12 Nisan 2021 00:38

Haribo’nun kurumsallığı ve virüsün aldığı işçi canı

"Pandeminin pik yaptığı birinci, ikinci, üçüncü evrelerinde dahi Haribo’da kapanma gündeme alınmadı. Bazen 30 işçi bazen 50 işçi karantinada olmasına rağmen, hedeflenen tonajlar işçilerden istendi.”

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İbrahim KIZILYER
DİSK/Gıda-İş İstanbul Bölge Temsilcisi

İstanbul Esenyurt bölgesinde bulunan Haribo “kurumsal” unvanını almış fabrikalardan birisi olarak bilinir. Diğer fabrikalarda çalışan işçi arkadaşların çoğu Haribo’ya girmeyi hayal ederler. Haribo’nun dışında oluşan bu ışıltılı görüntünün perde arkasında ise ağır baskıcı bir çalışmanın olduğu işbaşı yapıldıktan sonra anlaşılır. Geçmişten günümüze onlarca genç işçinin, işbaşı yaptıklarının ilk haftasında dayanamayıp kaçtığı eski işçiler tarafından fıkralaştırılarak anlatılır. Hatta işsizliğin bu kadar yıkıcı olmadığı bazı yıllarda  Haribo’nun  giriş kapısının önünde “İşçi alınır” bez pankartının eksik  olmadığı da Hadımköy Sanayi Bölgesi’nin çeşitli işletmelerinde çalışan işçilerce de hatırlanır.

TEMPO HIZLANDIRILDI

Gelelim pandemi dönemine Haribo  Gıda’daki zorunlu çalışmaya. Pandeminin pik yaptığı birinci, ikinci, üçüncü evrelerinde dahi kapanma gündeme alınmadı. Bazen 30 işçi bazen 50 işçi karantinada olmasına rağmen, hedeflenen tonajlar işçilerden istendi ve az işçiyle aynı ağırlıkta üretim yapıldı ve iş yükü artırıldı. Sokağa çıkma yasaklarına, hafta tatili ve bayram tatillerine rağmen çalışıldı. İşçiler hastalandıkça, çalışanların gücü azaldıkça 3 vardiya 8 saat çalışma sistemi; 2 vardiya 12 saat çalışmaya çevrildi. Bu da yetmeyince makinelerin normal dönemlerdeki devirleri artırılarak çalışma temposu hızlandırıldı.

CAFER ÖZDEMİR’İN ÖLÜMÜ

Haribo’da 2021 mart ortalarında yükselen virüs dalgasına kapılan çalışanlardan Sağlık Memuru Cafer Özdemir 6 Nisan’da hayatını kaybetti. 300’den fazla çalışanın sağlığının koruyucusu olarak görev yapan bu arkadaşın ölümü bize ‘Et kokarsa tuzlarsın, tuz kokarsa neylersin’ sözünü hatırlatıyor. Tekgıda-İş’in örgütlü olduğu “kurumsal” bir Alman firmasında bu ikinci ölüm. Daha önce de Mehmet Yılmaz adlı bir işçinin hayatını kaybettiği fabrikada 100’ün üzerinde işçi pozitif vakadan dolayı hastanelerde ve evlerinde tedavi gördü. Birkaç defa pozitif vaka geçiren işçi olduğu gibi evine aile fertlerine hastalığı taşıyanların sayısı da az değil.

Gerektiği gibi önlem alınsa, palyatif çözümlerin yerine 14 gün üretim durdurulup fabrika tam kapanmış olsaydı Mehmet Yılmaz ve Cafer Özdemir arkadaşımız bu acı sonla karşılaşır mıydı?

İŞÇİ ÖLÜMLERİ VE SENDİKALARIN SORUMLULUĞU

Sendikalı bir işyerinde işçinin sağlıklı ve güvenceli çalışmasının ana dayanağı örgütlü olduğu sendikasıdır. Pandemi, insan sağlığı için gıda üretiminin zorunluluğunu öne çıkarsa dahi üretim yapan işçinin sağlığı ve güvenliği heba edilemez. Sendikalar patronlara karşı işçilerin ekonomik, sosyal çıkarlarını savunduğu gibi insanca çalışma hakkını ve can güvenliğini de savunmak zorundadır. Bugün yüzlerce işçinin hastalık, binlerce işçinin iş cinayetleri nedeniyle ölmesinde sermaye iş birlikçisi sendikaların payı es geçilebilir mi?

Haribo ve Tekgıda-İş’in yetki alanına giren birçok gıda fabrikasında pandemi döneminin ağırlaşan iş yükünü hafifletmek ve tehlikeye giren can güvenliğini korumak için işçiler üyesi olduğu sendika merkezlerini eleştirip tepki koyduklarında, işçilere, “İşçiler dışarıda önlemini almazsa virüs vakalarından işletme ve işverenler sorumlu tutulamaz”, “Her koşulda üretmek zorundayız, çünkü başka ülke yok başka Türkiye yok” sözünü bizzat Tekgıda-İş başkanı söyledi. Daha da kötüsü gıda fabrikalarında salgını, sömürüyü, baskıyı teşhir eden DİSK/Gıda-İş yöneticilerini hedef alarak “Dışarıda tuzu kuru olan insanlar konuşabilirler ama biz bugün işletmelerimize, işimize sahip çıkmazsak, biz bugün üretmezsek yarın işsiz kaldığımızda bugünkü yaşadıklarımızdan daha beter tablolarla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olur” açıklamasıyla işçilere açlığı işsizliği işaret ettiler. Patronlarla aynı söylemlerde bulunan bir sendika, pandemiden kaynaklı gıda işçilerinin hak ve can kayıpları için sesini çıkarıyor mu peki?

ÖNCEKİ HABER

Ford işçisi yazdı: Ford Otosan kapalı cezaevi

SONRAKİ HABER

Memleketin ekonomi manzarası: Karnını doyuran şükrediyor!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa