Arap Coğrafyasında Geçen Hafta | Ürdün’de neler oldu, neden oldu?
Ortadoğu’nun küçük ülkesi Ürdün’de tarihi gelişmeler yaşandı. Uzun süredir ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalan ülkede eski veliaht prense yönelik operasyonun yankıları sürüyor.
![Arap Coğrafyasında Geçen Hafta | Ürdün’de neler oldu, neden oldu?](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/183080.jpg)
Fotoğraf: Dennis Jarvis/Flickr (CC BY-SA 2.0) | Kolaj: Evrensel
İLGİLİ HABERLER
![Ürdün'de eski veliaht prensi Hamza bin Hüseyin ev hapsine alındı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/182535.jpg)
Ürdün'de eski veliaht prensi Hamza bin Hüseyin ev hapsine alındı
![Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da şiddet tüm bölgede kadınların hayatını mahvediyor](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/180766.jpg)
Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da şiddet tüm bölgede kadınların hayatını mahvediyor
Kays ABBAS
Ortadoğu’nun küçük ülkesi Ürdün’de tarihinde bir dönüm noktası olacak gelişmeler yaşandı. Doğal kaynaklar bakımından fakir olan ve uzun süredir ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalan ülkede, Kral 2. Abdullah’ın üvey kardeşi Prens Hamza üzerinden başlayan bir kriz yaşandı.
Uzun süre ağabeyinin iktidarına ses çıkarmayan Eski Veliaht Prens Hamza bin Hüseyin, son yıllarda yönetime yönelttiği eleştirilerle ön plana çıkıyor. Ekonomik kriz, Prens Hamza’nın dikkatini çektiği en önemli konuların başında geliyor. Bu durumun bir krize dönüştüğünü ise dünya, ABD merkezli Washington Post gazetesinin, Prens Hamza ve 20 kişinin “Ülkenin istikrarına tehdit olduğu gerekçesiyle” gözaltına alındığı haberini yayımlanmasıyla öğrendi.
Krizin patlak vermesinden sonra Ürdün Kralı 2. Abdullah, Prens Hamza meselesiyle ilgilenmesi için amcası Hasan bin Tallal’ı görevlendirdi. Eski Ürdün Kralı Hüseyin’in kardeşi olan Hasan bin Tallal, 1999 yılında kardeşinin ölümünden 3 hafta önce veliaht prenslikten alınmış ve yerine Kral 2. Abdullah tayin edilmişti.
Prens Hamza’nın gözaltına alınmasıyla ülkeyi yöneten Haşimi Hanedanı üyelerinin, istihbaratın ve ordunun da bu sürece katılımıyla krize şimdilik çözüm bulunmuş oldu.
ÜRDÜN’ÜN YAKIN TARİHİ
Kısaca hatırlayacak olursak, Ürdün 11 Nisan 1921 tarihinde “Mavera-i Ürdün Emirliği” adıyla İngiliz mandası olarak kuruldu ve 25 Mayıs 1946’da bağımsızlığını ilan etti. 24 Ocak 1949’da devletin adı “Ürdün Haşimi Krallığı” olarak değiştirildi. Mevcut Kral 2. Abdullah da Kral Hüseyin’in büyük oğlu.
Gelişmelerin anlaşılabilmesi bakımından kısaca Ürdün’deki kraliyet ailesindeki ilişkilere göz atmak faydalı olacaktır:
Kral 2. Abdullah, tahta geçmeden önce İngiltere’deki Oxford Üniversitesinde eğitim gördü. 1980’li ve 1990’lı yıllarda Ürdün Kraliyet ordusunda üst düzey görevlerde bulundu.
Kariyerini orduda sürdürmesi beklenirken, beklenmedik bir gelişme yaşandı. Babasının ölümünden haftalar önce, ocak 1999’da veliaht seçildi. Babasının ölümü üzerine 7 Şubat 1999 tarihinde tahta geçti. Bu gelişme, 1965’te ülkenin veliaht prensi seçilen amcası Hasan bin Talal için büyük bir darbeydi. Kendisine yönelik eleştiriler, yerine yeğeni Abdullah’ın geçirilmesinde etkili olmuştu.
Krizin odağındaki isim 1980 doğumlu Prens Hamza, Kral Hüseyin ve dördüncü eşi ABD doğumlu Kraliçe Nur’un oğlu. Kral Hüseyin’in gözdesi olan Hamza aslında 1999’da Ürdün’ün veliaht prensi seçilmişti. Ancak kralın ölümünden sonra tahta geçmek için fazla genç ve deneyimsiz göründüğünden yerine üvey ağabeyi, şimdiki kral 2. Abdullah tahta oturdu. Kral Abdullah, veliaht prens unvanını 2004’te Prens Hamza’dan alıp oğluna verdi.
Bu kısa özetten de anlaşılacağı gibi aslında Ürdün Kraliyet ailesinde gün yüzüne çıkmayan bir iktidar mücadelesi hep var oldu. Geçtiğimiz günlerde yaşanan krizin farkı, kamuoyuna geniş bir şekilde yansımış olması.
Rai al Youm gazetesi, Ürdün’de yaşanan krizi on maddeyle açıkladı. Değerlendirmeden çıkan sonuç ekonomik kriz başta olmak üzere ülkedeki sorunlar çözülmese yeni krizlerin ortaya çıkacağı yönünde. İlk maddede, “Bu kriz, askeri ve güvenlik kurumlarının Ürdün Kralı 2. Abdullah’a verdiği desteği ve vatandaşların çoğunluğunun çevresinde toplandığını teyit etti” ifadelerine yer veridi.
Ülke tarihinde kritik bir öneme sahip gelişmeler yaşanırken Ürdün basını, yabancısı olmadığımız bir tavır sergiledi. Basında gelişmelerle ilgili doğru dürüst haber bile yer almadı. Al Arab al Cedid gazetesinden Cumana Ferhat, krizin patlak vermesinden sonra ne Ürdünlülerin, ne de gelişmeleri takip edenlerin resmi ajans Petra’dan “net ve doğru” haber aldıklarını yazdı. Devlete ait olmayan basının da tavrının farklı olmadığına dikkat çekti. Ferhat, “Ürdün medyası, sadece izin verilen yolda yürürken olayın önemiyle ilgili haberleri vermedeki testte başarısız oldu. Ancak Ürdün örneğinde veya diğer Arap ülkelerinde yaşananlar şaşırtıcı veya istisna değildir” dedi.
Ürdün’ün 1994’te İsrail’le imzaladığı Vadi Araba anlaşması, bugün Ortadoğu’da kurulan statükonun oluşmasında bir kilometre taşı oldu. İlk olarak Mısır, 1978’de imzaladığı Camp David anlaşmasıyla Arap dünyasında İsrail’i tanıma ve normalleşmenin yolunu açan ülke olmuştu. Al Arab Gazetesinden Hayrullah Hayrullah birçok Arap devletinin İsrail’le ilişkilerde artık Ürdün’e ihtiyaç duymamasına rağmen, bölgede hâlâ bir rolü olduğu görüşünde. Hayrullah, kriz patlak verdikten sonra ABD Başkanı Joe Biden’ın Ürdün’ün yanında olacağına dair güvence vermek için 2. Abdullah’ı aramış olmasının tesadüf olmadığını yazdı.
ON MADDEDE ÜRDÜN KRİZİNİN FOTOĞRAFI
Rai al Youm
Başyazı
Ürdün’de iktidardaki kraliyet ailesi, daha önce görülmemiş bir krizle karşı karşıya kaldı. 34 yıldan fazla bir süre eski veliaht prens olarak kalan Kral Hüseyin’in Kardeşi el Hassan bin Talal, Prens Hamza’nın etrafını sarmaladı. (Onu) Krala ve veliaht prens olarak kalmaya sadık kalacağına ve anayasaya uyacağına söz veren resmi bir bildiriyi imzalamaya ikna etti. Ürdün’ün krizi tamamen atlattığını ve ailede bu “uzlaşmasının” kalıcı mı yoksa geçici mi olduğunu söylemek için henüz çok erken.
