HDP’li Sancar: AKP bu bildiriden darbe tehdidi üretme ve siyaseten kullanma telaşında
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar: Bildiriden darbe tehdidi üretmeye çalışan iktidara hatırlatalım; partimiz hakkında kapatma davası açtırmak, demokratik siyasete bir darbe girişimi değil midir?
Fotoğraf: MA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında güncel gelişmelere dair açıklamalarda bulundu.
104 emekli amiralin Montrö bildirisine dair de konuşan Sancar, AKP’nin bu bildiri üzerinden mağduriyet yaratmaya çalıştığını ifade ederek, “Askeri ya da sivil bütün darbelere karşı her zaman en açık tutumu alan bir siyasi geleneğe sahibiz. Ama bir bildiriden bir darbe tehdidi üretmeye çalışan iktidara da şunları hatırlatalım; eş genel başkanlarımızdan, belediye eş genel başkanlarımıza kadar binlerce arkadaşımızın haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklanmasının adı nedir? Darbe değil midir? Halkımızın belediyelerini kayyumlarla gasbetmek halkın iradesine darbe değil midir? Milyonlarca oy alan partimiz hakkında kapatma davası açtırmak, demokratik siyasete bir darbe girişimi değil midir?” ifadelerini kullandı.
Sancar'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"HDP'Yİ DENKLEM DIŞI BIRAKMAYA ÇALIŞIYORLAR"
"HDP'yi denklem dışı bırakmaya, saldırmaya çalışıyorlar. Ama biz seçimde ve seçim dışı bütün demokratik siyaset alanlarda bu ülkenin kilit gücü olduğumuzu göstereceğiz yeniden.”
"GÜVENLİK YASASI, FİŞLEME YASASIDIR"
“Oylamasını tekrarladıkları iç güvenlik yasası benzeri düzenleme bir fişleme yasası. O yasa, olağanüstü hali kalıcı kılma çabasıdır. Darbeci zihniyetin ürünü bir yasadır. 28 Şubat'ın devamıdır, toplumla mücadele yasasıdır.”
“Bu ülkenin yurttaşlarını tehlike olarak gören, her alanı güvenlik zinciriyle kuşatmaya çalışan bir zihniyet var. İşsizliğe, yoksulluğa çare aramazlar, tek bildikleri güvenlikçi yasalarla, polis uygulamalarıyla, yargı operasyonlarıyla halkı tehdit etmek ve sindirmeye çalışmaktır. Yapmaya çalıştıkları şey korku salarak iktidarlarını devam ettirme çabasıdır. Ama halk deyişidir, korkunun ecele faydası yoktur. Bir yerde korku salan bir iktidar varsa karşısında cesareti temsil eden güçler olduğu sürece başarılı olması mümkün değildir. HDP o cesaretin sembolü, adresidir. O nedenle bizlerle uğraşıyorlar.”
“Yargı sistemi, iktidarın siyasi gündemine, ajandasına göre pozisyon almakta ve karar vermektedir. İktidar işareti verdiğinde yargı harekete geçmektedir, özellikle de savcılar. En son, çarpıcı örneğini Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesine giden süreçte ve sonrasında gördük. Gergerlioğlu halkın vekilidir, halkın vicdanıdır. HDP'nin mücadelesinin sembollerindendir. Gergerlioğlu hiçbir şekilde boyun eğmedi, başını dik tuttu. HDP budur, HDP onuru ayakta tutmanın, başı öne eğmemenin adıdır. O nedenle onlara dert olmaya devam edecektir.”
"KÜRŞATLAR DÜZENİ"
“Bu sistemde bu kadar yolsuzluk, bu kadar talan nasıl olabiliyor? Çünkü denetim yok. Böyle denetimsiz bir sistemin sürekli kötülükler, yolsuzluklar ve çürümüşlük üretmesi kaçınılmazdır. Bu düzenin adı "Kürşatlar düzeni"dir. Yetiştirdikleri yeni nesil de "Kürşat nesli" olmuştur. Bunu reddediyoruz!”
"BİR BİLDİRİDEN DARBE TEHDİDİ ÜRETMEYE ÇALIŞAN İKTİDARA DA HATIRLATALIM..."
“Emekli amirallerin yayınladığı bir bildiri var. İktidar her zaman yaptığı gibi siyasi kurnazlık ve fırsatçılıkla bu bildiriden darbe tehdidi üretme ve siyaseten kullanma telaşında. Yani yine mağduriyet edebiyatına sarıldı. 19 yıldır iktidarlardalar, 19 yıldır mağdurlar.
Halkın rızasının kaybedince yapabilecekleri tek şey bu tür siyasi fırsatçılık ve kurnazlıktır. Darbeler büyük yıkımlara neden olmuştur. Askeri ya da sivil bütün darbelere karşı her zaman en açık tutumu alan bir siyasi geleneğe sahibiz. Bütün sorunların çözüm yolu demokratik siyasettir. Ama bir bildiriden bir darbe tehdidi üretmeye çalışan iktidara da şunları hatırlatalım;
Eş Genel Başkanlarımızdan, belediye eş genel başkanlarımıza kadar binlerce arkadaşımızın haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklanmasının adı nedir? Darbe değil midir, bu bir darbeci icraat değil midir? Halkımızın belediyelerini kayyumlarla gasbetmek halkın iradesine darbe değil midir? Milyonlarca oy alan partimiz hakkında kapatma davası açtırmak, demokratik siyasete bir darbe girişimi değil midir? Ömer Faruk Gergerlioğlu, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın vekilliğini haksız ve hukuksuzca düşürmek halk iradesine bir darbe değil mi? Kamu çalışanlarını KHK ile işten atmak darbeci bir uygulama değil midir? İstanbul Sözleşmesi'ni tek taraflı bir tasarrufla feshetmek, kadın kazanımlarına yönelik bir darbe değil midir?”
“GÜÇLÜ DEMOKRASİ, GERÇEK ADALET”
28 Şubat'ın ürünü olan güvenlik yasasını darbe mantıcıyla devreye sokmak yine aynı şey değil midir? Bu iktidarın darbeci anlayışla herhangi bir sorunu yok. Bu iktidarın darbecilik ve hesaplaşma konusunda en ufak bir samimiyeti de olamaz. Eğer gerçekten darbeci zihniyetle, darbeci herhangi bir girişimle hesaplaşma konusunda samimiyse, iktidarın yapacağı ilk şey kendi icraatleriyle yüzleşmek. Eğer cesareti varsa bu iktidar aynaya bakar, hangi anlayışın darbecilikle nasıl bir iç içelik yaşadığını daha iyi görür. Bizim siyaset dışı, demokrasi dışı hiçbir arayışa prim vermeyiz, karşısındayız. Bugün demokrasiyi rafa kaldıran, siyaseti lağveden iktidar, sürekli bir darbe sarkacının merkezi haline gelmiştir. Bir darbe mekaniği yaratmıştır bu iktidar. Her türlü darbe tartışmasından uzaklaşabilmek için tek çare vardır: Güçlü demokrasi, gerçek adalet.
HDP'nin gerçek demokrasi duruşudur bu. Biz de bu iktidara bu darbeci zihniyetinden dolayı, en geniş demokrasi bloğuyla birlikte karşı koyma çağrımızı bunun için yapıyoruz. Her türlü karanlık senaryoyu ortadan kaldıracak, gerçek demokratik zemini ve gerçek adalet düzenini kurmak için. İşte buradayız, bu yolda devam ediyoruz, devam edeceğiz.” (HABER MERKEZİ)