Kapatılma davası olan Kürt partileri: Güçlü bir demokrasi cephesi kurmalıyız
HDP’yi kapatmak için iddianame hazırlanmasını değerlendiren Kürt partileri, “Kürt meselesi bugünün sorunu değil ve parti kapatmalarıyla bu sorun çözülmez, çözüm demokrasidedir” dedi.

Fotoğraf: MA
İLGİLİ HABERLER

HDP'nin önceliği kapatma davasına karşı kamuoyu oluşturmak, alternatifler de hazır
Mahsum KARA
Diyarbakır
Haklarında kapatma davası bulunan Kürt partileri, HDP’yi kapatmayla Kürt meselesinin ortadan kaldırılamayacağını dile getirerek, buna karşın güçlü bir demokrasi cephesinin kurulması gerektiğine dikkat çekti.
Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılmasına yönelik Yargıtayın hazırladığı iddianame Anayasa Mahkemesi tarafından geri iade edildi. İade kararında, “Partililerle suçlamalara konu eylemler arasında ilişkilendirme yapılmadığı” belirtildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, eksikleri tamamlayarak iddianameyi Anayasa Mahkemesine sunmasının ardından yeniden ilk inceleme yapılacak. Diğer yandan 2019 yılında tüzük ve programlarında anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’nun bazı maddelerine aykırı ifadeler yer aldığı gerekçesiyle Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-T) ve Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) hakkında da kapatılması için Anayasa Mahkemesine başvuruldu ve açılan dava devam ediyor.
KKP: ASIL HEDEF KÜRT HALKIDIR
HDP üzerinde 2015 yılından bu yana baskıların olduğunu dile getiren Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, “İktidarın yaratmış olduğu baskıların amacı parti üzerinden Kürtleri hedef almaktır, asıl baskıya uğrayan Kürt halkının kendisidir. HDP ne derse desin esas itibariyle devlet rejimi algısı Kürt siyaseti ve Kürt halkının faaliyetleri üzerinden partiyi yargılamaktır. Özelikle Cumhur İttifakı 6 yıldır Kürtlerin siyaset yapmasını istemiyor. Önce bunu filen yapmaya çalıştı, şimdide ise bunu resmi hale getirip partiyi kapatmaya kadar götürüyor. Zaten adı Kürdistan olan 4 partiye kapatma davası sürüyor buna Kürt meselesi üzerinden HDP’de eklendi. HDP’i kapatarak Kürt sorununu ortadan kaldıramazlar. Biz bu duruma parti olarak şöyle bakıyoruz, devlet açık meşru zeminde Kürt siyasetine yasak diyor. Devlet Kürt siyasetine yasak derken onun şekline işleyişine bakmıyor, Kürt siyasetinin hangi kanadı hangi partisi güçlü olsa onu hedef alıyor. Bu bir çıkmazdır, Cumhur İttifakı da bunun bir çıkmaz olduğunu çok iyi biliyor” dedi.
HDP DEMOKRASİ CEPHESİNİ BÜYÜTMELİ
Kürtsüz siyaset denkleminin sadece Türkiye’de değil bölgede de kurulmasının imkansız olduğunu belirten Çiftyürek, “Devlet, Kürtlerin siyaset üzerinde ne kadar etkili olduklarını biliyor ve farkında. Muhalefet ve iktidar olan Cumhur İttifakı da bunun farkında ama Kürtlerle ilişkilendirilmek istemiyorlar, bu durum onların çıkmazıdır. Kürtlerin seçimlerde ne kadar etkili olduklarını gördüler. Millet İttifakı HDP sayesinde 25 yıldır alamadığı belediyeleri aldı. Kürtleri bir taraftan filen denklem dışı bırakmak istiyorlar, diğer taraftan da seçimler olduğunda Millet ve Cumhur İttifakı Kürtler üzerinden hesap yapıyor. HDP’nin kapatılmasının krizi derinleştireceğini düşünüyoruz. Bizim önerimiz, bu süreç böyle ilerlerken Kürdistan’da geniş bir ulusal demokratik ittifak ve Türkiye demokrasi güçleriyle en geniş demokrasi cephesinin kurulması lazım. HDP çok güçlü bir etkendir bir an önce demokrasi cephesini büyütmesi lazım” dedi.
PAK: BASKILAR İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOK SAYIYOR
Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, HDP’ye yönelik baskıları düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün yok sayılması ve çiğnenmesi olarak gördüklerini söyledi. HDP’ye yönelik hukuksuz bir şekilde baskıların uygulandığını ifade eden Özçelik, “Milletvekillerine yöneltilen saldırılara, cezai girişimlere, belediyelere kayyum atanmasına, gözaltı, hapis ve her türlü baskıya dün de karşı çıktık, bugün de reddediyoruz. Parti kapatma girişimleri, düşüncelerini dile getiren, siyasal faaliyet yürüten siyasetçi, aydın, yazar, gazeteci, sanatçıların gözaltı ve hapis cezalarına maruz kalmaları; sivil, demokratik, meşru, siyasi mücadele araç, yol ve yöntemleri yerine, herkesi şiddete zorlamaya yönelik bir toplum mühendisliği projesidir. Bu oyuna kesinlikle gelinmemelidir. Sivil itaatsizlik temelinde, meşru, demokratik, siyasi mücadelede ısrar edilmelidir. HDP hakkında açılan kapatma davaları ve baskılar, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün çiğnenmesidir. Kendisi de kapatılma tehdidiyle yüz yüze olan bir parti olarak PAK, Türkiye devletinin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bu tutum ve girişimlerini kabul edilemez görmektedir” dedi.
PSK: BEKA SORUNU KÜRTLERİ TEHDİT GÖRÜYOR
Çözüm sürecinin çökmesinden sonra 2015 yılından itibaren Türkiye’nin Kürt siyasetinde önemli ve radikal bir değişikliğe gittiğini belirten Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel, “Daha önce diyalog çözüm odaklı sürdürülen siyaset yerini şiddet ve savaş politikalarına bıraktı. Türkiye 2015’ten bu yana sadece içeride Kürtlere karşı savaş şiddet ve operasyon siyasetini izlemiyor, aynı zamanda Türkiye sınırları dışında Suriye’de, Irak’ta ve İran’da yaşayan Kürtlere yönelik bir savaş ve saldırı politikasını izliyor. Türkiye son dönemde geliştirdiği ‘Beka sorunu’ kavramını esas olarak Kürtleri bir tehdit, gelecek için bir problem olarak algılıyor. Yargının bir yana bırakıldığı, parlamentonun etkisiz hale getirildiği ve bütün sivil demokratik muhalefetin bastırılıp seslerinin kısıldığı bir ortama ihtiyaç vardı ve bundan dolayı Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Şu an Türkiye böyle bir süreç yaşıyor” dedi.
ÇÖZÜM DEMOKRASİDE
İktidarın daha önce HDP’i kapatmak yerine onun elini kolunu bağlayarak, sadece yasal düzeyde şekli olarak kalmasını tercih ettiğinin ifade eden Bozyel, “Gelinen noktada özellikle MHP’nin bastırmasıyla partiye kapatma davası açıldı. Parti kapatma meselesi Türkiye’de yeni değil maalesef. Kürt meselesinden dolayı 30’a yakın parti kapatıldı ve bunlardan şu an devam etmekte olan ve kapatma davası olan bir parti de bizim Kürdistan Sosyalist Partisidir. Artık şekli düzeyde bile Kürtlerin siyaset alanında var olmalarına tahammül edilememektedir. Geçmişte yaşanan kapatma davalarının hiç birisi iktidarların istedikleri amaçlarına hizmet etmemiş tam tersine Kürt halkını daha bilinçli ve hırslı, kendi talepleri için harekete geçirmişlerdir. HDP veya PSK’nin kapatılması Kürt meselesini ortadan kaldırmaz, Kürtlerin haklı talep ve özgürlükleri yönündeki beklentilerini buharlaştırmaz yok etmez. Kürt meselesi bugünün sorunu değil ve parti kapatmalarıyla bu sorun çözülmez, çözüm demokrasidedir, çözüm bütün kesimlerin özgürce örgütlenmesi ve kendini ifade etmesindedir” dedi.
Evrensel'i Takip Et