09 Nisan 2021 22:04

Hayatın Sesi Avukatı Devrim Avcı: Haklarımızın iadesi için başvurularımızı yapacağız

Hayatın Sesi TV Avukatı Devrim Avcı, Anayasa Mahkemesi’nin kapatılan televizyonlarla ilgili kararı iptal etmesini yorumladı. Avcı “Haklarımızın iadesi için başvurularımızı yapacağız” dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Anayasa Mahkemesi (AYM), aralarında Hayatın Sesi TV ve İMC TV’nin de bulunduğu pek çok televizyonun KHK ile kapatılmasına ilişkin maddeyi iptal etti. 6755 sayılı KHK ile değiştirilen kanunun birçok maddesine karşı yapılan başvuruyu değerlendiren AYM, “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle medya kuruluşlarının ilgili bakanın onayıyla kapatılması ve mallarına el konulmasını öngören kuralı iptal etti. Hayatın Sesi TV Avukatı Devrim Avcı kararı değerlendirdi ve “AYM kararında, Anayasa’nın süreli yayınların ancak mahkeme kararıyla kapatılmasını öngören 28. maddesi kapatmayı ağır bir yaptırım olarak görmüş ve geçici kapatma için dahi mahkeme kararının gerekliliğini ifade etmiştir” dedi.

CHP MİLLETVEKİLLERİ BAŞVURDU

CHP milletvekilleri AYM’ye başvuru yapmış, OHAL döneminde çıkarılan kanundaki birçok maddenin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmişti.

Anayasa Mahkemesi, CHP milletvekillerinin, 6755 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlar ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’a ilişkin yaptığı başvuruyu değerlendirdi. Başvuruda, Hayatın Sesi TV’nin de arasında yer aldığı televizyon kanallarının kapatılması kararının uygulandığı madde de yer aldı.

Kanunun söz konusu 2. maddesinin 4. fıkrasında şöyle deniyordu: “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine aidiyeti veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı olan ve ekli (2) ve (3) sayılı listelerde yer almayan özel radyo ve televizyon kuruluşları ile gazete ve dergiler, yayınevi ve dağıtım kanalları, ilgili bakan tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine ilgili bakan onayı ile kapatılır. Bu fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında da üçüncü fıkra hükümleri uygulanır.”

ONLARCA TELEVİZYON VE RADYO KAPATILMIŞTI

15 Temmuz’un ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) döneminde yayımlanan kanun hükmünde kararname (KHK) ile çok sayıda haber ajansı, televizyon kanalı, radyo, gazete, dergi ve yayınevi kapatılarak mallarına el konulmuştu. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) 2016 ve 2017 yıllarında “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine iltisaklı, ilişkili ve destek olduğu” iddiasıyla 54 medya hizmet sağlayıcı kuruluşa ait 37 radyo ve 33 televizyon olmak üzere 70 radyo ve televizyonun kapatıldığını açıklamıştı. Kapatılan kanallar arasında Hayatın Sesi TV ve İMC TV de yer alıyordu.

‘KAPATMAYI AĞIR BİR YAPTIRIM OLARAK GÖRÜYOR’

Hayatın Sesi TV Avukatı Devrim Avcı ise AYM kararını değerlendirdi. “Anayasa Mahkemesinin bu kararı öncelikle bizim Hayatın Sesi TV davası ile ilgili olarak ifade etmiş olduğumuz televizyonun kapatılmasının basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü ağır bir ihlal olduğunu söylüyor” dedi. Avcı AYM’nin kararında, Anayasa’nın süreli yayınların ancak mahkeme kararıyla kapatılmasını öngören 28. maddesinin kapatmayı ağır bir yaptırım olarak gördüğünü ve geçici kapatma için dahi mahkeme kararının gerekliliğini ifade ettiğini vurguladı.

Avcı şöyle devam etti: “Kural, ‘Söz konusu özel radyo ve televizyon kuruluşları ile yayınevi ve dağıtım kanallarının doğrudan ve kalıcı olarak kapatılmasını düzenlemek suretiyle aynı amaca uluşmaya elverişli olup ifade ve basın özgürlüklerine daha az sınırlama oluşturacak araçları göz ardı etmektedir. Doğrudan kapatmanın aynı amaca ulaşmayı sağlayacak tüm araçlar arasında temel hak ve özgürlüklere en ağır müdahaleyi oluşturduğu tartışmasızdır’ demiştir. Bu durum zaten bizim sürekli ifade ettiğimiz husustur.”

