Kemal Kılıçdaroğlu: 128 milyar dolar nereye gitti, milyarları kim götürdü?
Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "128 milyar dolar nereye gitti, kime gitti, vurgunu kim vurdu, milyarları kim götürdü, listeyi niye gizliyorsunuz" diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında "128 milyar dolar nerede" pankartının asıldığı kürsüde konuştu.
Montrö bildirisine dair, Erdoğan'ın CHP'yi suçlamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Saray buradan bir darbe iması çıkarmak istedi. Sonra da dönüp arkasında CHP var dedi. Ne oldu? Hani CHP vardı? Ya CHP ile ilgili tek kelime yok. Jandarma, polis senin elinde kalktın utanmadan sıkılmadan beni suçladın. Ya devlet yalan söyler mi! Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat yalan söyler mi ya! Allah insanı kuru iftiradan saklasın. Kibre bakın. Koltuğu uğruna yapmayacağı ve satmayacağı hiçbir şey yoktur" dedi.
Merkez Bankasının eriyen 128 milyar dolarını bir kez daha gündeme getiren Kılıçdaroğlu, "128 milyar dolar nereye gitti, kime gitti, vurgunu kim vurdu, milyarları kim götürdü, listeyi niye gizliyorsunuz" diye sordu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
MONTRÖ BİLDİRİSİ TEPKİSİ: ALLAH İNSANI KURU İFTİRADAN SAKLASIN
"Bizde bir söz vardır; Allah insanı kuru iftiradan sakınsın diye. Montrö sözleşmesinden rahatsız olan emekli amiraller bir açıklama yaptılar. Onların iradesi dışında açıklama metninde bazı değişiklikler yapıldı; birilerinin aracılığıyla gece yarısı bu metin yayımlandı. Onların iradesini suistimal edenler iktidara yakın olanlardır, yani saraya yakın olanlardır. Saray buradan bir darbe iması çıkarmak istedi. Sonra da dönüp arkasında CHP var dedi. Ne oldu? Hani CHP vardı? Ya CHP ile ilgili tek kelime yok. Jandarma, polis senin elinde kalktın utanmadan sıkılmadan beni suçladın. Ya devlet yalan söyler mi! Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat yalan söyler mi ya! Allah insanı kuru iftiradan saklasın. Kibre bakın. Koltuğu uğruna yapmayacağı ve satmayacağı hiçbir şey yoktur. Oy almak için bir adam yalan söyler mi? Üstelik cumhurbaşkanlığı koltuğunda otururken? En tepedeki yalan söylerse aşağıya nasıl yansır bu?"
"SANDIĞI KORKUDAN GETİREMİYORLAR"
"Sandık gelecek mi? Korkudan getiremiyorlar. Ama eninde sonunda bu sandık gelecek ve hep beraber bu milleti perişan edene demokrasi dersini sandıkta vereceğiz."
"İÇİŞLERİ BAKANI'NIN YÜREĞİ OLSA ZATEN ORADA OTURMAZ"
"Gazetelere bir haber düştü, Norveç Başbakanı. Norveç’te hükümet 10 kişiden fazla insanın bir araya gelmesini yasaklamış. Ama bu Başbakan doğum günü dolayısıyla aile bireylerini çağırıp bir kutlama yapıyorlar. Sayı 13, Norveç’in devlet televizyonu bunu geniş kitlelere duyuruyor. Arkasından emniyet müdürü talimat veriyor, gidip Norveç Başbakanı’na para cezası kesiliyor. Devlet dediğiniz budur.
Bir de Türkiye’ye bakalım. Lebalep kongre yaptılar. İçişleri Bakanı mı diyecek gidip cezayı yazın. Yürek ister yürek, yüreği olsa zaten orada oturmaz. Erdoğan‘a mı ceza kesecek, yürek ister. Bu nedir? Kibrin getirdiği bir sonuçtur. En büyük benim, ben kural tanımam. Kural vatandaş için var, saray için kural yoktur.
Kibir dolayısıyla yarattıkları tablo sadece sağlıkçılardan 401 kişinin hayatına mal oldu. Vaka sayısı giderek artıyor. Sorumlu kim? O kongreyi yapanlar. Yani Erdoğan. Sorumlu o.
Biz sorumlu o dedik ama geçen toplantıda Bilim Kurulunu da eleştirmiştim. Ya Norveçli bir polis kadar cesaretiniz yok ya! Başbakan kalktı özür diledi. Ya insanlar ölüyor siz ne yapıyorsunuz? Sizin iradeniz ipotek altında. Bir kişinin ipoteği altında. Rehin tutuluyorsunuz orada. Çıkın söyleyin. Önlem alınması gerekiyor kardeşim. Önlem alınacaksa sen söyleyeceksin. Bırakmışsın işi teslim etmişsin yukarıya o zaten istediği gibi yapıyor. Seni dinlemez ki. Seni adam yerine bile koymuyorlar. Neden itiraz etmiyor, neden konuşmuyorsun. 'Efendim bizi de emekli amiraller gibi toplarlar.' Toplamaları zaten senin için şeref ve onurdur. Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar ama onuncu köye gittiği zaman şerefi ve onuru nedeniyle herkes kutlar.
Bu aşamada Kovid-19 meslek hastalığı sayılsın dedik, saymadılar. Ben merak ediyorum mesela bilim kurulu ne düşünüyor bu konuda?"
"128 MİLYAR DOLAR NEREDE?"
"128 milyar dolar nereye gitti, kime gitti, vurgunu kim vurdu, milyarları kim götürdü, listeyi niye gizliyorsunuz?
Biri para kaybolmadı el değiştirdi diyor. Ben zaten sana bunu soruyorum en değiştirdi de kime gitti bu? Milyarları kim götürdü?
Merkez Bankası daha önce sattığı dövizleri tablolar halinde yapar sitesinde yayımlardı. Ekonomiyle ilgilenenler girer bakarlardı. Hangi tarihte kaç liradan çıkmış, kime satıldıysa listesi vardı. Şimdi bu liste yok. Sorumuz da zaten buradan kaynaklanıyor. Listeyi neden gizliyorsunuz? Kime sağladınız bu avantajları? Sen mi yoksa damadın mı bu işi halletti? Damat kime verdi, sen kime talimat verdin? Ne oldu bu para? Tık yok.
Önce veznede duruyor dedi, sonra pandemide kullandık dedi. Yalan söylüyorlar yalan. Sıkışınca yalana sarılıyorlar.Tabii dua edelim yani 128 milyar dolar nerede diye sorduk, 'Bunlar darbeci' diye suçlamadı. Bakalım yarın suçlayacak herhalde. 'Bunlar darbecilerle beraber, 128 milyar doları soruyor' diye.
Halktan bu kadar kopuk, bu kadar pişkin, bu kadar para sevdalısı dünyada başka bir iktidar görülmemiştir. Sorular karşısında ezilip büzülen ama yeri geldiğinde böbürlenen bir yapıyla karşı karşıyayız. Ağırıma giden de bu. Sen kendini ne sanıyorsun? Bu milletin hakkını hukukunu koruman gerekirken bu milletin hakkını hukukunu pazarlıyorsun sen."
"SORU SORMAK NE ZAMANDAN BERİ HAKARET OLDU?"
"Cevap vermiyor, bilboardları kiralayıp oraya asalım. Neymiş Cumhurbaşkanına hakaretmiş, neymiş arkasında sarayın silueti varmış. Soru sormak ne zamandan beri hakaret oldu? Bu neyi kanıtlıyor? 20 Temmuz sivil darbesinin en büyük kanıtıdır. Bana soru bile soramazsınız diyor. Kimsin sen? Bal gibi soracağım, sen de bal gibi cevap vereceksin. Cevap vermezsen aldığın her oy haramdır. Bakın ramazanın birinci günü söylüyorum bunu."
"EĞER HESABINI VEREMİYORSAN SANDIĞI GETİR, NAMUSUNLA GİT"
"128 milyon dolar ile BionTech aşısı getirebilirdiniz, her vatandaşa iki kere aşı yapabilirdiniz. 50 milyon vatandaşı aşılayabilirdiniz.
Sayıları bir milyona yaklaşan apartman görevlileri için soruyorum; nerede bu 128 milyar dolar?
Aylık geliri asgari ücretin üçte biri olan 9 milyon 80 bin kişi adına soruyorum; nerede bu 128 milyar dolar?
Dul ve yetim aylığı alanlar adına soruyorum; nerede bu 128 milyar dolar?
Gaziler adına soruyorum; nerede bu 128 milyar dolar?
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak için soruyorum; nerede bu 128 milyar dolar?
Muhtarlar adına soruyorum; nerede bu 128 milyar dolar?
128 milyar doları 83 milyona bölersek 1542 dolar düşüyor adam başına. Beş kişilik bir aile düşünün, aile başına 7 bin 710 dolar düşüyor. Bunu 8 ile çarpın, her aile başına düşen 61 bin 680 Türk lirası. Bu para nereye gitti? Bunu sormak her namuslu vatandaşın görevidir. Bunu sormak her ahlaklı vatandaşın görevidir. Bunu sormak Allah'a inanan herkesin görevidir. Eğer kul hakkı en büyük günahsa, yüce yaratan kul hakkıyla önüme gelmeyin diyorsa 128 milyar doların hesabını bu sarayda oturanların vermesi lazım. Eğer hesabını veremiyorsan sandığı getir, namusunla git bari." (HABER MERKEZİ)