CHP'li Emecan: İstanbul Sözleşmesi için AB'den aldığınız 800 bin avro nerede?
CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, İstanbul Sözleşmesi'ni 2022 yılına kadar etkin şekilde uygulamak için AB'den alından 800 bin avronun ne yapıldığını sordu.
Emine Gülizar Emecan | Fotoğraf: CHP
CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, TBMM Genel Kurulu’nda İstanbul Sözleşmesi ile ilgili konuştu. Ülkede her an bir krizin olduğunu belirten Emecan, “2019'da bir proje hazırladınız; Avrupa Birliğinden İstanbul Sözleşmesi'ni 2022 yılına kadar etkin şekilde uygulamak için 800 bin avro aldınız. Peki bu 800 bin avroyu ne yaptınız? Bu soruyu cevaplamazsanız konut satıp milleti dolandırıp ortadan kaybolan müteahhitlerden bir farkınız kalmayacak. Bunun hesabını vermek zorundasınız.” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Emecan konuşmasında bir gece yarısı Cumhurbaşkanı kararı ile sözleşmeden çekilindiğini, Merkez Bankası başkanının 20 ayda 4'üncü kez değiştiğini, pandemi haritasının kıpkırmızı olduğunu ve Meclis Başkanı Şentop'un sözleri ile başlayan Montrö tartışmasını hatırlattı.
Vaka sayılarının, hayatını kaybedenlerin sayısının her geçen gün arttığını belirten Emecan, "Halk yoksullaştı, kuru ekmeğe muhtaç kesimlerin sayısı artıyor. Bu yoğun bir gündem içinde belki de en önemli gündem, milletin gerçek sorunlarını çözemediğiniz ve her gün yeni bir krize sebebiyet verdiğiniz gerçeği. Hangi demokratik, gelişmiş ülkede iktidarlar sorun çözmek yerine böyle gündemler yaratıyor?" dedi.
Emecan "Şu görüştüğümüz Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması kanun teklifinin muhalefetin oylarıyla reddedilmesini bile kabul edemediniz, Anayasaya aykırı bir biçimde yeniden getirdiniz. Bu konu ile ilgili tek bir şey söyleyeceğim, Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesi 'Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını, hukuk düzeni korumaz' der. Sizin yaptığınız iç tüzüğün kötü niyetli kullanımıdır." diye konuştu.
SÖZLEŞMEDEN ÇIKARAK OY UĞRUNA TARİKATLARA BOYUN EĞDİNİZ
İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını eleştiren Emecan şunları söyledi:
“Yarattığınız bu kaos içerisinde ülkenin gündeminden İstanbul sözleşmesini düşüremeyeceksiniz. İlk imzacısı olduğumuz bu sözleşme 24 Kasım 2011 tarihli meclis oturumunda tüm partilerin oy birliği ile uzlaşmayla, kabul edilmişti.
Tutanaklara bakıyoruz, o dönem mecliste hepiniz sözleşmenin kabulünü yürekten desteklemişsiniz ve hiçbir çekince koymamışsınız. Peki neden bugün feshetme kararı alındı? Altına girdiğiniz yük size çok mu ağır geldi? İstanbul Sözleşmesini uygulayın çağrılarına da kulak kapatıp gereğini yapmadınız. Eğer İstanbul Sözleşmesi, bugün tam olarak uygulanıyor olsaydı; öldürülen kız kardeşlerimiz yaşıyor olacaktı. Birçok kadın, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet görmeyecekti.
Hatırlayalım İstanbul Sözleşmesi’nin ilk adımı 2002’de Nahide Opuz olayı nedeniyle atılmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'nin şiddet gören bir kadını, savcılığa başvurduğu halde, koruyamadığına hükmetmiş ve ülkemizi tazminata mahkûm etmişti.
O halde, bu sözleşmeyi çıkaran ve altına imza atan hükümet şu an sözleşmeden çekilerek açıkça şunu söylemektedir: Ben devlet olarak kadınları koruma görevimi terk ediyorum. Artık kadınları korumayacağım. Şimdi neden sözleşmeden çekildiniz sorusunun cevabını ben vereyim; birtakım gerici gruplara tarikatlara oy uğruna boyun eğdiniz. 42 milyon kadını şiddet karşısında korumasız bıraktınız!”
SON 18 YILDA 5753 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
“2002 yılında öldürülen kadın 66 iken, 2020 yılında 300’e kadar yükseldi. AKP iktidarıyla geçen son 18 yılda 5753 kadın cinayete kurban gitti. Yaşamlar söndü. Bugün Ülkemizdeki her 10 kadından 4’ü şiddetle karşı karşıya. Sözleşmenin kalktığı günden sonraki sadece iki günde 6 kadın cinayete kurban gitti. Kadın cinayetlerinde yaşanan artış tesadüfi değil, kasıtlı olarak önlenmemektedir yani politiktir.
Anayasanın 90. maddesine göre TBMM’nin yetkisinde olan bir durum Cumhurbaşkanı kararı ile düzenlenemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesi açıkça şahsım hükümeti tarafından gasp edilmiştir. Bu karar yok hükmündedir. Biz bu kararı tanımıyoruz. Korkmuyoruz, sinmiyoruz. Mücadeleye devam ediyoruz. Aydınlık günler yakın. Bu sözleşmeye karşı duran anlayış öldürür ama İstanbul Sözleşmesi yaşatır!” (HABER MERKEZİ)