İzmirlilerin pahalı su kullanımına tepkisi büyük
İzmir'de; Ankara ve İstanbul’a göre aynı miktardaki konut su tüketimine çok daha pahalı. İzmirliler konuya tepkili.
Fotoğraflar: Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
İzmir, Ankara ve İstanbul’da aynı miktardaki konut su tüketim faturalarını karşılaştırdığımız haberimizin ardından, İzmirliler yüksek su faturasına tepki gösterdi. Sosyal medyada su faturalarını paylaşan yurttaşlar “Su insani temel haktır” dedi.
Üç büyükşehir belediyesi su faturalarında farklı fiyat uyguluyor. İzmir’de ilçe belediyelerinin ‘Katı atık toplama bedeli’ adı altında yurttaştan aldığı para, yurttaşın faturasını kabartıyor.
İzmir’in Dikili ilçesinde Belediye Başkanlığı yaptığı süreçte 10 tona kadar suyu “sosyal belediyecilik” doğrultusunda halka ücretsiz su verdiği için hakkında soruşturma açılıp yargılanan Osman Özgüven, uygulama hakkında Evrensel’e konuştu. Herkesin suya erişim hakkının olduğunu söyleyen Özgüven, “İnsanımızın yaşam hakkı olduğuna göre suya erişme hakkı da olmalıdır. Suyun özelleştirilmesine karşı durduk. Suyu herkese eşit adil ve sosyal bir şekilde ulaştırmak bizim sosyal belediyecilik görevimiz. Belediyeler ticarethane gibi gösterilerek zarara uğratıldığı söylenemez” dedi. Özgüven sosyal belediyecilik anlayışları içinde 10 tona kadar suyu ücretsiz dağıttıkları davadan da beraat ettiklerini hatırlattı.
“ATIK SU BEDELLERİ İLÇE BELEDİYELERİNE GİDİYOR”
CHP’li üç büyükşehir belediyesinde farklı su faturalandırmasına yönelik CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ise uygulama birlikteliğini sağlayamadıklarını dile getirirken, uygulamanın kendileriyle ilgili olmadığını söyledi.
İzmir’de su paraları yüksek gibi görünse de aslında diğer büyük illerle arada su parası açısından ciddi bir fark olmadığını savunan Yücel, İzmir Büyükşehir Belediyesinin kuruluşu olan İZSU’nun tarifelerini suyun İzmirlilere ucuz bir şekilde ulaşması için suyun üretim maliyetini aşmayacak şekilde belirlediğini savundu.
Haberimizde de belirttiğimiz Atıksu Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri Tarifesine de değinen Yücel, “Fatura içeriğinde su parasından ayrı olarak yer alan ‘Katı Atık Toplama Bedeli’ tutarından kaynaklandığını görmekteyiz. Yönetmelik doğrultusunda toplanan tutardan İzmir Büyükşehir Belediyesi veya İZSU’nun kasasına 1 kuruş dahi girmeden tutar ilgili ilçe belediyesine aktarılmaktadır. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse İZSU bu tutarın tahsil edilmesi konusunda sadece aracıdır” dedi.
“KAMUSAL HİZMETLER TİCARET VE RANT KONUSU OLUYOR”
Suyun en temel ihtiyaçlardan biri olduğunu söyleyen Emek Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar, “Özellikle bu ekonomik kriz ve pandemi koşullarında halk suya daha kolay erişebilmeli. Ama genel olarak uygulamalara baktığımızda halka ücretsiz olarak sunulması gereken kamusal hizmetler her geçen gün daha fazla ticaretin ve rantın konusu oluyor” dedi. Uyar, “2010 yılında yürürlüğe giren katı atık toplama bedeli örneğinde de gördüğümüz gibi daha önce ücretsiz bir kamu hizmetinin maliyeti şimdi halkın cebinden karşılanıyor. Zaten işçi ve emekçiler dolaylı ve dolaysız olmak üzere en çok vergi ödeyen kesimi oluşturuyor. Üstüne üstlük alması gereken her türlü kamusal hizmetin de ücretini ödüyor. Ama aldığı asgari ücret açlık sınırında. Halkın yaşadığı gerçekler bunlar” dedi.
“SU KAYNAKLARI MADEN ŞİRKETLERİ TARAFINDAN KİRLETİLİYOR”
“Öte yandan bizler katı atık ve çevre temizliği için vergi öderken, doğamız, yeraltı sularımız, derelerimiz, madenler, şirketler tarafından kirletiliyor” diyen Uyar sözlerine şöyle devam etti;
“Efemçukuru ve Gediz Nehri örneğinde olduğu gibi su kaynaklarının bulunduğu havzalar her geçen gün yapılaşmaya açılıyor. Su kıtlığı ve kuraklıktan söz edilirken halka tasarruf etmesi öğütleniyor ama bu uygulamalar son sürat devam ediyor. Su faturalarına başka bedeller eklenmemeli, İstanbul’da olduğu gibi en azından suyun bir bölümü insani su hakkı olarak ücretsiz verilmeli ve İzmir’de de vatandaşın su için ödediği bedel düşürülmelidir. Ama asıl amaç en temel insan hakkı olan suyun bedelsiz sağlanması olmalıdır.”
“BELLİ SU KULLANIM DEĞERİ ÜCRETSİZ OLMALIDIR”
Pandemi ile beraber yoksulluğun daha da derinleştirdiği bu günlerde emekçilerin sırtındaki yükün arttığını belirten KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü SES İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, “Sosyal belediyecilik anlayışına tamamen ters bir durum ile karşı karşıyayız. Emekçilerin vergiler ile eriyen maaşları bir de yerel yönetimin su kullanım bedeline, katı atık toplama bedeline yaptığı zam ile yok derecesine geliyor. Salgın süresi boyunca birikmiş faturaların borçlarının silindiği, borçlardan dolayı kesintilerin yaşanmaması için derhal belli su kullanım değeri ücretsiz hale gelmelidir” diye konuştu.
“YAŞAMSAL ÖNEMİ OLAN SUDAN KÂR EDİLEMEZ”
İçme ve kullanma suyunu sağlayan şebeke suyunun her zaman ücretli olduğunu ve toplumun buna alıştırıldığını söyleyen TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İbrahim Uğur Toprak da, “Kamu yöneticileri halkın güvenli suya ulaşmasını sağlamakla yükümlüdür. Hava gibi yaşamsal önemi olan sudan kâr edilmesi anlaşılabilir ve adil değildir. Yeni serbest piyasa eğiliminin bir aktörü olan özelleştirmeye su ticarileştirilerek alet edilemez” dedi.
Yerel yönetimlerin insanın temel ihtiyacını karşılayacak miktarda temiz suyu halkına ücretsiz ulaştırması gerektiğinin altını çizen Toprak, musluklardan akan suyun da içilebilir nitelikte olması gerektiğini söyledi.
Toprak, “Kendini güvende hissetmeyen tüketici daha fazla ücret ödemeyi göze alarak damacana veya PET şişelerde su tüketimine ya da su arıtma cihazlarına yönlendirilerek farklı şekillerde yanıltılmaktadır. Damacana suların ve su kaynaklarının denetimlerinde yetersizlikler olduğu, bu sektörde de kayıt dışının önemli bir sorun alanı olduğu bilinmektedir” diye ekledi.
“2 SENEDİR ŞİKAYET EDİYORUM DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK”
Hülya Dalaslan (Emekli): Suya ödediğimiz farkın bu kadar fazla olmasına anlam veremiyorum. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’e soruyorum; aynı suyu tüketmemize rağmen 1.5 kat farklı ödeme yapıyoruz neden? Yetkililerden bir açıklama bekliyoruz.
Arda Öngelen: Yaşanan olay bir soygundur. Böyle bir soygunu haber yaptığınız için Evrensel gazetesine teşekkür ederim. Ben 2 senedir yazıyor şikayet ediyorum, değişen bir şey yok. “Sorma ver parasını” diyorlar, vermeye devam ediyoruz. Hakkımı helal etmiyorum. Oy verdiğim güne lanet okuyorum.