Mülkiyeliler Birliği: SBF’de eleştirel gelenek tasfiye ediliyor
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu, Birlik üyesi de olan Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın SBF-Mülkiye öğretim üyeliğinden uzaklaştırılmasına karşı açıklama yaptı.
Fotoğraf: Ankara Üniversitesi
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu, Birlik üyesi de olan Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın SBF-Mülkiye öğretim üyeliğinden uzaklaştırılmasına karşı açıklama yaptı.
Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın üniversiteyle ilişiğinin kesilmesini, “Mülkiye’yi bir kurum olarak var eden eleştirel geleneğin tasfiyesinin yeni bir adımı” olarak nitelendirdi. Kayıran’ın, akademik özgürlüklere karşı girişilen yoğun saldırının ve tasfiyenin karşısında dirençle durduğu, sorumluluk aldığı ve insan, doğa ve toplum yararına bilimi savunduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Doçentlik kriterlerini karşılamış ve doçent unvanı almış bir akademisyenden, daha düşük unvanlı bir kadronun, yani çalıştırıldığı bir alt kadro olan “Dr. Öğretim Üyeliği” kadrosunun kriterlerini karşıladığını gösterir dosya istenmiştir. Söz konusu kadroya yeniden atanması için kendisinden istenen dosyayı, bu dosyanın bir doçentten istenmesinin hukuksuzluğunu ortaya koyarak vermemiştir” dendi. Açıklamada “Mülkiyeliler Birliği olarak bu haksız ve hukuksuz kararın derhal geri alınmasını talep ediyor, geri alınmadığı takdirde başlayacak hukuki sürecin takipçisi olacağımızı bildiriyoruz. Üyelerimizi Fakültemizde yaşananları daha yakından izlemeye ve sürecin takipçisi olmaya davet ediyor, bu kararın karşısında durmaya çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın üniversiteyle ilişiğinin kesilmesi, Mülkiye’yi bir kurum olarak var eden eleştirel geleneğin tasfiyesinin yeni bir adımı olmuştur. Bu kararın altında imzası bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi üyeleri utanç duymalıdır.
Doç. Dr. Meltem Kayıran, Mülkiye’ye otuz yıl emek vermiş, Mülkiye Dergisi’ni altı yıl boyunca yönetmiş, Yüksek Danışma Kurulumuzun üyeliğini yapmış, en önemlisi binlerce öğrenciyi akademik sorumluluğun gereklerinden en küçük ödün vermeden yetiştirmiş bir akademisyendir. Dönem ortasında, üç yüzden fazla öğrencisi ve çok sayıda tez öğrencisi varken kamu yararını hiçe sayan bir kararla üniversiteyle ilişiği kesilmiştir.
Kayıran, akademik özgürlüklere karşı girişilen yoğun saldırının ve tasfiyenin karşısında dirençle durmuş, sorumluluk almış, insan, doğa ve toplum yararına bilimi savunmuştur. 2017 yılında doçentlik unvanını ve yetkisini almasına rağmen dört yıl boyunca hak ettiği kadroya atanmamasının nedeni bu olsa gerektir.
Doçentlik kriterlerini karşılamış ve doçent unvanı almış bir akademisyenden, daha düşük unvanlı bir kadronun, yani çalıştırıldığı bir alt kadro olan “Dr. Öğretim Üyeliği” kadrosunun kriterlerini karşıladığını gösterir dosya istenmiştir. Söz konusu kadroya yeniden atanması için kendisinden istenen dosyayı, bu dosyanın bir doçentten istenmesinin hukuksuzluğunu ortaya koyarak vermemiştir. Fakülteye atanmış dekan ve üniversiteye atanmış rektörün ilişik kesme gerekçesi budur. Gerçek nedenin eleştirel düşünceye ve ifadeye, üniversiteyi üniversite yapan değerlere tahammülsüzlük olduğu ise açıktır. Aksi halde hocamızın görev yaptığı Maliye Bölümü akademisyenleri, Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın hak ettiği doçentlik kadrosuna atanmasını talep ederken ve bu yönde yazılı görüş bildirirken hukukun, demokratik ve akademik teamüllerin gereği yapılır, Doç. Dr. Meltem Kayıran’a bu haksızlık ve hukuksuzluk yaşatılmazdı.
Mülkiye, akademik kadrosunun üçte birini, 2016 ve 2017 yıllarında hiçbir hukuki dayanağı olmayan ve Anayasa aykırı OHAL KHK’leri ile gerçekleştirilen tasfiyeler sonucu kaybetmiştir. Bu çölleşme içinde akademisyenler ve öğrenciler üzerinde büyük bir baskı ve şiddet uygulanmıştır. Öğrencilere fanzin dağıtma, bir sınıfa girip şiir okuma gibi gerekçelerle disiplin soruşturmaları açılmıştır. Topluluk kurmaları engellenmiş, kendi hocaları ile düzenleyecekleri akademik toplantılara dahi izin verilmemiştir. Akademik teamüller, anabilim dalı ve bilim dalı kurulları askıya alınmış; öğretim üyeleri çeşitli araçlarla sindirilmeye çalışılmıştır. Dekanların Fakültedeki eğilim yoklamasına göre belirlenmesi geleneği yok sayılmış, rektör seçimleri bir OHAL KHK’si ile kaldırılmıştır. Fakülte yöneticileri yarattıkları bu ortamda, Mülkiye’nin son otuz yılındaki birikimine büyük katkısı olan, bilimsel disiplini içinde bir geleneği temsil eden Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın ilişiğini kesme kararının altına imza atabilmiştir.
Mülkiyeliler Birliği olarak bu haksız ve hukuksuz kararın derhal geri alınmasını talep ediyor, geri alınmadığı takdirde başlayacak hukuki sürecin takipçisi olacağımızı bildiriyoruz. Üyelerimizi Fakültemizde yaşananları daha yakından izlemeye ve sürecin takipçisi olmaya davet ediyor, bu kararın karşısında durmaya çağırıyoruz.”
EMEK GENÇLİĞİ’NDEN MÜLKİYE’DE AÇIKLAMADA: MELTEM HOCAMIZIN YANINDAYIZ
Siyasal Bilgiler Fakültesi Emek Gençliği, Ankara Üniversitesi Maliye Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın fakülte ile ilişkisi, idarenin kararı ile kesilmesi ile ilgili açıklama yayınladı. Açıklamada karara itiraz ettiklerini ve hocalarının yanında olduklarını belirtirken bildiride, tek adam-tek parti yönetiminin, özellikle son yıllarda olmak üzere iktidarı boyunca üniversitelerdeki demokratik, bilimsel yönetime saldırıldığı ifade edildi. SBF Emek Gençliği, tüm sıra arkadaşlarını üniversitede yaşadıkları hukuksuzluklara karşı mücadele etme ve demokratik akademi talebini yükseltme çağrısında bulundu.
Siyasal Bilgiler Fakültesi Emek Gençliği tarafından yayınlanan açıklamada, “Doç. Dr. Meltem Kayıran Hocamızın 30 senedir emek verdiği fakültesi ile ilişkisi, idarenin keyfi kararları ile kesildi. Bu karar, yıllardır SBF üzerinde süren akademik tahribattan ayrı değerlendirilemez. 4 yıl boyunca Meltem Hocamıza hak ettiği kadroyu vermeyen üniversite yönetimi, dönemin ortasında duyurduğu bu karar ile hukuksuz yöntemler kullanarak fakültemizin bilimsel birikimini zapturapt altına almaktadır. Tek adam-tek parti düzeninin akademideki temsilcisi haline gelen rektörler ve dekanlar, üniversiteleri iktidarın arka bahçesi haline getirmeye çalışıyorlar. Dün Cebeci'de çiğnenen cüppelerle bugün Boğaziçi'nin kapısına geçirilen kelepçelerle simgeleşen antidemokratik uygulamalar; pandemiyi ‘lütuf’ sayan siyasal düzen tarafından sürdürülmektedir. Üniversite bileşenlerinin kararlarını, akademideki bilimsel birikimi yok sayan antidemokratik uygulamaları kabul etmiyoruz. Meltem Hocamızın yanındayız. SBF Emek Gençliği olarak tüm sıra arkadaşlarımızı, üniversitede yaşadığımız hukuksuzluklara karşı mücadele etmeye ve demokratik akademi talebini yükseltmeye çağırıyoruz” denildi. (Ankara/EVRENSEL)