SGK'nin duyurduğu Kod 29 düzenlemesi, işçinin derdine deva değil
SGK, Kod 29'daki ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin tamamı için ayrı ayrı kodlar belirlendiğini duyurdu. Ancak bu düzenleme Kod 29'un patron lehine vasfını hiçbir şekilde değiştirmiyor.
Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel
Fırat TURGUT
Okan BAŞAL
İstanbul
SGK, "işten çıkarma yasağının" uygulandığı pandemi döneminde sendikalaşan, hak arayan işçilere karşı patronların elinde bir silaha dönüşen Kod 29'a dair açıklama yaptı.
Mevcut düzenlemede Kod 29, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, görevin kasten ve sürekli ihmal, mazeretsiz işe gelmemek gibi maddelerin yanı sıra cinsel taciz, küfür, hırsızlık, uyuşturucu madde kullanmak gibi hallerin tamamını kapsıyordu. Patronlar, işçileri, herhangi bir kanıt sunmaksızın Kod 29'u öne sürerek tazminatsız şekilde işten çıkarabiliyor.
SGK'nin açıklamasında yeni düzenlemeye dair "Birbirinden farklı fesih nedenlerinin tamamının aynı kod (Kod 29) ile bildiriminin çalışma hayatında belirsizliklere yol açtığının görülmesi üzerine SGK genelgesinde yapılan değişiklikle ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin tamamı için ayrı ayrı kodlar belirlenmiştir" denildi.
Açıklamada ayrıca “Fesih kısıtından önceki dönemde aylık ortalama 17 bin çalışanın işten ayrılış nedeni 'Kod 29' olarak bildirilmiş iken fesih kısıtından sonraki dönemde bu sayı daha düşük olup aylık ortalama 15 bin kişidir" iddiası öne sürüldü.
SGK'nin açıklamasını Çalışma Ekonomisi Doktoru Av. Murat Özveri, İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Banu Tuna, DİSK/Tekstil Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, DİSK Genel Sekreteri ve Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile konuştuk.
MURAT ÖZVERİ: PATRONLARI BEYANI ESAS ALINDIĞI SÜRECE DEĞİŞİKLİK HİÇBİR İŞE YARAMAZ
Çalışma Ekonomisi Doktoru Av. Murat Özveri, patronların beyanı esas alındığı takdirde yapılan değişikliğin hiçbir işe yaramayacağını vurguladı.
Özveri, “Ahlak ve iyi niyet kuralları çerçevesinde işveren beyanına göre işlem yapılırsa değişen hiçbir şey olmayacak. İşveren, küfretti, hırsızlık yaptı gibi nedenlerle işten çıkardım, dediğinde bunun ön araştırması yapılmadığı koşullarda durum değişmeyecek” dedi.
Özveri, "Kod 29’la fesih yapmak için işverenin haklı fesih nedenlerinden bir tanesini göstermesini gerekiyor, eğer 'Bu nedenlerden birini göstermediği takdirde böyle bir işlem yapamaz' denirse bir değişiklik yapılmış olur. Burada esas mesele işverenin hiçbir maliyete katlanmadan işçiyi işten çıkarması” diye konuştu.
DENETLEME VE YAPTIRIM UYGULANMALI
SGK’nin iyi niyet ve ahlak kurallarının ayrılması şeklindeki açıklamasının anlaşılmadığını vurgulayan İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve TGS İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, “Açıklamaya göre bugün Kod 29’u konuşuyorsak yarın bu Kod 30 olacak” ifadelerini kullandı.
Patronlar için orman kanunlarının geçerli olduğunu dile getiren Tuna, “Patronlar için zaten bir yaptırım yok, haksız işten çıkarmalarda açılan davalar yıllar sürüyor. Öncelikle Kod 29’un yasadan çıkarılması, patronlara ispat yükümlülüğü getirilmesi gerekiyor. İşten çıkarma durumunda bir denetleme ve yaptırım uygulanması gerekiyor” dedi. İş Kanunu’nun ilgili maddesinde yer alan taciz, hırsızlık gibi suçların zaten TCK kapsamına girdiğini belirten Tuna, “Böyle bir şey varsa zaten şikayet de gerekiyor ama burada kritik mesele ispat zorunluluğu” diye konuştu.
İşten atmaların yasaklanması, Kod 29’un iptaliyle ilgili imza kampanyası yürüttüklerini de hatırlatan Tuna, “Başta sanayi bölgeleri olmak üzere kampanyamız sürüyor. Epey de bir katılım oldu. İşçi hareketinin tamamına ait bir kampanyaya da bürünüp birçok kesim tarafından da sahiplenildi” dedi.
İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu Meclise sunmak için şu taleplerle imza kampanyası başlatmıştı:
- Pandemide işten çıkarma yasağı, Kod 29’u da kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
- İşverenin tekeline verilen ücretsiz izin uygulamasına son verilmeli, kısa çalışma ödeneğinin süresi uzatılarak, bu uygulamadan yararlandırılan işçilerin ücretleri tam olarak ödenmelidir.
- İşten atmalar tümüyle yasaklanmalı; “ahlak”, “kötü niyet” vb. gerekçelerle keyfi işten çıkarmaların engellemesi için 4857 sayılı İş Yasası’nda acilen gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
- Patronlar, ‘haklı fesih’ için öne sürdükleri iddiaları ispatlamakla yükümlü olmalıdır.
- İşçilerin tazminat hakları her durumda garanti altında olmalıdır.
MEHMET TÜRKMEN: SKG'NİN "SAYI DÜŞTÜ" AÇIKLAMASI GERÇEĞİ YANSITMIYOR
DİSK/Tekstil Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, pandemi döneminde Kod 29 ile işten çıkarılan işçi sayısının düştüğü iddiasını değerlendirdi.
Konu hakkında DİSK-AR’ın ve İSİG Meclisinin raporları olduğunu hatırlatan Türkmen, SGK’nin bu verileri şeffaf şekilde paylaşmadığını vurguladı. "DİSK-AR bile son raporunda Bilgi Edinme Yasası’ndan yararlanarak bu verilere ulaştı" diyen Türkmen, bu verilere göre 2020 yılında 177 bin kişinin Kod 29 ile işten altığını, önceki dönemlere kıyasla pandemi döneminde Kod 29 ile işten atmaların yüzde 70 arttığını belirtti.
Sahada aktif şekilde çalışma yürüten bir sendikacı olarak gözlemlerini de aktaran Türkmen, "Antep Organize Sanayi Bölgesinde yaklaşık 2 yıldır onlarca fabrikada binlerce işçiyle yüz yüze gelen biri olarak şunu çok rahat söyleyebilirim: Pandemiden önceki Kod 29’la işten atma, şu ankinin yüzde 10’u kadar bile değil. SGK’nin açıklamasının doğruları yansıttığını düşünmüyorum. Kod 29’la işten atmaların pandemi döneminde büyük oranda arttığını sahadaki çalışmalarımızdan, bize yansıyan şikayetlerden çok rahat görebiliyoruz. Bize yüzlerce fabrikadan bize bilgi geliyor. Hepsinde örgütlü değiliz ama buralarda işten atma, haksızlık vb. gelişmeler olduğunda sendikamıza bilgi ulaşıyor" dedi.
"MESELE HER SUÇA AYRI KOD VERİLMESİ DEĞİL, PATRONLARIN BUNU İSTİSMAR ETMESİ"
Türkmen, Kod 29'daki değişikliğe dair değerlendirmesinde ise sorunun Kod 29'un tanımındaki muğlaklık değil, patronların bunu istismar etmesi olduğunun altını çizdi.
Tanımdaki muğlaklık nedeniyle ilk bakışta düzenlemenin mantıklı gibi göründüğünü ifade eden Türkmen, değerlendirmesine büyük bir "ama" ile devam etti:
"Sorun, Kod 29’un bütün bu suçları kapsaması, muğlak olması değil, Kod 29’un kendisi. Patronun bunu kanıtlamadan, ortada somut bir veri olmadan işçiyi işten atabilmesi."
Kod 29'la işten atılan işten atılan işçilerin, Kod 29 kapsamındaki suçları işledikleri için değil sendikalaştıkları, hak aradıkları için işten atıldıklarını vurgulayan Türkmen, buna Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya örneklerini gösterdi:
"Bu işçiler niye atılıyor, SGK’nin buna cevap vermesi lazım.
Şu an Yasin Kaplan’ın önündeyim, arkadaşlar yanımda. Güven Boya’da, Yasin Kaplan’da 20 arkadaşımız işten atıldı. 20 arkadaşımız da sendikalı oldukları için atıldı. Hatta bunu kendileri bile kabul ediyor. Bütün Türkiye biliyor.
Türkiye genelinde işçiler, sendikalı olduğu için, zam istediği için, pazar mesaisine kalmadığı için ya da içeride herhangi bir haksızlığa itiraz ettiği için Kod 29’la atıyor. Hatta bazen bunları yapmadan bile, patron işçi çıkarmak istediğinde tazminat vermemek için Kod 29’la işçi atıyor.
Yani sorun Kod 29’un kodlarının bölünmesi, her suça ayrı bir kod verilmesi değil. Sorun, patronların Kod 29’u, tazminatsız işten atma hakkını böyle istismar etmesi.
İşçiler hırsızlık yaptığı için, tacizde bulunduğu için atılmıyor ki. Bunlar çok istisnai örnekler. Eğer tacizse bizzat bu fabrikaların yöneticileri işçileri taciz ediyor özellikle kadın işçilerin çalıştığı fabrikalarda."
Düzenlemenin tersine bir sonuç doğurma ihtimali olduğunu da söyleyen Türkmen, "Yasin Kaplan ve Güven Boya, işçileri sendikalı olduğu için attı. SGK ne yapacak, sendikalı olmak için de ayrı bir kod mu belirleyecek. Kodların ayrılması tam tersi şöyle bir sonuç da doğurabilir. Patron istediği kodu seçecek, diyelim hırsızlık 30 mu olacak, 'Hırsızlıktan atıyorum' diyecek" diye konuştu.
Çözüme dair de konuşan Türkmen, son olarak şunları söyledi:
"Mesele patronun işçiye bu kadar kolay iftira atmasını sağlayan düzenin değişmesi. Bu düzenlemenin değişmesi. Patronun bu kadar kolay yalan söylemesi, iftira atması ve bunu da gerekçe göstererek işçiyi tazminatsız şekilde işten atması. Bunun ortadan kalkması lazım.
Patronun böyle bir iddiası varsa önce bunu kanıtlaması gerekiyor. Bunun bir şekilde somut bir dayanağının olması gerekiyor. Şu anda patron iftirayı atıyor, işçiyi atıyor, ondan sonra işçi 3 yıl 5 yıl süren mahkemelerde suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışıyor. Buna da gücü varsa. Mahkeme açacak parası bile olmuyor işçilerin çoğunun ve patronun yanına kar kalıyor."
ADNAN SERDAROĞLU: İŞVERENE DAHA FAZLA İNİSİYATİF VERİLMİŞ DURUMDA
DİSK Genel Sekreteri ve Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu da Kod 29'un pandemi sürecinde patronlar tarafından sendikalaşmaya karşı yoğun bir şekilde kullanıldığını vurguladı.
SGK'nin duyurduğu düzenlemenin işten atılmalara hiçbir şekilde çare olamayacağının altını çizen Serdaroğlu, "Her çıkışı farklı kodla yapmak istiyorlar. İşverenin kendisine uygun hangi kod varsa o koddan işçi çıkarmasına yönelik hiçbir engel yok" dedi.
Kod-29’un parçalanmasının işverenlerin saldırılarını engellemeyeceğini vurgulayan Serdaroğlu, "Bana göre işverenlere daha fazla inisiyatif verilmiş durumda" diye konuştu.
Serdaroğlu da Türkmen gibi kanıt zorunluluğuna vurgu yaptı:
"İşverenin hangi suç işlediğine dair elinde somut deliller olması lazım. Raporu, kamera kaydı, şahidiyle tam şekilde delil olması lazım. 90 kişiyi birden Kod 29’dan çıkarıyorsunuz, sonra 'Suç işledi' diyorsunuz. Bunu parçalayarak işverenin işini kolaylaştırıyor."