AYM, 10 Ekim Katliamı davasında devletin sorumluluğunun araştırılmasını istedi
Anayasa Mahkemesi, 10 Ekim Katliamı'nda yaralanan Hasan Kılıç'ın yaptığı bireysel başvuruda, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine hükmetti, devletin sorumluluğunun araştırılmasını istedi.

Fotoğraf: MA
İLGİLİ HABERLER

10 Ekim Ankara Katliamı davası 9 Haziran'a ertelendi

Avukatlar bu kadar zorlamasa da evimize gitsek… Tavır bu mudur?

10 Ekim davasında "Adalet istiyorum" diyen yurttaş salondan çıkarılmak istendi

10 Ekim davasında sil baştan: Tüm heyet değişti
Birkan BULUT
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Anayasa Mahkemesi (AYM) 10 Ekim Ankara Katliamı’na ilişkin yapılan “yaşam hakkının ihlali” başvurusunda önemli bir karar verdi. Bölge İdare Mahkemesinin katliamda yaralanan Hasan Kılıç’ın başvurusu ile ilgili verdiği kararda kamu görevlilerinin ihmali ve kusuruna ilişkin delillerin değerlendirilmediği tespitini yapan AYM, katliamdan önce saldırı istihbaratlarının değerlendirilmemesi, miting önlemlerinin yeterince alınmaması, sağlık hizmetine erişimin engellenmesi ve saldırıdan sonra yaralıların üzerine gaz bombası atılmasına ilişkin delillerin incelenmesi gerektiğini ifade etti.
10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaralanan Hasan Kılıç, İçişleri Bakanlığına karşı açtığı davada, miting öncesinde asgari güvenlik önlemlerinin alınmadığını, saldırıda yaralanan kişilere acil sağlık hizmetlerinin yeterince sağlanmadığını hatta bu hizmeti yerine getiren kişilere güvenlik güçlerinin gazla müdahalede bulunduğunu ve bu müdahale nedeniyle cankurtaranların olay yerine geç ulaştığını vurguladı. Konuya ilişkin delillerin toplanması talep edilen başvuruda, mülkiye müfettişlerinin kamu görevlilerinin ihmal ve sorumluluğunu ortaya koyduğu ön inceleme raporu da idare mahkemesine sunuldu.
İDARE MAHKEMESİ "İŞLEYİŞTE KUSUR YOK" DEDİ
Ancak idare mahkemesi, olayın “bir terör eylemi” olduğunu ve “İdari hizmetin işleyişine ilişkin kusur bulunmadığını” savunarak Kılıç’a sosyal risk ilkesi çerçevesinde 25 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Kılıç’ın ve İçişleri Bakanlığının istinaf istemleri ise bölge idare mahkemesi tarafından reddedildi. Kararı AYM’ye taşıyan Kılıç, olayın idarenin kusuruyla meydana geldiğine ilişkin iddialarının değerlendirilmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini belirtti.
AYM’DEN YAŞAM HAKKI İHLALİ KARARI
Başvuruyu değerlendiren AYM, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verdi. İdare mahkemesinin manevi tazminat ödenmesine dair kararında bu sonuca nasıl vardığı konusunda herhangi bir gerekçe sunmadığı belirtilen kararda, Kılıç’ın toplanmasını istediği delillerin toplanıp toplanmadığı ve mevcut delillerin idare mahkemesince değerlendirilip değerlendirilmediğinin anlaşılamadığı vurgulandı. AYM, istinaf talebini reddeden bölge idare mahkemesinin de iddialar yönüde açık bir değerlendirme yapmadığını ifade etti.
Kılıç’ın açtığı davanın idarenin yaşamı koruma yükümlülüğünün ihlal edildiği iddiasına dayandığını anımsatan AYM, “Bu husus gözetildiğinde uyuşmazlığın çözümü için gerekli delillerin toplanması ve başvurucunun anılan iddialarının karşılanması gerektiği açıktır. Bu nedenle derece mahkemelerinin Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği dikkat ve özende inceleme yapmadıkları sonucuna varılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir” dedi.
AVUKAT DUMRUL: KATLİAM ÖNLENEBİLİRDİ
Gazetemize konuşan Hasan Kılıç’ın Avukatı Candan Dumrul, yargılama boyunca devletin 10 Ekim Katliamı’nın gerçekleşmesinde ihmal düzeyinde dahi olsa bir takım sorumluluğu olduğunu söylediklerini ifade etti. Saldırı olacağına dair istihbaratların değerlendirilmediğini, önlemlerin yeterli ve zamanında alınmadığını belirten Dumrul, “Dolayısıyla katliamın gerçekleşmesi önlenebilecekken devletin ihmal ve sorumluluğuyla gerçekleşmiştir. Saldırıdan sonra da sağlık hakkına erişimi engelleyecek biçimde yaralılar ve hayatını kaybedenlerin üstüne gaz bombası atıldı. Sağlık görevlilerinin alana girişi engellendi. Bu nedenle katliamın gerçekleşmesinde sonuçlarının daha ağır seyretmesinde devlet görevlilerinin eylemlerinden kaynaklı kusur var. Bunlar dosyaya sunduğumuz mülkiye müfettişleri raporunda da var. Ancak bu delillerin hiçbiri idare mahkemesi tarafından toplanmadı. Emniyet ve MİT’ten saldırı istihbaratları, canlı bombaların soruşturmaları, alınmayan güvenlik önlemleri, gibi önemli delillerin incelenmediğini belirten Dumrul, “Anayasa Mahkemesi bu delilleri toplamadan idarenin kusurlu olmadığını nasıl değerlendirirsin demiş oldu. Çünkü sosyal risk, yani tüm önlemler alınmasına rağmen öngörülemeyen saldırı riski demek için devletin sorumluluğu ve kusuru olmadığı konusunda bir açıklama yapmak zorundalar. Umarım AYM kararı gerçekten katliamı önlemeyenlerin hesap vereceği bir zemin yaratılmasına vesile olur” dedi.
Evrensel'i Takip Et