OSTİM’de genç işçinin ücreti 2 bin TL’yi bulmuyor
OSTİM’de görüştüğümüz işçiler, düşük ücret ve uzun çalışma saatleri nedeniyle sosyal hayatlarının kalmadığını belirtti.
İLGİLİ HABERLER
Mesele her durumda sömürü düzenin sorunlarına geliyor!
Uğur DÜZGÜN
Ankara
1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’ne giderken OSTİM’de konuştuğumuz genç işçiler, çalışma ve yaşam koşullarını anlattı. Ücretlerin gençlerde 2 bin TL’yi bulmadığı OSTİM’den bir işçi, “Asgari ücrete zam benim maaşıma yansıdı. 1500’den 1950’ye yükseldi” diyor. Düşük ücret ve uzun çalışma saatleri nedeniyle sosyal hayatlarının da kalmadığını belirten işçilerden biri “İyi bir hayat da iyi bir ücret de herkesin hakkı” dedi.
Yaklaşık üç yıldır OSTİM’de çalışan genç bir işçi “Pandemi döneminde tüm patronlar ne kadar iş alırsam o kadar iyi gözüyle bakıyor. Tekrar iş gelsin diye, daha ucuz ücret çekiyor ya da bizi daha fazla çalıştırıp işi erken teslim ediyor. Ben haftada 5 gün çalışıyordum, şimdi 7 gün geldiğim oluyor. Sosyal hayat dediğin şey kalmadı zaten. Robot gibi sabah geliyoruz, akşam dönüyoruz; her gün aynı şey. Sen işçisin işte! Ne hakkın var desen; ben dönüp bir şey diyemem. Bunlardan habersiziz” diyor.
"UYUMAK DIŞINDA HAYATIM BURADA GEÇİYOR"
Çoğu genç, asgari ücretten düşük ücret alsa da gelen zamla birlikte ücretlerine de bir yansıma olduğunu söylüyor. Bir genç işçi, “Asgari ücrete zam benim maaşıma yansıdı. 1500’den 1950’ye yükseldi maaşım. Ama şimdi nereye gidersen git, bugün aldığın bir hafta sonra daha pahalı. Zaten bu dönemler maaşlar tam yatıyorsa herkes yeter diyor. Çünkü iş az oldu mu hemen işçiye ayak yapıyorlar” diyor.
Meslek liseli bir genç de uzaktan eğitime geçildiğinden beri OSTİM’de çalıştığını söylüyor. Derslere 1 kez bile girmediğini, okulda yapılan sınavların ardından, tekrar gelip işbaşı yaptığını belirten genç işçi şöyle devam ediyor: “Çıraklık öğrencileri ve meslek liselileri çalıştırıyorlarsa, bil ki verdiği paranın karşılığını fazlasıyla alacak. Atölyelerde işler az olsa da bizim tempomuz çok yorucu. Genellikle akşamları mesaiye kalıyoruz. Mesai ücretleri çok düşük, büyük işletmelere göre. Eve gidip, yatağa girip, sabaha tekrar buradayım. Yatmak dışında hayatım burada geçiyor. 1 Mayıs’a giderken biz değil de kim sömürülüyor?”
"DEVİR TESLİM GİBİ SIRASIYLA KORONA OLUYORUZ"
İşe gidip gelirken çok zorlandığını söyleyen bir genç de “Keçiören’de oturuyorum, en az iki saatim yolda gidiyor. Korsan taksi ile gidip geliyoruz. İçerideki insan sayısını ne sen sor ne ben söyleyeyim. O kadar insan tıklım tıkış taksinin içindeyiz. Ben yeni bir virüs bile yaratabiliriz diye düşünüyorum bu durumda. Devir teslim töreni ya da düşenin yerini sağ kalan alır gibi, sürekli korona çıkıyor atölyeden. Sonrasında sayı azaldı sana daha çok iş düşüyor ya da sen de korona oluyorsun. Şimdi 1 Mayıs dedin ya, ben sana şunu diyeyim, doğaüstü bir olay gelse dünyaya, ellerinden geliyorsa biz yine çalışacağız.”
1 Mayıs’ı, işçilerin bu sorunlar karşısında neler yapabileceğini konuştuğumuz genç bir işçi şöyle diyor: “Bizim şunu bilmemiz lazım. Bir çırağın yemeği sıcak, ekmeği varsa diğerlerinde olmayınca kafasını eğer yoluna gider. Halbuki başka sorunu o daha fazla yaşar. İyi bir hayat da iyi bir ücret de herkesin hakkı. Özellikle bizler gibi emeği ile çalışanların hakkı. Şimdi işçi geliyor, sabahtan akşama kadar burada. Benim pertim çıkıyor eve giderken. Sorunlarını, hayatını bir kenara bırakıyor, eve destek olacak paraya bakıyor sadece. Buna mecbur kalıyor. Üç beş işçi ile değil, daha, çok daha bir araya gelebilecek bir umuda ihtiyacımız var bizim.”
Evrensel'i Takip Et