Av. Enmek: Şenyaşar davası olayın hastane boyutu ayrılarak karartılmaya çalışılıyor
Şenyaşar davasının avukatlarından Hidayet Enmek, işyeri ve hastanedeki saldırıların aynı olay dahilinde yaşandığını belirterek “Umarız mahkeme bu konudaki itirazımızı kabul eder” dedi.
Fotoğraf: MA
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Şenyaşar davasına ilişkin Evrensel’e konuşan Avukat Hidayet Enmek, “İşyeri ve hastane bir olaydı. Bir bütün olarak iddianamenin hazırlanması gerekiyordu ancak bu yapılmadı. Hastane boyutu ayrılarak karartılmaya çalışılıyor. Umarız istinaf mahkemesi dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi itirazımızı kabul eder” dedi.
AKP’li Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018’de genel seçimler öncesi Şenyaşar ailesine ait esnaf ziyaretinde çıkan olaylar hastaneye taşmıştı. Yaşanan olayda Hacı Esvet, Celal ve Adil Şenyaşar, Mehmet Şah Yıldız yaşamını yitirmişti.
Olaydan sonra yürütülen soruşturmada işyeri ve hastane boyutu ayrı ayrı ele alındı. Olaydan yaralı kurtulan Fadıl Şenyaşar, olayın başında tutuklandı. Enver Yıldız ise olaydan 15 ay sonra koruma ordusuyla geldiği Urfa Adliyesinde tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olaydan 18 ay sonra ise işyerinde yaşananlara ilişkin iddianame hazırlanırken, hastane boyutu ise 3 yıldır soruşturma halinde. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 2 Nisan’da görülen karar duruşmasında ağır yaralı olarak kurtulan Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay hapis cezası verilirken, Enver Yıldız’a ise 18 yıl hapis cezası verildi. Şenyaşar için bir kez “Kasten öldürme” ve 8 kez “Kasten öldürmeye teşebbüs”ten, Yıldız için ise “Ağır tahrik ile öldürme”den ceza verildi.
Eşini ve 2 oğlunu yitiren Emine Şenyaşar ile oğlu Ferit Şenyaşar’ın, Urfa Adliyesi önünde “adalet” talebiyle başlattıkları nöbet eylemi ise 37’inci günü geride bıraktı. Şenyaşar ailesinin avukatlarından Hidayet Enmek dava sürecini değerlendirdi.
ŞENYAŞAR’IN HAREKETİ MEŞRU MÜDAFAA SAYILMADI
Mahkemenin saldırıya uğramasına rağmen ceza verdiği Fadıl Şenyaşar’ın hareketini meşru müdafaa kapsamında ele almadığını belirten Enmek, “İlk saldırı Yıldız’ın akrabaları tarafından geliyor, müvekkillerimizin işyerini basıyorlar, darp ve silah kullanarak öldürüyorlar. Müvekkillerimiz yargıya yerleşmiş içtihatlara uygun olarak kendilerini savunmuşlardır. Kendilerine yapılan saldırıyı bertaraf etmeye çalışmıştırlar. Zaten Fadıl Şenyaşar diğer işyerinden olay yerine geldiğinde her kardeşinin 3-4 kişilik gruplar halinde ceza kanunlarında silah olarak kabul edilebilecek sert cisimlerle darbedildiklerini görüyor. Mahkeme müvekkilimizi tahrikten faydalandırarak ceza indirimine gitti ama meşru müdafaa kapsamında değerlendirilse, müvekkilimiz ceza almayacaktı” dedi.
YILDIZ’IN EYLEMİ SALDIRANA DEĞİL
Enver Yıldız’ın, Fadıl Şenyaşar’ın kendilerine karşı silah kullandıktan sonra silahıyla Adil Şenyaşar’ı 3 el ateş ederek öldürdüğünü söylediğini belirten Enmek, “Halbuki ceza uygulamasında şu esastır. Sana, yakınına yapılan bir saldırı varsa, saldırıyı yapana karşı senin bir engelleme, savunma eylemi yapman lazım. Ama burada Fadıl Şenyaşar’a karşı hiçbir eylemi yok. Fadıl’ın silah kullanmasından dolayı ‘Silahımı çekip Adil Şenyaşar’ı vurdum’ diyor. Bu yönüyle dosyadan bizim beklediğimiz bir karar çıkmadı” dedi.
