9 Nisan 2021 01:24
/
Güncelleme: 00:31

Evrensel’e konuşan siyasi partiler: Türkiye, Şenyaşar davasına sessiz kalmamalı

HDP, CHP ve Emek Partisi milletvekili ve yöneticileriyle Şenyaşar ailesi davasını konuştuk. Parti temsilcileri, "Bu davaya Türkiye kamuoyu sessiz kalmamalı dedi.

Evrensel’e konuşan siyasi partiler: Türkiye, Şenyaşar davasına sessiz kalmamalı

Fotoğraflar ve kolaj: MA

AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınlarının iş yeri ve hastane saldırılarında babası ve 2 kardeşini kaybeden Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay hapis, AKP’li vekilin ağabeyi Enver Yıldız’a ise 18 yıl hapis cezası verildi. Eşini ve 2 oğlunu yitiren Emine Şenyaşar ile oğlu Ferit Şenyaşar’ın, Urfa Adliyesi önünde “adalet” talebiyle başlattıkları nöbet eylemi 1. ayını geride bıraktı. Şenyaşar ailesinin adalet talebine ilişkin Evrensel’e konuşan siyasi partiler, “Türkiye kamuoyunun bu davaya sessiz kalmaması gerekiyor” dedi.

HUKUKİ SÜREÇ DEĞİL POLİTİK TAVIR GÖZLER ÖNÜNDE

HDP Batman Milletvekili Avukat Ayşe Acar Başaran, Türkiye’de uzun süredir adliyelerde adaletten bahsetmenin mümkün olmadığını ifade ederek, Şenyaşar ailesinden 3 kişinin yaşamını yitirmesine rağmen yargılanan taraf olduğunu belirtti. Başaran, “Dosyada sanki Şenyaşar ailesi suçluymuş gibi sürekli bir tablo ortaya çıkartıldı. Zaten yaşadıkları büyük bir acı vardı üstüne bir de adaletsizliğin açısı yaşandı. Bu adalet nöbeti hem iktidar tarafından hem de Yıldız ailesi tarafından sürekli hedef haline getirildi. Aile birkaç defa gözaltına alındı ve en son annenin oğlu linç girişimine maruz kaldı, anne sürüklenerek gözaltına alındı. Aslında burada hukuki bir süreçten ziyade iktidarın politik bir tavrı gözler önüne çıkıyor” dedi.

BAŞARAN: YARGI AKP’NİN HUKUK KOMİSYONU GİBİ ÇALIŞIYOR

Fotoğraf: MA

Şenyaşar ailesinin HDP’li olması üzerinden hedef haline getirilip yargılandığına dikkat çeken Başaran, yargının iktidarın hukuk komisyonu gibi çalıştığını söyledi. Başaran, “Bu durum aslında yargının nasıl siyasallaştığının da bir göstergesi. Yargı şu anda AKP’nin hukuk komisyonu gibi çalışıyor, küçük ortakları Bahçeli talimat veriyor ve yargı devreye giriyor. Partimize kapatılma davası açılması sürecinde de benzer bir süreç yaşandı. Suçluları cezalandırma değil asıl mesele burada muhalefeti cezalandırmak ve muhalefetin yanında duran herkesi cezalandırmak. Şenyaşar ailesi tam da bu noktada aslında çok önemli bir örnektir. Bir vahşeti hep beraber izledik orda çok net görüntüler ve tanıklar vardı. Sanki öldürülen katledilen, linç edilenler Şenyaşar ailesi değilmiş gibi bir de ayrıca bu adaletsizlikle bir cezalandırma var. Türkiye kamuoyunun bu davaya sessiz kalmaması gerekiyor” dedi.

TANRIKULU: DAVA TAM BİR ADALETSİZLİK ÖRNEĞİ

Fotoğraf: MA

CHP İstanbul Milletvekili Av. Sezgin Tanrıkulu ise seçim sürecinin dahi Türkiye’de ciddi baskı ortamında gerçekleştiğini belirterek, “Çok açık işyerlerinde katledilen kardeşler ve onların peşinden hastaneye giden babaları Esvet, hastanede linç edilerek katledildi. Katledenler AKP’li milletvekilinin kardeşleri ve yakınları olduğu için de başından itibaren deliller karartıldı, yok edildi. Sanıklar güvenlik güçleri tarafından korundular. Yargılama Urfa’dan alınarak Malatya’ya nakledildi. Malatya’da milletvekilleri dahi duruşma salonuna alınmadılar. Sonuç 3 kişinin ölümünden sorumlu olanlara 18, iki kardeşini ve babasını yitirmiş olan Şenyaşar’ın sağ kalan oğluna 38 yıl ceza verildi. Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı, AKP’nin baskısı altında olduğunu çok açık gösteren bir vakadır. Tam bir adaletsizlik örneği. 2 oğlunu ve eşini yitirmiş, 1 oğlu hapiste olan Emine Şenyaşar’ın acısını kim dindirecek? Böyle bir vahşet ortada, berbat bir adalet düzeni var. Bu düzen değişmeden yargı da değişmez, adalet de gelmez” dedi.

GÜRKAN: YARGI TALİMATLA İŞLER HALE GELDİ

Selma Gürkan

Fotoğraf: MA

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, ülkede yargının talimatla işler hale geldiğini Şenyaşar davasıyla, iktidarın kendisinden olanın suçunu nasıl örtbas etmeye çalıştığını bir göstergesi olduğunu belirterek, “Urfa Suruç ilçesinde seçim dönemi yaşanan saldırıda, açık saldırganlık tutumunu sergileyen iktidar partisinin milletvekili ve yakınlarının cinayet suçunda nasıl korunmaya alındığı bu dava sürecinde bir kez daha açığa çıktı. İşleyiş açısından zaten sorunlu olan yargının tek adam yönetiminde talimatla işler haline geldiğini pek çok dava gibi Şenyaşar ailesine yönelik açık hukuksuzlukların sergilendiği bu davada da gördük. Yargılamanın sonucunda zaten mağdur olan ve babası ve iki kardeşini kaybeden Fadıl Şenyaşar’a verilen 37 yıl ceza hukuksuzluğun yanı sıra vicdansızlığın da açık göstergesidir. Bu davada en başından itibaren süreç hukuksuzluğun üzerinde yürümüştür. Hastanenin basılması, burada yaralı olan Şenyaşar ailesinin mensuplarının öldürülmesine kadar giden vahşete siyasi güç zemin hazırlarken, yargılama sürecinde bu durum görülmemiş, dikkate alınmamış, dosya ayrılarak, gizlilik kararı verilerek, deliller karartılarak adeta suçun üzeri kapatılmıştır. Bu vakada da açıkça görülen durum şudur; tek adam yönetiminde siyasi gücü eline alanın cinayet dahil her türlü suçu işleme özgürlüğü olduğu gibi yargılama sürecinden muaf olacağı, olamadığı durumda koruma zırhıyla sonuçların mümkün olduğunca hafifletileceği garantisi söz konusudur” dedi.

Evrensel'i Takip Et