EMEP Genel Başkanı Akdeniz, İzmir'de sendikaları ve meslek odalarını ziyaret etti
Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İzmir'de İzmir Tabip Odası ile DİSK Ege Temsilciliği ve Genel-İş İzmir Şubelerini ziyaret etti.
Fotoğraf: Evrensel
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İzmir'de İzmir Tabip Odası ile DİSK Ege Temsilciliği Genel-İş İzmir Şubelerine ziyarette bulundu.
İzmir Tabip Odası’nı ziyaret eden EMEP Genel Başkanı Akdeniz, sağlık çalışanlarının sorunlarını ve özellikle pandemide göz önüne çıkan sağlık sistemini değerlendirdi.
İzmir’deki ziyaretleri kapsamında İzmir Tabip Odası’nı ziyaret eden EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ile bir araya gelen İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, sağlık sistemindeki sorunlara dikkat çekti. Çamlı, pandemide özellikle emekçilere düşman bir politikayı gördüklerini belirterek, “Neoliberal sağlık politikalarında, insanlık hakkı olan aşının bile satılması söz konusu. Pandemide sağlık açısından yürütülen politikalarda kötü bir sınav veriliyor. Sağlığın ticarileştirilmesinin nasıl felaketlere yol açtığını görüyoruz” dedi.
Artan vakalara karşı alınan “önlemleri” eleştiren Çamlı, “Ne tam kapanma ne de ulaşım konusunda iyileştirme var. Emekçilere, işçilere ve halka dönük hiçbir önlem yok. Toplum sağlığı öncelenerek bir pandemi süreci yürütülmüyor, tamamen ekonomik kaygılarla yürüyen bir sistem. Vakalar 60 bin seviyesinde ve daha zirveye ulaşmadı. Ancak buna karşı hâlâ ciddi bir tedbir yok, birtakım makyajlar var. Sokağa çıkma yasağını öne çekmekle ne olabilir ki? Bu ülkenin demokratları, bilimden yana kesimleri sesini yükseltip ‘yönetemiyorsunuz’ demeli. TTB’nin yapacağı eylem de bu anlamda oldukça önemli” diye konuştu.
“TÜM BASKILARA RAĞMEN TTB DİMDİK AYAKTA”
Genel Başkan Ercüment Akdeniz ise yaşamını yitiren sağlık çalışanlarını anarak başladığı konuşmasını, “Bu süreçte olağanüstü bir performans gösterdiniz. İşçiler, emekçiler arasında bunun ne kadar değerli olduğunu anlatmak istedik. Aslında neoliberal masalların da çöktüğü bir çağa girdik, vahşi bir kapitalizme karşı karşıyayız. Toplumun savunma kalkanları var, bunlar sendikalar, meslek örgütleridir ve zaman içinde bunları çökertmeye çalıştılar. Ancak tüm bu saldırılara rağmen Türk Tabipler Birliği dimdik ayakta” diye sürdürdü.
Mevcut yönetim anlayışını da eleştiren Akdeniz, “'İlk seçimle gidecekler' demek gerçekçi olmayabilir. Bu tip otoriter rejimlere sığınan yönetimlerde bu, sokakta mücadeleyle ve üretimden gelen güçle, böylesi bir hattın oluşması ve bu hareketin sandıkla da birleşmesiyle olacaktır. Mevcut yönetim anlayışının da değişmesi gerekiyor. Halk meclisleriyle, emek ve meslek örgütleriyle bir kent, bir ülke yönetilebilir” dedi.
Özellikle Bilim Kurulunun da tartışılması gerektiğini ekleyen Akdeniz, “İktidarın gölgesinde olan bir Bilim Kurulu var. Bağımsız olması için Türk Tabipler Birliği’nin de merkezinde olması gerekiyor. Biliyoruz ki aşılama konusunda yaşanan bunca sorun eğer merkezinde Tabipler Birliği olsaydı daha iyi yönetilirdi. Biz TTB olmadan bu iş olmaz demeye devam edeceğiz” diye konuştu.
15 NİSAN’DAN 1 MAYIS’A
15 Nisan eylem kararının oldukça önemli olduğunu belirten Akdeniz, “Alınacak tüm kararlara bütün gücümüzle katılacağız. Bu 15 Nisan’dan başlayarak aşama aşama 1 Mayıs’a kadar çok önemli. Önemli olan bunun 10 güne yayılması. İş yeri eylemleri, hastanelerdeki etkinlikler ve sendikalar… Burada toplam fotoğrafa bakmak lazım” dedi.
Son olarak söz alan Lütfi Çamlı da, “Türk Tabipler birliği, pandemide halkla olan temasını ve itibarını güçlendirdi. Bu süreçte siz ve sizin gibi yapıların dayanışması çok büyük rol oynadı. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, İzmir Barosu gibi birçok kurumu da yanımızda gördük ve iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Bu zor günler dayanışma ile aşılıyor” diye konuştu.
Akdeniz, ayrıca “Sekizinci Kıta” kitabını da imzalayarak Çamlı’ya hediye etti.
"EMEKÇİLER ZOR BİR YIL GEÇİRDİ"
DİSK Ege Bölge Temsilciliği ve Genel-İş İzmir Şubelerini de ziyaret eden Ercüment Akdeniz, 2020 yılının işçi ve emekçiler için zor bir yıl olduğunu hatırlatarak 2021 yılında ise devam eden pandemi, ekonomik kriz ve işçilerin haklarına yönelik saldırılarla birlikte işçilerin daha zor koşullarda çalıştığını söyledi.
1 Mayıs’ın önemine değinen Akdeniz, “Gelinen yerde işçilerin, halkın gözü Mecliste değil ne yazık ki. Meclisin bir hükmü yok. Resmi Gazete'de ne karar çıkacak, memlekette ne olacak, sabah neyle uyanacağız diye düşünüyoruz. Adım adım Türkiye’de faşist bir rejimin inşası söz konusu. Hukukun, adaletin olmadığı, her şeyin tek adamın ağzından çıktığı bir yapı var. Eğer böyle giderse bir sabah grev hakkının, TİS hakkının tamamen kalktığını öğrenebiliriz. Böyle bir karanlık tünele doğru sokuluyoruz. O açıdan Newroz’da Kürt halkının, 8 Mart’ta kadınların, Boğaziçi’nde öğrencilerin gücünü 1 Mayıs’a getirmesi gerekir. Tek tek olan güçler bir yerde bileşmeli” dedi.
“BİRLEŞİK HALK GÜCÜNÜ OLUŞTURMALIYIZ”
2021 bütçesinin işçilere, yoksul halka değil sermaye gruplarının rantına yönelik olduğunu dile getiren Akdeniz, asgari ücrete yapılan zammı hatırlattı. İşçilerin yoksullukla baş başa bırakıldığını ifade eden Akdeniz, “Muhalefetin motor gücü işçi sınıfıdır. Bir yanda Cumhur İttifakı bir yanda Millet İttifakı var. Bunları birbirinden aynı görmüyoruz. Bir tarafta faşist bir blok var ama Millet İttifakına da baktığımızda programı belli değil. İki bloklu bir siyasete sıkışmış Türkiye tablosundan kurtulmamız gerekiyor. Her 1 Mayıs’a baktığımızda İzmir’in başka bir gücü vardır. İşçi gövdesiyle çıkar, motor gücüyle çıkar. Emek Partisi olarak bu modeli, bu birliği diğer kentlere yaymaya çalışıyoruz. Birleşik halk gücünü oluşturmamız gerekiyor” diyerek 1 Mayıs’ın her alanda işçilerin talepleri ile güçlü bir şekilde kutlanmasının önemli olduğunu söyledi.
Mülteci ve göçmen işçilere dair de konuşan Akdeniz, mülteci işçilerin de haklarının savunulmasının önemli olduğunu dile getirdi.
“DÖRT GÖZLE 1 MAYIS’I BEKLİYORUZ”
Daha sonra söz alan DİSK Ege Bölge Temsilci Memiş Sarı ise örgütlü mücadelenin önemine vurgu yaparak işçi sınıfının sorunlarının çok olduğunu söyledi. 1 Mayıs’ın sadece işçiler için değil tüm kesimler için önemli olduğunu dile getiren Sarı, “Dört gözle 1 Mayıs’ı bekliyoruz. Bugün için toplumun her kesimi örgütlü, örgütsüz farklı kesimlerin de katılacağı bir 1 Mayıs olacak” diyerek 1 Mayıs’a çağrı yaptı. (İzmir/EVRENSEL)