Geçmişte kalan bu krizin detaylarını burada aceleyle konuşmayacağız. Bununla birlikte, sosyal medyanın geniş çapta yayılması nedeniyle ne olduğunu öğrenmeye aç Ürdün halkı için kesin detayları biliniyor. Yüz yıl önce Haşimi iktidarının başlangıcından beri benzerleri görülmedi. Krizin ayrıntılarından çıkarılabilecek birkaç sonuç var.
1- Bu kriz, askeri ve güvenlik kurumlarının Ürdün Kralı 2. Abdullah’a verdiği desteği ve vatandaşların çoğunluğunun çevresinde toplandığını teyit etti.
2- Taraflardan biri olan Prens Hamza bin Hüseyin, krizi yüksek sorumluluk ve görgü kuralları ile yönetti. Kendisinden ne kral ağabeyine ne de sarayında zorunlu ikamete zorlayan; sessiz kalmasını, yolsuzluk ve kötü yönetimle ilgili konuşmalarını durdurmasını talep eden güvenlik ve askeri kurumlara hakaret sözü duyuldu.
3- Ürdün’deki iktidardaki Haşimi ailesi; saflarındaki bölünmelerin ve çatışmaların şiddetlenmesinin kendi yönetiminin meşruiyetini baltalayacağına dair kesin bir kanaate vardı. Bu nedenle “bilge adam” Prens al Hassan hızlı davranmak için inisiyatif aldı.
4- Bazı yönetim hataları, eski muhafızların bazı sembollerinin siyasi kutuplaşma sürecine dahil olması ve sadakat gösterme çabasıyla Prens Hamza’ya yapılan saldırı, onun halk desteğini artırdı. Eski muhafız ve sembol isimlerin çoğu ülkenin çöküşünden sorumludur ve halkta herhangi bir güvenilirlikleri yoktur.
5- Bu kriz, Ürdün’ün bölgede kimlerin dostları ve kimlerin düşmanları olduğunu ortaya çıkardı. Ürdün yetkilileri sabırla öfkeyi bastırırken en üst düzeyde sorumluluk aldı. Bu düşmanları ve bazılarının komplodaki rolünü açığa çıkarmadı. Çünkü Ürdün’ün zorlu ekonomik durumu ve bölgedeki gerginliğin tırmanması, diplomatik savaşların açılmasına izin vermiyor.
6- Pek çok devlet kurumunun, özellikle de hem yerel hem de uluslararası resmi medyanın ne kadar zayıf olduğu pratikte belli oldu. Ayrıca resmi sözcüler, olayın öneminin düzeyinde açıklamalar yapmadı. Bu, Ürdün kamuoyunun bilgi arayışında gelişmeleri ve ayrıntılarını takip etmek için Arap ve yabancı medyaya ve sosyal medyaya göç etmesine neden oldu.
7- Ürdün’ün içinde ve dışında birçok kişi Prens Hamza’yı, Kızıl Prens denilen Faslı mevkidaşı Moulay Hesham bin Abdullah al Alavi ile karşılaştırdı. Kuzeni, ülkedeki durumla ilgili olarak tweet atıyor ve eleştiriyordu. Ancak Prens Hamza’nın aynı yolu izlemesi ve hırslarından vazgeçmesi pek olası değildir.
8- Krizin başında şok olan ve bazı endişelerin hakim olduğu Ürdün sokağı, ülkesinin istikrarı ve güvenliği için endişelendi. Bu istikrarın bir işareti olan Haşimi rejimine sadakat gösterdi. Toz duman dağıldığında özgürlükler ve iyi yönetim, yolsuzluğun ortadan kaldırılması ve radikal siyasi reformlar talep edeceği kesin.
9- Krizin harici bir komplo olduğundan söz etmek, belgeler olmadığı müddetçe ikna edici olmadı.
10- Haşimi Tahtı; İsrail işgal devleti ve Eilat Aşdod Kanalı ve Hayfa Limanını Körfez’e bağlayacak demir yolu hattı ve oradan petrol ve gaz ihracatı, altyapı gibi ekonomik projeler yoluyla onun bölgesel rolünü atlayarak marjinelleştirmek isteyen Arap müttefikleri tarafından hedef alındı.
Krizin tamamen sona erdiğine ve kömürünün küller altında kalacağına inanılmamakta, bu da tahtın yönetici kurumuna, sorunları yatağın altına süpüren eski yaklaşıma ve geçmiş on yılların teorilerine göre krizleri yönetmeye devam tutumunu zorlaştırmaktadır.
Halkın talepleri göz ardı edilirse, yolsuzluğun üzerine ciddi bir şekilde gidilmezse, halkı temsil etmeyen “hileli” ve şeffaf olmayan parlamento seçimleri düzenlenirse, yüksek bir siyasi özgürlük, eleştiri ve yürütme otoritesine karşı hesap verebilirlik ve ihmalkarlığı cezalandırmak olmazsa krizler daha büyük ve daha tehlikeli bir şekilde geri dönecektir.
Son ve acil soru şudur: Eski çürümüş yaklaşıma karşı resmi bir darbe, halkın taleplerinin karşılanması ve İsrail-ABD komplolarına karşı durma görecek miyiz? Umarız öyle olur.
ÜRDÜN MEDYASI İÇİN BAŞARISIZ TEST
Cumana FARHAT
al Araby al Cedid
Son birkaç gündeki Ürdün olaylarının birçok sonucu ve siyasi yansımaları oldu. İlgilenen herkes, kraliyet ailesinde olanlara farklı şekillerde yaklaşabilir. En az karamsar açıklamaların yanı sıra, farklı bir biçimde de olsa krizin yenilenmesinin çok uzun sürmeyeceği yaklaşımına sahip olanlar da mevcut. Geçen cumartesiden bu yana olanların tüm detaylarını bilmek, Kral 2. Abdullah’ın Ürdünlülere gönderdiği yazılı mesaj ve taşıdığı örtülü mesajlar ışığında uzayabilir. Üvey kardeşi Eski Veliaht Prens Hamza’nın, “bağlılığını” ilan ettikten sonra bile sürdürdüğü kaçak savaş devam edecek.
Ancak krize yönelik politik yaklaşımların yanı sıra, kriz sırasındaki medya performansı da dikkat çekiciydi. Ürdünlüler ve kararı takip edenlerin geri kalanı, hükümet tarafından yönetilen Ürdün Haber Ajansından (Petra) net, doğru ve kesin bir bilgi alamadılar. Hatta, yayın yasağından önce bile Krallıktaki resmi olmayan medyadan da.
Aksine, krizin erken saatlerinden itibaren olayla ilgili kafa karışıklığı hüküm sürerken, yabancı gazetelerden bilgi geliyordu. Washington Post, Prens Hamza’nın ev hapsini onaylayarak ilk haberi vermiş olma unvanını kazandı. Yetkilileri kendisine haber sızdırmak için zorladı. Gazetenin haberinin ikinci kısmında “karmaşık bir darbe planı” iddiasını görmezden gelmek mümkün değil.
