13 Nisan 2021 21:00

“Telefonumun tuş kilidini parmak izimle açamıyorum”

Çıkan ürünleri temizlerken hızlı olmak zorunda kaldıkları için parmaklarını kestiklerini söyleyen arkadaşımız “Telefonumun tuş kilidini artık parmak izimle açamıyorum. Parmak izim kayboldu” diyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Emre GÖKMEN

İzmir

 

Pandeminin Türkiye’deki resmi ikametinin üzerinden 13 ay gibi bir zaman geçti. Bu geçen sürede hepimizin yaşamı pandemi ve salgın politikalarıyla esir altında devam ederken çalışma koşulları ağırlaşıyor, sömürü katmerleniyor ve geleceğimize dair tablo daha da bulanıklaşıyor. Bu yüzden Vestel’de çalışan Meslek Lisesi mezunu kadın arkadaşımızla, oradaki koşullara dair sohbet ediyoruz.

Ailesine destek olmak ve bir hastalığının tedavisinin masraflarını karşılamak için çalıştığını söyleyen arkadaşımız aynı zamanda üniversite sınavına da gireceğini, kazamazsa seneye tekrar deneyeceğini söylüyor. Fabrikada yaklaşık 4 aydır çalışıyor ve asgari ücret alıyor. Fabrikanın çalışma koşullarından rahatsız olduğunu belirten arkadaşımız kadın işçi olarak şartların daha da zorlaştığını söylüyor. “Başörtüsü takan kadın işçilere çıkarılması gerektiğini, aksi takdirde tutanak tutulacağını söylüyorlar. Başörtüsünün makinaya takılıp, kazaya sebep olacağını söylüyorlar fakat bizde saçımız uzun ve açıkken çalışıyoruz bizim de takılabilir. Böyle bir ayrımcılık yapılmasını mantıklı bulmuyorum” diyen Vestel işçisi bu uyarıdan sonra başörtüsü yerine küçük bez parçaları takanları da tekrar uyardıklarını söylüyor.

“TELEFONUMU ARTIK PARMAK İZİ İLE AÇAMIYORUM”

Çalışma koşullarının yoğunluğuna dair ise önceden 30 saniyede bir ürün çıkarırken şimdi 16 saniyede bir ürün çıktığını söyleyen arkadaşımız bu hızda da aynı kişi sayısıyla çalıştıklarını ve bu tempo nedeniyle çay molası bile yapamadıklarını belirtiyor. “Çalışırken çaycı bize çay getiriyor fakat onu içmeye bile fırsatımız olmuyor. Bölümden bir arkadaşımız yerimize bakabilecek olursa anca öyle çay molası yapabiliyoruz” diyen işçi çalıştıkları bu tempoyla aldıkları maaşın asla eşit olmadığını vurguluyor. Çıkan ürünleri temizlerken hızlı olmak zorunda kalıp, bu aceleyle de parmaklarını kestiklerini söyleyen arkadaşımız “Telefonumun tuş kilidini artık parmak izimle açamıyorum. Parmak izim kayboldu” diyor. Önceki haftalarda mesai ücreti iyi olduğu için bir ay öyle çalışıp biraz daha fazla kazanmak istediğini belirten Vestel işçisi 12 saatlik vardiyaya geçtiğini ancak sadece bir hafta dayanabildiğini söylüyor. Şu an çalıştığı vardiyada da çok yorulduğunu anlatan arkadaşımız “Fabrikada bir şekilde zaman geçiyor, yorulmadığımı düşünüyorum ama eve geldiğimde anlıyorum ki hiç halim kalmamış. Yoğunluktan yorgunluğu hissedemiyormuşum. Çalışma saatlerim ve yorgunluktan kendime zaman ayırma fırsatım pek kalmıyor” diye konuştu.

“DENETİM YOKSA, EZİYET VAR”

Çıkardıkları ürün sayısının gerekenden fazla olduğunu ve şirket yetkililerinin denetime geldiği sırada bu sayıların neredeyse yarı yarıya düşük gösterildiğini söylüyor. “Bu durum işçiler için resmen eziyet” diyen işçi, bu sayıları neden değiştirdiklerini sorduklarında ya cevap alamadıklarını ya da olması gereken sayının bu olduğunu söylediklerini belirtiyor. Denetim sırasında makina saniyesinin yavaşlatıldığını ve denetleyen kişiye hangi sayı söylenirse onu yazdıklarını anlatan arkadaşımız “Denetimci gidince, her şey normale dönüyor. Her gün ellerimiz kesilerek bu işi yapıyoruz. Eldiveni bile denetim olacağı zaman veriyorlar” diye konuştu. Fabrikada çıkan yemeklerin hem kötü olduğunu hem de genelde makarna ve pilav verildiğini, bazen de mesaiye kaldıkları saatlerde yemeklerin yemek saati bitmeden döküldüğünü söylüyor.

“TALEPLERİMİ 1 MAYIS’TA DA DİLE GETİRECEĞİM”

Pandemi döneminde insanların çalışmak zorunda olduğunu ve bu yüzden kimsenin ses çıkarmadığını, bununda patronun işine geldiğini söyleyen işçi fabrikanın sürekli işçi aradığını ama ve çalışan işçileri de rahatlıkla işten attıklarını söylüyor. 1 Mayıs’ın yaklaştığını ve ne düşündüğünü sorduğumda ise “1 Mayıs’a katılacağım tabii ki. Bu bahsettiğim sorunları ve taleplerimi orada da dile getireceğim. Hatta arkadaşlarımı da alıp gideceğim” diyerek sözlerini tamamlıyor.

ÖNCEKİ HABER

İBB, Metro İstanbul sefer saatlerinde yeni düzenleme yaptı

SONRAKİ HABER

Sermayenin oyuncağı olmayacağız!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa