22 Nisan 2021 15:10
/
Güncelleme: 18:14

Doç. Dr. Cemal Güvercin: Aşı pasaportu gibi uygulamalar eşitsizliği derinleştirir

Aşı pasaportu tartışmalarına ilişkin Doç. Dr. Cemal Güvercin, “Dünyada aşıların dağıtımında bir adalet yok. Aşı pasaportu eşitsizlikleri daha da derinleştirir. Etik açıdan kabul edilemez” dedi.

Doç. Dr. Cemal Güvercin: Aşı pasaportu gibi uygulamalar eşitsizliği derinleştirir

Foıtoğraf: Cemal Güvercin'in kişisel arşivi

Dilek OMAKLILAR
İzmir

Aşı pasaportu ve aşı ikna ekipleri ile ilgili Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemal Hüseyin Güvercin yaptığı değerlendirmede “Dünyada adil ve eşitlikçi bir aşı dağıtım politikaları ve sistemi olmadığı sürece aşı pasaportu eşitsizlikleri daha da güçlendirecektir” dedi.

Aşı pasaportu tartışmaları sürerken geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aşı olmayanlar için ikna ekibi kuracağız açıklamasıyla yenisi eklendi. Aşı dağıtım politikalarında var olan adaletsizlikle bu uygulamaların eşitsizliği daha da derinleştireceğini belirten Doç. Dr. Güvercin, “Aşı pasaportu aşı olanlar için kulağa hoş geliyor. Fakat dünyada aşıların dağıtımında bir adalet yok. Dünyanın en varlıklı ülkeleri, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 14’ünü oluştururken aşıların yarısından fazlasına el koymuş durumdalar. Böyle bir dünyada aşı pasaportu eşitsizlikleri daha da derinleştirir. Bu yeni bir ayrımcılık türü olacaktır. Dolayısıyla bunun etik açıdan kabul edilebilir yanı yoktur” diye konuştu. 

Aşı pasaportunun ayrıca kişisel verilerin ihlaline de yol açacağını belirten Güvercin, “Kişisel bilgilerinizin, yani mahremiyetinizin ihlal edileceği, bize ait bilgilerin başkalarının eline geçebilme potansiyelini de düşünmek lazım. Hem bir ayrımcılık hem de kişisel bilgilerin başkalarının eline geçme potansiyelini doğuracaktır. Bu etik açıdan oldukça sorunludur” dedi. Dünya Sağlık Örgütü’nün de aşı pasaportu da sıcak bakmadığını hatırlatan Güverci, “Onlar da aşıların adil dağıtımına odaklanalım, bu gibi ayrımcı politikalarla uğraşmayalım diyor, çünkü çok bariz görünen bir şey bu” diye ekledi. 

“BİLGİ EKSİKLİĞİ VAR”

Aşı olmayanlar için kurulacak aşı ekipleri için de konuşan Güvercin, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sağlık çalışanlarının yüzde 14’ünün ve 65 yaş üstünün yüzde 23,6’sının aşı olmadığı açıklamasını hatırlatarak, “Bunları neden olmadı diye değerlendirmek lazım. Aşı prosedürü zor, önceden randevu almak, o bilişim sistemine alışık değilsen zaten zor. Cep telefonlarından bunu yapmak hele ki 65 yaş teknolojiden daha uzak. Bu tür teknik zorluklar var. ‘Aşıyı güvenilir bulmadığım için reddediyorum’ demeden önce bu gibi teknik sorunları gidermek lazım. Yüzde 14’ünü de aşıyı reddeden ya da aşı tereddüdü yaşayan diye açıklamak imkansız” dedi. 

“Örneğin kovid olan kişilere 3-4 ay sonra aşı yapılıyor. Bu yüzdeliklerin kaçta kaçı bu kapsamda? Bu tarz bilgiler de yok” diyerek sözlerini sürdüren Güvercin, sosyolojik ve tıbbi bilgi açıdan değerlendirme yapılmasını ve Sağlık Bakanlığının bu bilgilerde daha net olmasını gerektiğini ekledi. 

“ADİL DEĞİL, AÇIKÇA AYRIMCILIKTIR”

Güvercin, “Bu aşamaya gelmeden önce yeterli, temiz, kurumsal bilgilerin aktarılması gerekirdi.  Ayrıca ikna deyince hiyerarşik bir ilişki de kuruyorsunuz, ben senden daha üst durumdayım şeklinde. Eşitlikçi bir ilişki değil. Yol bu değildir. Örneğin aşıyla ilgili bir hat kurulabilirdi ve kişi özgür iradesiyle arayıp öğrenmeye çalışabilirdi. Erişkin eğitiminin kuralları vardır, buna dikkat etmek lazım” diye konuşarak kişilerin doğru bilgiye ulaşacağı kanalları açık tutmanın önemli olduğunu söyledi. 

Pandeminin başından bu yana yönetilemeyen bir süreç olduğunun altını çizen Güvercin, “Arapsaçına çevirdiler, soru işaretleri oluşturdular ve ortam bulanıklaştı. Sonra da kalkıp ikna ekipleri diyorlar.  Zaten aşı redciliği yeni değil yıllardır var. Zamanında buna yönelik önlemler alınmayınca pandemide bunları yaşıyoruz. Köklü sorunlara akut çözümler arıyoruz ama bu daha da zorlaştırıyor” dedi.

Ayrıca kişinin aşı olamamasının bireysel sorumluluğu olamayacağını belirten Güvercin, “Bu kişinin bireysel sorumluluğu değil ki aşıya ulaşamıyor. Aşının ulaştırılması lazım. Pasaport yoluyla cezalandırmazsanız, bu adil bir tutum değil açık bir ayrımcılıktır. Etik açıdan asla uygun görülemez” diye vurguladı.

Evrensel'i Takip Et