12 Nisan 2021 05:27

Korku

Korku; hepimizin sıklıkla hissettiği, yaşadığı, insani bir duygu. Pekala, iktidar korkarsa ne olur? Yani, yeri göğü inleten, sarayın sahipleri ve onların atadığı yandaşlar korkarsa ne olur?

İzmir sağlıkçılar açıklama | Fotoğraf: Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Korku; hepimizin sıklıkla hissettiği, yaşadığı, insani bir duygu. Pekala, iktidar korkarsa ne olur? Yani, yeri göğü inleten, sarayın sahipleri ve onların atadığı yandaşlar korkarsa ne olur?

Bunun birçok örneğini yıllardır görüp, yaşıyoruz. Geçen haftalar içinde yaşadığımız son iki örneği de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu örnekleri aslında biliyoruz ancak korkunun iktidardakileri ne hale getirdiklerini hatırlatmakta fayda görüyorum.

Bunlardan biri Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaşandı. 5 Mart 2021 de öğle yemeğinde, personel yemekhanesinde, SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur ve üye Arzu Sert pandemide ölen sağlık çalışanları için hastane çalışanlarına bilgi vererek, onları bir dakika saygı duruşuna davet etti. Saat 12.10’du. Günlerden cuma. Aynı gün saat 17.30’da personel bölümünden aranarak, kendilerine verilecek bir sarı zarf olduğu bilgisi verildi. Arkadaşlarımız bu zarfı pazartesi aldılar. Zarfın içindeki yazı, rektörlüğün ve başhekim V.’nin, arkadaşlarımızdan ne kadar korktuğunu yazıyordu.

Arkadaşlarımız açığa alınmıştı. Yanlış okumadınız, haklarındaki idari soruşturma bahane edilerek geçici olarak görevden alınmışlardı. Başına gelmiş bir memur olarak, bu duyguyu çok iyi bilirim. Korku yöneticilerin içine öyle düşmüştü ki ne yaptıklarının bilincinde bile değiller. Arkadaşlarımızın açığa alınması için, soruşturmaya konu olan suç ile yaptıkları iş (memuriyet) arasında ilişki olması gerekir. Bakın arkadaşlarımız ne ile suçlanmış; “Devletin birliğini ve Ülke Bütünlüğünü bozmak, ..... suretiyle sözlü gösteri/eylem ve kalkışmaya kalkmak.”

Ne denilir ne söylenir? İki kişilik ordu ile devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak için, kalkışmaya kalkmak. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin atanmış rektörü ve onun atadığı vekil başhekimin korkusuna bakın. Ülke ve devlet, onların gözünde sanırım kağıttan kaplan. Arkadaşlarımız da birer kahraman. Yazıklar olsun sizin yöneticiliğinize.

6 ay önce Günseli Uğur arkadaşımıza uyguladıkları haksız görevlendirmenin mahkeme kararı ile iptal edilmesini kabul edemediler. Çünkü atanmış rektör ile vekil başhekim o kadar güçsüz ve zavallı ki. Açılan bu soruşturma umarım, aklı selim ve hakkaniyetli bir soruşturmacı ile adaletli bir şekilde sonlanır. Bu konu ile ilgili her platformda mücadele etmeye, yapılan bu haksızlığa karşı durmaya başladık, onları teşhir etmeye devam edeceğiz.

İkinci olay 104 amiralin bildirisi. Geçen hafta söylediğim gibi, bir haftadır gündeme oturtuldu. Yaş ortalaması 70’in üzerinde olan 104 amiral; topu tüfeği, gemisi hücumbotu ve füzeleri ile hükümeti devirmek üzere gece yarısı bir kalkışmaya kalktılar(!) Daha metnin ne olduğu konusunda bile anlaşamadı toplum ya da tartışmacılar. Metin mi, bildiri mi, muhtıra mı, açıklama mı? AKP’nin görsel ve yazılı medyadaki yandaşlarının, bunun ısrarla muhtıra olduğunu söylemesi korkunun bir göstergesi değil mi? Yine önceki örnekteki gibi. Yoksa, hükümetin her an yıkılacak kadar zorda olduğunu en iyi onlar mı biliyor?

Karanlığın sonu iyice yaklaştı. Yönetemedikleri için, her gün Kovid-19 nedeniyle ölen 250 ye yakın yurttaşımızı, bu yapay gündemlerle unutturamayacaklar. Ekonomik darboğaz nedeniyle yapılması gereken kapanmayı beceremediklerini unutturamayacaklar. İstanbul kanalını bahane edemeyecekler. Ortadan kaybolan 128 milyar doları unutturamayacaklar. Tüm bu olaylar korkunun, sonlarına faydası olmadığını gösteriyor. AKP’nin zulmü de karanlığı da bitecek. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI