şimdi Doğu Akdeniz, Libya, Karabağ'da karşımızdakilerle uğraşırken tam bu zeminde Salı günü AB Komisyonu Başkanı'nın Türkiye'ye ziyareti var iken zaman ayarlı bir provokasyonla karşı karşıya kaldığımız açıktır."
"Size göreviniz sırasında devlet yetki ve üniforma vermiş, belli yerlere gelmişsiniz. Bu yaptıkları şey, aslında kendi bulundukları kurumu, TSK'yi da istismardır. En önemlisi devlet ve milletin verdiği yetkiye saygısızlıktır, o üniformaya saygısızlıktır. Anayasal düzen, demokrasi korunsun diye verilmiş üniforma, yetki ve sıfatların böyle kullanıyor olunması devlete ve millete saygısızlıktır. Kendi hizmetleri ile anılmaları gerekirken, görev yaptığı esnada başarıları varsa bunlarla anılması gerekirken böyle bir kirli teşebbüsle anılmaları kendilerine yaptıkları bir suikasttır."
"Hükümet mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlıyor, büyütecek ne var diyenler, bu teşebbüslerin başarıya ulaşmasını arzu edenlerdir. Muhtıra gazeteciliğin mutasyona uğramış bir biçimiyle karşı karşıyayız. Sessiz kalsaydık adı muhtıra olacaktı, sessiz kalmayınca ifade hürriyeti diyerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Bu TSK'ya büyük haksızlıktır. Kahraman TSK mensupları büyük fedakârlıklarla vatan savunması için görev yapıyor. Silahlı kuvvetlerin bir zamanlar üniformasını kullananların bu şekilde gündeme gelmesi TSK'ya büyük haksızlıktır."
"Bu bildiriyi yayınlayanlardan bazılarının hangi partiye üye oldukları bellidir. Kimin işine yarıyor diye baktığınız andan itibaren demokratik eylem açısından hiçbir şekilde adım atamazsınız. Ana muhalefet AK Parti'nin gündem değiştirmeye çalışıyor diyor. Gündemi değiştirmeye çalışanlar bu bildiriyi yazanlardır. AK Parti ne yapmıştır? Antidemokratik kötü bir geleneği canlandırmaya karşı demokratik tavır koymuş. Bu mudur suç?" (HABER MERKEZİ)