Prens Hamza ise Ürdünlülerle konuşmaya karar verdiğinde, İngilizce ses kaydını BBC’ye sızdırdı. Daha sonra gözaltında olmayan yakın çevresi sosyal medya platformları vasıtasıyla sızdırma yolunu seçti. Bu durum, başsavcının sosyal medya da dahil olmak üzere yayın yasağı koymasına neden oldu. Ancak herhangi bir terör içeriği olmadığı için kısa süre sonra yasağı hafifletmek zorunda kaldı. Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, basın toplantılarında gelişmeler hakkında açıklama yapmak istediğinde bile söylemesi istenen şeyleri okuduğu için herhangi bir yerel mecrayı seçmedi. Bunun yerine Amerikan Wall Street gazetesine konuştu. Ürdün medyası, sadece izin verilen yolda yürürken olayın önemiyle ilgili haberleri vermedeki testte başarısız oldu. Ancak Ürdün örneğinde veya diğer Arap ülkelerinde yaşananlar şaşırtıcı veya istisna değildir.
ÜRDÜN ... DOĞUM SANCILARINDAN İKİ YÜZÜNCÜ YILA
Hayrullah HAYRULLAH
al Arab
Kral 2. Abdullah’ın, kafalarını meşgul eden bir dosyanın kapatılmasından iki gün sonra Ürdünlülere kısa ve net bir mesajla bir çıkış yapması doğaldı. Eski Veliaht Prens Hamza bin Hüseyin ile bağlantılı mevzu bölgeyi de meşgul etti. Bir yandan sözü edilen tarafların krizin devam ettirilmesinde çıkarları yoktu. Öte yandan önemli bir doğal kaynağı olmayan, her biri kendine has karakterlere sahip birçok zorlukla karşı karşıya olan bu ülkede dosya hızlı bir şekilde kapatıldı.
Ürdünlülerin, içinde yaşadıkları krizler ışığında, gelecekleri konusunda kendilerine güven vermelerine ihtiyaç vardır.
Ürdün’ün bölgesel rolüyle ilgili göz ardı edilemeyecek önemli bir not var. Son yıllarda Filistin davasının öneminin azalması veya Körfez ülkeleri ile İsrail arasında bir Ürdün kanalına ihtiyaç olmaması açısından bölgede meydana gelen büyük değişime rağmen Ürdün Haşimi Krallığının hâlâ rolü var. Arap Körfez ülkelerinin çoğu, İran’ın mezhepsel içgüdüleri kışkırtarak, bu kışkırtma üzerine inşa ettiği genişleme projesini sürdürmekte tereddüt etmediği bir dönemde İsrail ile ilişkiler yönünde cesur adımlar attı. İran, Arap çevresine karşı düşmanca davranışı ve hegemonya arayışı nedeniyle Körfez-İsrail ilişkilerini açık bir şekilde zorladı.
Kriz, söylenenlere ve söylentilere rağmen Ürdün’ün bölgede önemli bir ülke olmaya devam ettiğini ortaya koydu. Krallık, aynı zamanda hâlâ Arapların ve uluslararası aktörlerin ilgisinde. Başkan Joe Biden’ın ABD’nin Ürdün’ün yanında olacağına dair güvence vermek için 2. Abdullah’ı aramış olması tesadüf değildir. Yeni ABD yönetiminin Ürdün’e olan ilgisinin, Ürdün’ü görmezden gelen Donald Trump yönetiminden farklı olduğunu göstermektedir.
Ürdün, 11 Nisan 1921’de Emirliğin kuruluşunun iki yüzüncü yılına girecek. Bir krallık haline gelen Emirlik birçok dönüşüm geçirdi. Bugün göz ardı edilemeyecek şey Ürdün Emirliğinin doğduğu sancılara benzer şekilde tüm bölgede sancılar olması. Ürdün bu sancılarla nasıl yüzleşecek? Hiç şüphe yok ki, 2. Abdullah’ın babası Kral Hüseyin’in yerine tahta geçmesinden bu yana geçen 22 yılın deneyimini gözden geçirmekten başka seçenek yok.
Bu deneyin derinlemesine bir incelemeye ihtiyacı var. Genellikle kralın kontrolü dışındaki koşullardan kaynaklanan ve kimseden gizlenmeyen birçok artı ve eksilerinin gözden geçirilmesine ihtiyaç var.
Evrensel'i Takip Et