‘KHK, 6112’YE AYKIRIYDI’

Avukat Avcı Hayatın Sesi Televizyonu için verdikleri dilekçeden de örnek verdi ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri hakkında Kanun’un 7. maddesini hatırlattı:

“1) Savaşlar, terör amaçlı saldırılar, doğal afetler ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğü esas olup, yayın hizmetleri önceden denetlenemez ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamaz. Ancak, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir.

2) Medya hizmet sağlayıcı, Cumhurbaşkanının veya hükümetin; milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel sağlığın ve genel ahlakın gerekleriyle ilgili bildirilerini, bildirinin ulaştığı gün saat 23.30’a kadar yayımlamakla yükümlüdür.

3) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca alınacak kararlar aleyhine açılacak iptal davaları doğrudan Danıştayda açılır. Danıştay bu davalara öncelikle bakar ve karara bağlar, yürütmeyi durdurma talepleri hakkında kırksekiz saat içerisinde karar verir”

Avcı söz konusu kanun hükmünde kararnamenin ve bu kararname kapsamında alınan kararın açıkça 6112 sayılı Yasa’nın düzenlemesine aykırı olduğunu belirterek “Olağanüstü durumlarda dahi, ifade ve haber alma özgürlüğünün esas tutulduğu aşikarken, ortada bir kanunun lafzında da belirttiği üzere bir yargı kararı dahi yoktur. Söz konusu yayın kuruluşu, tarafımıza tebliğ dahi edilmeyen bir toplantıda alınan karar doğrultusunda kapatılmıştır.” dedi.

SINIRLANAMAYACAK TEMEL HAK: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Avcı ayrıca Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca, temel hak ve özgürlüklerin ancak yasa ile, Anayasa’nın ruhuna ve sözüne, demokratik toplum gereklerine uygun olacak şekilde ve ancak bu amaçlarla orantılı olarak sınırlanabileceğini, Anayasa’nın 15. maddesinde ise, savaş, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde dahi sınırlanamayacak temel haklar arasında ‘ifade özgürlüğü’nün yer aldığına dikkat çekti.

‘KOMİSYON NEDİR HÂLÂ BİLMİYORUZ’

Televizyonların kapatılmasına karar veren komisyonun ne olduğu ve kimlerden oluştuğunu halen tam olarak bilemedikleri ve bu durumun oldukça vahim olduğunu aktaran Devrim Avcı “Hayatın Sesi TV’nin kapatılması, Anayasa’nın 26. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün ve 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğünün sınırlandırılması olduğu Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile açıkça ifade edilmiş oldu. Kaldı ki bence daha o tarihte bu komisyonun kararının hukuka aykırı olduğu açıktı.” dedi.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

“Peki bundan sonra ne olacak?​” Bu karar sonrası kanunun getirdiği ve ihlal edilen hakların yeniden sağlanabilmesi veya en azından zararın giderilebilmesi için gerekli başvuruları yapacaklarının altını çizen Avcı şöyle devam etti: “Bunun için örneğin Türksat’a frekans için başvuru yapılması, resen kapatılan şirketin yeniden açılması, her ne kadar tartışmalı olsa da el konulan malların iadesi için gerekli başvuruları yapacağız. Hayatın Sesi TV’nin kapatılmasına dair yasal süresi içinde dava açmış olmamıza rağmen idare bu süre içinde şirketi ticaret sicilden terkin etmiştir. Mahkemelerde bunu adeta fırsat bilerek ‘Dava açma hakkınız yok’ diyerek açılan davanın reddine karar vermiştir. Bu karara ilişkin Anayasa Mahkemesine biz de bireysel başvuruda bulunmuştuk. Şimdi bu davaya da söz konusu karar kapsamında ilgili dilekçeler verilecektir.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüştü

SONRAKİ HABER

SES Çiğli İşyeri Temsilciliği: Yönetemiyorsunuz, ölüyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa