Av. Sima Baktaş: Kripto para borsalarına lisanslamayı da içeren mevzuat oluşturulmalı
THODEX'teki gelişmelerin ardından kripto para borsalarında güvenilirlik sorununu konuştuğumuz Av. Sima Baktaş; lisanslama ve denetimi de içeren bir mevzuat ihtiyacını dile getirdi.
Fotoğraf: Pixabay
Görkem KINACI
İstanbul
THODEX’te yaşananlarla beraber kripto para borsalarının güvenilirliği bir kez daha tartışılıyor. Türkiye merkezli kripto para borsalarından THODEX’te kullanıcıların günlerce işlem yapamaması şikayetleri vardı, ardından site bir ortaklık duyurusu ile işlemleri durdurduğunu açıkladı. Son olarak Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'in yurt dışına çıktığı beliritildi ve hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan soruşturma başlatıldı.
Son yıllarda özellikle de son bir yıl içerisinde kripto para borsalarının hem popülerliği hem de kullanıcı sayısı, dolayısıyla işlem hacmi oldukça arttı. Türkiye’de de durum böyle. Zengininden yoksuluna, yatırımcısından bir nebze rahatlamak için borç para bulup, kredi çekip bu mecraya yönelen asgari ücretlisine kadar kripto varlık piyasasına yoğun bir ilgi var.
THODEX’te Çiftlikbank vurgununu çağrıştıran gelişmeler, ekonomik anlamda bir nebze rahatlamak için bu alana yönelen çok sayıda kullanıcı için, halihazırda piyasa doğalındaki inişli çıkışlı durumdan ötürü zarar etme/batma kaygısının yanında güvenlik kaygısını da ekledi.
Kripto para borsalarında güvenilirlik faktörünü konuştuğumuz Avukat Sima Baktaş, sorunun Bitcoin ve diğer kripto varlıkların (blockchain ile şifrelenmiş coinler) işleyişinde olmadığını, bunların alım satımına aracılık eden web siteleri ile ilgili olduğunu belirtti. Bu güvenilirlik sorununun sitelerin lisanslanmasını da içeren mevzuat oluşturularak çözülebileceğini kaydeden Baktaş, bu yapılırken de kullanıcıyı güvensiz mecralara terk etmemek için vergisiz şekilde bir yöntem bulunması ya da sadece sembolik şekilde vergilendirilmesini önerdi.
LİSANSLAMA VE DENETİM MEKANİZMALARI İÇEREN BİR MEVZUAT OLUŞTURULMALI
Bilişim hukuku ve kripto varlıklarla ile ilgili çalışmalar da yürüten Avukat Sima Baktaş, kripto para borsalarında güvenilirlik konusunda sorularımızı yanıtladı.
Türkiye’de de yakın zamanda çok sayıda kişinin kripto para borsalarına yönelidiğini görüyoruz. Bu borsaların güvenli olup olmadığını nasıl anlarız daha doğrusu anlayabilir miyiz?
Türkiye’de kripto para borsaları için herhangi bir lisanslama yok, lisanslama için de herhangi bir düzenleme yok. Şu an mevcut birçok kripto para borsası aslında lisans almak istiyor ama devletin bir lisanslama şartı olmadığı için lisans almadan faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bu nedenle bir denetime tabii değiller. Her ne kadar dışarıdan denetim yapıldığını belirtseler de bir düzenleme olmadığı için klasik ticari faaliyer mevzuatında değerlendiriliyorlar.
Bu durum aslında sadece Türkiye’deki kripto para borsaları için geçerli değil dünyadaki tüm kripto para borsaları için geçerli. Hatta bu konuda şöyle bir motto var; “Not your keys not your coin” yani eğer anahtar sende değilse senin ‘coin’in değildir deniyor. Esasen Bitcoin ya da diğer kripto varlıkların kendisinde bir güvenilirlik sorunu yok. Sorun olan borsalarla ilgili kısmında, işlemlerin yapıldığı web siteleri ile ilgili sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Mükemmel güvenlik sistemleri oluşturulsa da web siteleri hackelenebiliyor ya da klasik finans sistemiyle ilişkilendirilmiş bir güvence sağlanmamışsa kötü niyetli durumlar sonucunda olumsuzluklar yaşanabiliyor. Şirketlerin, hacklenme ya da başka olumsuz durumlarla ilgili kullanıcıların/mağdurların zararını giderme kapasitesi olması lazım. Bir bankada paranızın başına bir şey gelirse lisanslandığı için, devlet tarafından bir güvencesi olduğu için BDDK’ya dava açıp haklarınızı öne sürebiliyorsunuz. Kripto varlık piyasasında da benzer bir güvencesi olmalı. Bunun da lisanslama ve denetimi de içeren bir mevzuatla çözüm bulması gerek.
Bunu yaparken de kullanıcıların güvensiz mecralara kaçışına da yol açmamak için mümkünse vergilendirme olmaması, olacaksa da ülkedeki diğer alanlardaki gibi fahiş biçimde uygulanmaması iyi olur, sembolik bir vergi getirilebilir.
50 BİN SERMAYESİ OLAN ŞİRKET BİLE HESAP AÇIYOR
Bahsettiğimiz sorunların yanı sıra piyasa manipülasyonu yapan kişiler de oluyor, “Şu coine yatırım yapın” gibi söylemlerle insanları yanlış yönlendirebiliyorlar. Bu duruma karşı da yasal düzenlemeler yapılmalı. Fiyat para olmadığı için SPK’nın denetimine tabi değiller, doğal olarak bazı kişi ya da şirketler ortalığı boş görüyor.
Bugün gündemde olan konu bu aslında. 2017’den beri 50 bin dolar sermayesi olan kripto para borsası açıyor, sonuçları böyle olabiliyor. Bu kadar kolay olmaması lazım, denetime tabi olması lazım. Nasıl banka kurulurken lisans veriliyorsa bu alanda da yetkili bir kuruluş olması gerek.
“MERKEZ BANKASININ YÖNETMELİĞİ FİYASKO”
Merkez Bankasının kripto varlıklarla ilgili kararı hakkında ne düşünüyorsunuz? Çıkarılan yönetmelik düzenleme beklentilerinin aksine devlet olarak bu konudan uzaklaşan, sorumluluktan kaçan bir bakış açısı hissettiyor…
Çıkarılan yönetmelik tam bir fiyasko. Kripto paraları “gayrimaddi varlık” olarak tanımlamış ama hukukumuzda böyle bir kavram yok. Yönetmelik aynı zamanda tarafların sözleşme serbestisini engelliyor. Bu da Borçlar Kanunu’ndaki sözleşme serbestisi kısmına aykırı, yani yönetmelik hukuka aykırı biçimde düzenlendi. Bu konuda da iptal davası açmaya hazırlanıyoruz. Böyle bir yönetmeliğin aksine, acilen kripto varlıkların tanımını doğru biçimde yapan, tarafların ilişkilerini düzenleyen, şirketlerin denetimi sağlayan, Türkiye’deki kullanıcılara güven verecek bir mevzuat hazırlanması gerektiğini düşünüyorum.
Bunlarla bağlantılı olarak, merkezi biçimde kontrol altına alınamaması için tasarlanan kripto paraları kontrol altına almak ne kadar mümkün, ne kadar doğru?
Güvenilir olmayanın Bitcoin ya da diğer kripto para sistemi olmadığını, bunun alım satımı ile ilgili süreçlerde sorun yaşandığını söylemiştim. Mevzuat ve denetim konusu da öyle; sizin kripto varlığınızı değil bunu saklamanızı ya da piyasadaki alım satımını güvence altına alması gereken bir sistem gerekliliğinden söz ediyorum. Bu durum da esasen kripto paraların kontrol altına alınması anlamına gelmiyor.
SOĞUK CÜZDAN EN GÜVENLİSİ, SICAK CÜZDAN KULLANAN KULLANICILAR ŞİRKETLERİ ARAŞTIRMALI
Kullanıcılara kripto para borsalarına güven açısından önerileriniz olur mu?
Kullanıcıların yapabileceği en güvenilir şey kripto paralarını anahtarları kendilerinde olan soğuk cüzdan denilen hesaplarda tutmaları. Ancak sık alım satım yapması gereken kullanıcılar bir anlamda buna aracılık eden şirketlere bu anahtarlarını devretmiş oluyorlar. Bunu yaparken de şirketlerin yönetim şemasını, yönetim kurullarındaki isimleri, yerli ve uluslararası ortaklıklarını, yatırımlarını, sermayelerini inceleyebilirler. Bu bilgiler açık değilse talep edebilirler. Müşteri hizmetlerinin şeffaflığı, şirketin reklam politikaları da dahil pek çok unsur incelenebilir, güvenli olup olmadıkları bir nebze anlaşılabilir. Maalesef pek çok kullanıcı bunu yapamadan yatırımlarını yapmış durumda ve yatırımlarının güvende olup olmadıkları net değil.
THODEX’te yaşananlar Çiftlikbank vurgununa benzetildi. THODEX mağdurları bu aşamada ne yapabilir?
THODEX konusu daha çok yeni, işlem yapamama ve sonrasında sitenin kapanması durumu vardı, sahibinin yurt dışına gittiği belirtiliyor, kaçırıldığı bahsedilen tutar da dahil pek çok bilgi henüz net değil aslında. Umalım ki en kısa zamanda açıklamalar yapılsın ve oluşan mağduriyetler varsa bunların giderilmesinin yolları aransın. THODEX kullanıcıları da şu anda suç duyurularında bulunuyorlar. Yapmalılar zaten; bu, varlıklarının ve mağduriyetlerinin takibi için gerekli. Açıkçası bu alanda bir güvence bir mevzuat söz konusu olmadığı için de şu an için suç duyurusunun ötesinde yapabilecekleri bir hamle yok.