26 Nisan 2021 00:42

Pandemi ve amatör futbol

Arkadaşımız önemli ekonomik sıkıntılar yaşamıştır. Çünkü yönetenlerin pandemiyle savaş anlayışını "çarklar dönmeli" oluşturuyordu. Bizlerin döndürecek bir çarkı değil, yuvarlayacak bir topumuz vardı.

Fotoğraf: Erdal Aydın

Paylaş

Şahverdi AYDEMİR*

Pandeminin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sistemin birçok yönüyle teşhir edici bir rol oynadığı şüphesiz. En basitinden sağlık sisteminin piyasalaştırılmasının nelere mal olduğunu gördük. Fakat her zaman ve her koşulda zaten piyasacı bir anlayışla ele alınmış (yöneticiler tarafından) futbolda ise durum çok daha ciddi. Bundan yaklaşık 300 yıl önce, arsalarda, çayırlarda masum bir oyun olarak başlayan futbolun, milyonların değil, milyarların ilgisini çeken, üstünden milyarlarca dolar kazanılan bir global endüstri haline geldiği günümüz dünyasında, bu endüstrileşmiş büyük takımların sorunlarını anlatmak değil niyetim. Onlar için durum olsa olsa kârdan zarardır en fazla. Tıpkı bir fabrikatörün pandemi döneminde üretiminde yaşadığı düşüşten dolayı kârından ettiği zarar gibi. Ama bir de o fabrikatörün fabrikasında çalışan işçiler vardır bu pandemi döneminde.

DEV BİR SANAYİNİN GÖRÜNMEYEN İŞÇİLERİYİZ

Biz amatör kulüp antrenör, sporcu ve yöneticilerin durumu fabrikalardaki işçilerden çok farklı değil. Tüm dünya genelinde 3 milyar alıcısı olan ve yaklaşık yıllık cirosu 500 milyar doları bulan bir dev global sanayinin görünmeyen, önemsenmeyen işçileriyiz bizler de. Virüsün Türkiye’de de görüldüğünün ilk açıklanmasından kısa bir süre sonra 19 Mart’ta Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, futbol, basketbol, voleybol ve hentbol liglerinde müsabakaların durdurulduğunu, kararın da bugünden itibaren uygulanacağını söyledi. Üstelik liglerin seyircisiz oynatılma kararını ülkemizde sadece bir vaka varken aldık. Avrupa'da bu kararı vaka sayısına göre en erken alan ülkeyiz diye övünmeyi ihmal etmiyordu. Ancak bakanın pek bir övünerek açıkladığı bu karar, ülkemizde Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu'na (ASKF) bağlı hepsi amatör 17 bin futbol takımı ve Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği'ne (TÜFAD) bağlı 26 bin antrenör, Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) bağlı 400 bin lisanslı oyuncu ki bu oyuncuların yüzde 90'ı amatör futbolcudur, yani ülkemizde amatör  yöneticisi, oyuncusu, antrenörü, malzemecisi, masörü ile hafife alınmayacak bir kesimin bir yaşam biçimi, bir sevdası olduğu kadar meslekleri ve ekmek tekneleri olan bir fabrikanın kapısına kilit vurulması demektir bu.

SÜREÇ BİZİM İÇİN VARLIK YOKLUK MESELESİ OLDU

Sporcusundan hocasına, masöründen hakemine ve malzemecisinden tribündeki taraftarına varana dek özellikle endüstriyel futbola karşı kendi imkanlarımızla alternatif oluşturmaya çalışan biz amatör futbol kulüpleri için bu süreç adeta bir varlık-yokluk meselesine dönüşmüştür. Birçok arkadaşımız önemli ekonomik sıkıntılar yaşamıştır. Çünkü yönetenlerin pandemiyle savaş anlayışını "çarklar dönmeli" oluşturuyordu. Bizlerin döndürecek bir çarkı değil, yuvarlayacak bir topumuz vardı. O da bir süreliğine yuvarlanmasa da olurdu. Bizim iyi birey, iyi futbol, iyi insan yetiştirmek istediğimiz kimsenin umurunda değil. Ne de olsa Türkiye’de futbolun endüstrisini elinde tutan büyükler için çok sorun yoktu. Çünkü büyük kulüpler için maç hâsılatları artık gelirin sadece yüzde 21'ini oluşturuyor. Buna karşılık gelirin yüzde 79'u medya gelirleri, sponsorluk anlaşmaları ve merchandising satışlarından. Yani ellerinde yüzde 79’luk bir gelir hâlâ var. Bizlerin böyle bir şansı da yok. Yanlış anlaşılmasın burada bir gelir adaletsizliğinden yakınmıyorum. Yakındığım şey pandemi karşısında önlem almak adına virüsün yaşam alanını daraltırken emeğiyle geçinen insanların yaşam standartlarının önemsenmemesidir. AVM'ler, kafeler, oteller, restoranlar fast-food zincirleri, düğün salonları dahil hepsi kapalı alanlar olmasına rağmen açıkken, tatil yörelerinde ise plajlar, beach barlar ve diskolar açılabiliyorken, bizlerin iş ve çalışma alanları olan futbol sahaları da açılmalıdır. Amatör kulüplerin öz kaynaklarını oluşturan o da şanlıysa halı saha ve futbol okullarının hâlâ kapalı tutulması en hafif ifadeyle bir çifte standarttır.

PANDEMİ SİSTEMİN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ

Ülke olarak pandemide alınan tedbirlerin her yurttaşa ve kurumlara eşit şekilde uygulanmasıdır derdimiz. Ama maalesef büyük başarı hikâyeleri anlatılmasına rağmen ortada büyük bir fiyasko vardır. Bu sadece alınan tedbirlerin uygunluğu ve uygulanışı bakımından değil bu tedbirlerin içeriği ve niteliği açısından da böyledir. Pandemi belki her sektörü vurdu. Ama devlet(ler) patronları korudu. Hal böyle olunca futbolda da futbolun patronları açısından değişen çok bir şey yok ama futbolun emekçileri olan amatör kulüp antrenör ve oyuncularından tüm mutfaktaki çalışanları için tıpkı günlük 39 TL ücretsiz izin ücretine reva görülen işçiler gibi yaşamak yükü çok daha ağırlaşmıştır. Pandemi, sistemin böylece gerçek yüzünü bizlere göstermiş oldu. Bu da belki işin iyi yanıdır.

ANTRENÖRLER OLARAK ÖRGÜTLENDİK

Bu gerçekle yüzleşme bizi İzmir’de yukarıda saydığımızı sıkıntılarımız için dünden daha acil ve daha cesur bir şekilde örgütlenmeye de ittiğini söyleyebilirim. Amatör kulüp antrenörlerinin bu sorunları karşısında görevlerini yapmayan İzmir TÜFAD yönetimi karşısında, dayanışmacı ve örgütlü bir bilinçle hareket eden İzmir Futbol Adamları Dayanışma Derneğini (İFAD) kurduk. İzmir'in farklı bölgelerindeki benzer sıkıntılar içerisinde olan ve amatör ligleri yok sayan, buradaki emeği görmeyenlere karşı mücadele verilmesi gerektiğini düşünen arkadaşlarımızla buluşup süreci ve çözüm yollarını tartıştık. 258 emektar antrenör üye arkadaşımızla hem yereldeki bu sorumsuz yönetim anlayışına hem de genelde endüstriyel futbol zihniyetine karşı alternatif kültürü inşa etmek için oluşturduğumuz bir iradi birliğin sonucuyla ortaya çıktı İFAD. İzmir’deki futbol antrenörlerinin de İzmir futbolunda sözü olduğuna inanmaktayız. Futbolun gidişatında rol almaktan, gidişatına yön vermekten yanayız. Ülkemizde meslek olarak kabul görmesini istiyoruz. İzmir’de futbol antrenörlerinin artık kendi yolunu çizmesinin kendi elinde olduğunun bilmesi gerektiği inancındayız. Bunun meşalesini İzmir’den yakıyoruz.

*İFAD Başkanı, Güzeltepe Spor Kulübü Antrenörü

ÖNCEKİ HABER

Pandemide sanat kurumları

SONRAKİ HABER

Kültürpark bir yangının küllerinden doğan vahadır...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa