23 Nisan 2021 15:38

TBMM’de 23 Nisan oturumu gerçeleştirildi

TBMM Genel Kurulu, özel oturumla toplandı, partiler adına konuşmalar yapıldı.

TBMM | Fotoğraf: Muhammet Fatih Oğraş / AA

Paylaş

TBMM Genel Kurulu, TBMM'nin açılışının 101'inci yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle özel gündemle toplandı.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında toplanan genel kurula Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Mustafa Şentop yaptı.

KEMAL KILIÇDAROĞLU: YETKİ GASBINA SESSİZ KALMAMASI GEREKİR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Bu Meclis’in yetkilerin gasbına sessiz kalmaması gerekir. Bu Meclis’in hiçbir vesayetin gölgesinde kendisini hissetmemesi gerekir. Bu Meclis’in toplanan vergilerin ve özelleştirme vergilerinin nasıl harcandığını bilmesi ve denetlemesi gerekir. Bu Meclis’in yolsuzluklar konusunda çok duyarlı olması gerekmektedir. Bu Meclis’in Türkiye’nin en temel sorunlarını yeri geldiğinde masaya yatıran olduğunu bilmesi gerekir. Bu Meclis’in insan hakları ihlalleri karşısında en olumlu tavrı alması gerekir. Bu Meclis’in devlette aşama aşama yok edilen liyakat sisteminin neden yok edildiğini araştırması gerekir. Bu Meclis’in Anayasa’da yer alan 'basın hürdür sansür edilemez' ilkesini yürütme organının nasıl ihlal ettiğini araştırması gerekir. Bu Meclis’in bugün 21'inci yüzyıl Türkiye'sinde 2 milyon 538 bin öğrencinin neden EBA’ya ulaşamadığını araştırması gerekir. Bu Meclis'in kamu özel iş birliği içinde yapılan ve verilen garantileri bilmesi gerekir. Bu Meclis'in tek kişilik hükümetin niçin dövizle borçlandığını bilmesi gerekir. Bu Meclis'in 128 milyar doların hangi kurdan, kimlere satıldığını bilmesi gerekir" dedi.

Kılıçdaroğlu, Meclis'in Akkuyu'da yapılan santralin dünyanın en pahalı elektriğini niçin satacağını bilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Bu Meclis'in devletin en büyük inşaatlarının adil bir ihale ile yapılmayıp, neden sadece 5 firmaya, üstelik döviz karşılığı verildiğini bilmesi gerekir. Bu Meclis'in kamu bankalarının neden sadece bazı televizyon ve gazetelere ilan verdiğini araştırması gerekir. Bu Meclis'in yargı üzerindeki tahakkümüne izin vermemesi gerekir. Bu Meclis'in gencecik çocuklarımızın neden yurt dışında iş aradıklarını araştırması gerekir. Bu Meclis’in cumhuriyetimizi demokrasimizle taçlandırmak gibi bir görevi olduğunu asla ve asla unutmaması gerekir. Bu Meclis’in tarih önünde saygınlık kazanması gerekir. Bu Meclis’in bu saydıklarımı yapması gerekir. Biz böyle bir Meclis istiyoruz" diye konuştu.

AKP’Lİ BOSTANCI: MUHALEFET SADECE DEMOKRASİLERDE VARDIR

AKP Grubu adına söz alan Grup Başkanı Naci Bostancı, 101 yıllık tarihe buradaki siyasi temsillere çeşitli eleştirilerimiz olabilir; fakat nihai noktada bu bizim, hepimizin tarihidir. Kimsenin başka bir tarihi yok. Demokrasinin düşmanı sadece faşizm ve totaliterlik değildir, en büyük düşman, gerçek olmayacak ölçüde ideal bir demokrasi karşılaştırması üzerinden mevcut demokrasiyi ölçüsüz şekilde eleştirmektir. 'Mükemmel' iyinin ve gerçeğin düşmanıdır derler. İktidar her rejimde; fakat muhalefet sadece demokrasilerde vardır muhakkak. Bunun değerini takdirde ise iktidar kadar muhalefete de görev düştüğünü unutmayalım” diye konuştu.

HDP: DEMOKRASİ AĞIR BASKI ALTINDA

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Meclis’in kuruluşunun 101. yılında kötü ve yanlış yönetilen bir Türkiye’yle karşı karşıya olduklarını söyleyerek "Meclis, 1920’de kurulduğunda gerçek halk egemenliğine dayanıyordu. 1921 Anayasası ademi merkeziyetçi bir anlayışı esas alıyordu. Bu kuruluş esasları zamanla yerle bir edildi ve bir asır boyunca bu ülkenin tüm kimlikleri, kültürleri dışlandı, ötekileştirildi" dedi.

Oluç, "Keşke bugün, bu kürsüden son derece önemli olan Meclis’in kuruluşunun 101. yılında demokratik bir ülkeden, toplumsal adaleti sağlayan bir sistemden, halkın temel sorunlarına çözüm üretebilen güçlü bir parlamentodan ve egemenliği sürekli engellenmemiş bir halk iradesinden söz edebilseydik. Keşke 101 yıllık tarihi böyle değerlendirebilseydik" diye konuştu.

Ne yazık ki tablonun böyle olmadığını söyleyen Oluç, bugün demokrasinin, ağır bir baskı altında, adeta kelepçelendiğini belirtti. Oluç, kuvvetler ayrılığının terk edildiğini, yerine tek kişide toplanan kuvvetler birliğine geçildiğini, demokratik siyaset, toplumsal muhalefet ve sivil toplumun ağır bir kuşatma altında olduğunu söyledi.

Türkiye'nin ihtiyacı olan şeyin, Cumhuriyet'in demokratikleşmesi olduğunu savunan Oluç, demokratikleşmeyi, ekonomik ve sosyal politika tercihleri ile güçlendirmek gerektiğini ifade etti.

Oluç, "Çocuk bayramı olarak da kutlanan bugün, her bir çocuk, çocuk işçiliğinden şiddete ve istismara, anadilinde eğitimden mahrum bırakılmaktan iş cinayetlerinde hayatını kaybetmeye, uyuşturucu batağında geleceğini yitirmeye kadar yaşının taşıyamayacağı çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır" diye konuştu.

İYİ PARTİ: TÜRKİYE 101 YIL ÖNCESİNİN GERİSİNE DÜŞTÜ

İYİ Parti Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, “Milli egemenlik, millete gerçek manada yaslanan bir meclis üzerinden hukukun üstünlüğünün sağlanmasıyla gerçekleşir" dedi.

Tatlıoğlu, bu çerçeveden bakıldığında Türkiye'nin, 101 yıl öncesinin gerisine düştüğünü ve bir parti devleti görünümüne yöneldiğini söyledi.

Bugün Türkiye'de, kanunların, kuralların vatandaş için zorunlu, iktidar ve çevresi için keyfi hale geldiğini savunan Tatlıoğlu, "Uygunsa uyulmakta, uygun değilse kanun ve kurallar, uygun hale getirilmektedir. Türkiye'de yürütmenin işlemlerine yönelik var olan denetim mekanizmaları etkisizleştirilmiştir. Kamusal işlemler, denetimi imkansız alanlara taşınmıştır. Bu düzende devlet, sadece iktidar gücünü elinde bulunduranlara ait gözükmektedir" diye konuştu.

Tatlıoğlu, bu durumun "vesayetin ta kendisi" olduğunu söyleyerek, yasama ve yargının yürütmenin gölgesi altında kaldığını, kuvvetler birliği şartlarının yaşandığını savundu. Tatlıoğlu, "Atanmışların, siyasi dille konuşan kamu kadroları ve bürokratların, seçilmişlere karşı tavrı bu yeni vesayetin ibretlik birer fotoğrafını sunmaktadır. Partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle ne yazık ki yasama, yürütme ve yargı tek kişinin tahakkümü altına girmiş, yeni bir vesayetçi yapı ortaya çıkmıştır" ifadelerini kullandı.

TİP: YAŞANAN DURUM HÜKÜMETİN ESERİ

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Türkiye'nin, eğitimde, sağlıkta, özgürlükte, umutsuz gençlik oranında dünya sıralamasında dibe vurduğunu belirtti.

Yaşanan bu durumun, hükümetin eseri olduğunu söyleyen Baş, "Kendi evlatlarınıza son model arabalar aldınız, makam ve mevki açtınız, oğluna bir pantolon alamadığı için canına kıyanları görmediniz. Devran dönecek ve parmağınızda oynattığınız adaletsiz yargı dönemi bitecek. Adliye koridorları, hırsızlarla, avantacılarla, rüşvetçilerle, arsız müteahhitlerle dolacak" ifadelerini kullandı.

MHP adına ise Grup Başkanvekili Erkan Akçay konuştu. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Torbalı’da emekçiler: Yasaklara rağmen işyerlerimizde 1 Mayıs kutlayacağız

SONRAKİ HABER

Üsküdar Belediyesi, iki mahalleye kurulan Halk Ekmek büfesini kaldırmaya çalıştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa