HDP'li Günay: AYM tarafından iade edilen dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalı
HDP Sözcüsü Ebru Günay, HDP'nin kapatılma davasının AYM tarafından Yargıtay'a iade edilmesine ilişkin "İade edilen dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır" yorumunu yaptı.
Ebru Günay | Fotoğraf: MA
HDP Sözcüsü Ebru Günay, AYM’nin parti kapatmasıyla ilgili iddianamenin iade edilmesine dair gerekçeli kararına değinerek, “Ortada HDP’yi suçlayacakları tek bir konu yoktur. Bu yüzden apar topar ve temelsiz iddialarla hazırladıkları bu dosya ile suçüstü yakalandılar” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"MERKEZ BANKASI KASASI UÇUYOR"
Günay, “4 yıl önce de biz ‘kendi ikbaliniz, iktidar hırsınız uğruna ülkeyi uçuruma sürüklüyorsunuz’ diye uyarmıştık. Ne yazık ki haklı çıktık. Ülkeyi uçuracağız diyenler, Merkez Bankası’nın kasasını uçuruyor, demokrasiyi yok ediyor, hak ve özgürlükleri ayaklar altına alıyor, Anayasa’yı her gün defatle çiğniyor. Hızlıca yaptıkları tek şey, kasaları boşaltmak oldu, demokrasiye darbe yapmak oldu. Kayyımı bir rejim haline dönüştürmek oldu” diye konuştu.
ANAYASA RAFA KALDIRILDI
Muhalefete yönelik baskı ve saldırılara dikkat çeken Günay, “Tutuklamalarda, saldırılarda, muhalefete yönelik baskılarda hızlarına yetişilmiyor. 4 yıldır anayasasını rafa kaldırdıkları ülkeyi, KHK’lerle, OHAL düzeniyle, hukuksuzca yönetiyorlar. Türkiye’yi en hızlı yoksullaşan, siyasi nedenlerle en fazla tutuklamanın yapıldığı ülkeler sırasında birinciliğe taşıdılar. Kurdukları bu ucube sistem, daha başlamadan iflas etti. Bugün artık bu sistemin meşruiyeti kalmamıştır. Toplum can derdiyle bu kötülük düzeninden bir an önce kurtulmak istiyor. Değişim istiyor ve biz de halkımızın bu değişim talebini varlık gerekçemiz olarak görüyoruz. Sistemin halkımıza, topluma daha fazla kötülük dayatmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
HDP'YE KAPATMA DAVASI
HDP’nin kapatılmasıyla ilgili AYM’nin iade ettiği iddianamenin gerekçeli kararına değinen Günay, devamında şunları söyledi:
“Hazırlanan bu iddianame ile ortada herhangi bir suç yokken, asıl amaçları yargıya siyasi baskı uygulayarak, HDP ile ilgili suç uydurarak, partimizi suçlu ilan etmekti. Ama ortada HDP’yi suçlayacakları tek bir konu yoktur. Bu yüzden apar topar ve temelsiz iddialar ile hazırladıkları bu dosya ile suçüstü yakalandılar. Biz daha önce de demiştik. Beraat ya da takipsizlikle sonuçlanmış yüzlerce soruşturma numarası da iddianameye alınmış. Hatta yaşamını yitirmiş partili arkadaşlarımıza bile siyasi yasak getirilmek istenmişti. İddianamenin iade edilmesine dönük yayınlanan gerekçeli kararda, normal koşullarda aslında onu hazırlayan savcıların görevden alınmasını gerektiren tespitler var. Ancak biz biliyoruz ki bu dosya savcılara zorla hazırlatıldı. İddianame hukuki ciddiyetten uzak, siyasi talimatlara bağımlı çalışan yargı gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Gelinen aşamada AYM bütün siyasi baskıya rağmen siyasi nedenlerle yazılan bu iddianameyi ret ederek, bu rezalete ortak olmadı. Biz tekrardan çağrıda bulunmak istiyoruz, iade edilen iddianameden de anlaşılacağı üzere, partimize yönelik plan siyasidir ve bu dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır."
Günay'ın açıklamasında öne çıkanlar şöyle:
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
"Eskiden Türkiye’de generaller, askerler oturdukları karargâhlarından siyasete ve siyasi partilere ayar verirlerdi. Şimdi ise bu işi AKP’nin emir erleri gibi davranan emniyet müdürleri ve kamu görevlileri yapmaya başladı. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte iken dahi sözleşme etkin uygulanmadığı için kadınlar şiddetten korunmamış ve yaşamlarını yitirmiştir. Yoksa bunca kadın cinayetinin izahı nedir? Fakat asıl olarak sözleşme gasp edildikten sonra, görevliler başvuran kadınlara ‘sözleşme kalktı, eskiye dönüldü’ cevapları vermeye başlayarak, kadınlar şiddet karşısında muhatapsız, çözümsüz ve korumasız kılınmak istenmiştir."
BULDAN’IN HEDEF GÖSTERİLMESİ
"Fakat bu gerçek ve somut duruma dikkat çeken eş genel başkanımıza karşı, Emniyet Genel Müdürlüğü haddini ve görevini aşarak, bir siyasi lideri, eş genel başkanımız Sayın Pervin Buldan’ı hedef alarak, açıklama adı altında bir karalama, bir saldırı gerçekleştirmiştir. Biz kadınların maruz kaldığı şiddeti dile getiriyoruz. Fakat her seferinde iktidar partisi bunları reddediyor. Aynısını çıplak aramada da yaptılar. Çıplak arama yönetmelikte yer almasına ve sistematik uygulanmasına rağmen aylarca yalan söyleyerek reddetmeye, inkâr etmeye çalıştılar."
KADIN DÜŞMANI ZİHNİYET
"Çıplak aramayı gündeme getiren vekilimiz Gergerlioğlu’nun (Ömer Faruk Gergerlioğlu) vekilliği düşürüldü ve tutuklandı. Fakat sonra gerçek tüm boyutlarıyla açığa çıkınca, susma yolunu tercih etti. Bizim dile getirdiğimiz hakikatleri reddetme, çarpıtma politikasını izleyen hükümete, bu inkar açıklamasıyla Emniyet Genel Müdürlüğü de bir kez daha katılmıştır. Emniyet kadınların korunmadığı gerçeğinin üzerine gidip, bunu yapan görevlileri açığa çıkaracağına, eş genel başkanımıza cevap yetiştirme telaşına girmiştir. Emniyete bu seviyesiz açıklamayı yaptıran kadın düşmanı zihniyeti iyi tanıyoruz. Bu açıklama erkek şiddetini teşvik eden bir dildir, bir kez daha suçüstü yakalandılar."
PANDEMİ
"Bu iktidarın kurduğu sistem toplumu hasta ediyor. Türkiye, bütün dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecini en kötü yöneten ülkelerden biri haline geldi, daha doğrusu getirildi. Doğru dürüst maske dağıtamayan, halkı açlık ve hastalık arasında tercihe zorlayan iktidar salgının 3’üncü dalgasında berbat bir yönetim örneği gösteriyorlar. Birkaç gün önce Erdoğan, yeni yasak kararlarını açıkladı. Vaka sayısının 60 bin, ölüm sayılarının 300’lere vardığı bir dönemde, aldıkları kararlar ‘Biz aşımızı olduk, kongrelerimizi de yaptık, siz de ne haliniz varsa görün’ oldu. Bundan başka bir anlam ifade etmiyor." (Ankara/MA)