POLİS OLAYA MÜDAHALE ETMEDİ
Olayın gerçekleştiği yerin karakola yakın olmasına rağmen güvenlik güçlerinin bir müdahalesinin olmadığını söyleyen Enmek, “Olayın gerçekleştiği yer Suruç’un en işlek caddesi, arife günü, sivil polisler yer yer var ve yine vekille birlikte gezen polisler var. Üstelik bir dakikalık mesafede karakolda olayın olduğu duyurusu var buna rağmen müdahale edilmiyor. Hatta oraya gelip aileyi durdurmaya dair bir çaba dahi gösterilmiyor. Bu da kamu gücünü elinde bulunduran Yıldız ailesinin bu yaptıklarının yanına kâr kalacağını biliyor olması anlamına geliyor. Tabii hız alınamayıp hastanede Hacı Esvet ve Adil Şenyaşar öldürülüyor. Olayın bu boyutunu ise dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle göremiyoruz ve iddianameye de dönüşmüyor bir türlü” dedi.
HASTANE BOYUTUNDA 3 YILDIR GELİŞME YOK
Suruç’ta dükkanda başlayan ve hastanede devam eden olayın tek bir dosya olarak ele alınması gerektiğini ancak hastanede yaşananların dosyadan ayrılarak karartılmaya çalışıldığına dikkat çeken Enmek, “Bu iki olay aslında bir olaydı. Bir bütün olarak iddianamenin hazırlanması gerekiyordu ancak bu yapılmadı. Hastane boyutu ayrılarak karartılmaya çalışılıyor, 3 yıldır devam eden bir soruşturma var, bir ilerleme de gelişme de yok dosyada. Üzerinde gizlilik kararı olması bizi kaygılandırıyor” dedi.
SİYASİ BASKI KAYGILANDIRIYOR
Gizlilik kararının delillerin toplanması, sanıkların tespiti, kaçma şüphesi ve teknik takip için alındığını belirten Enmek, bunlar 3 yılda yapılmamışsa bu saatten sonra dosyanın gizlenmesinin bir anlamının olmadığını ifade ederek, dosyada siyasi baskı olduğuna dikkat çekti. Enmek, “Savcı bu durumu bizzat meslektaşlarıma ve aileye söyledi. Soruşturmayı ilk yöneten savcı ise bize bunu bizzat söyledi. 2018 yılında iyi bir soruşturma yürütüyordu, dosyayı belli bir aşamaya getirdi sonrasında tayini çıkartıldı ki yeni gelmiş bir başsavcıydı” dedi.
Savcılar üzerindeki siyasi baskının sonradan teslim olan Enver Yıldız’ın tape kayıtlarına da yansıdığını dile getiren Enmek, Yıldız’ın milletvekili olan kardeşinin savcıyı değiştirmeye çalıştığını ve sonrasında ifade vereceğini söylediğini hatırlattı. Dosyadaki siyasi baskının devam etmesi halinde sağlıklı bir soruşturmanın yürütülmesine dair inançlarının gittikçe zayıflayacağını belirten Enmek, “Hukuka karşı olan inancımızı yitirmeyeceğiz, sonuna kadar da ailenin yanında olacağız ve avukatları olarak adaletin tecellisi için de gereken hukuki mücadelemizi yürüteceğiz. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği karara ilişkin itiraz yoluna gideceğiz. Devam eden bir olay var, bu olayı kalkıp ikiye bölemezsiniz ve bunun hakkında iddianame hazırlayamazsınız. Umarız istinaf mahkemesi bunu tekrar değerlendirir, dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve iddianamenin hazırlanmasında talebimizi kabul eder” dedi.