26 Nisan 2021 08:25

Ankara İSİG Meclisi Kod-29 raporu: 2020’de toplam 177 bin işçi işten çıkarıldı

İşten çıkarmanın salgındaki adının "Kod-29" haline geldiğini belirten Ankara İSİG Meclisi, 2020'de günde 500 işçinin Kod-29'la işten atıldığına dikkat çekti.

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, salgında patronlar için işçi çıkarmanın aracı haline gelen Kod-29 ile ilgili rapor yayımladı. "İşten çıkarmanın 'salgın' adı: Kod-29" başlıklı raporda çarklar dönmesi için halkı her hastalığa iten salgın politikaları nedeniyle Kovid-19'un işçilerin hastalığı haline getirildiğine dikkat çekildi. KOD-29 uygulamasına dair detayların aktarıldığı raporda, işçilerin biriktirdiği kamu kaynaklarının işçilere harcanmadığına da dikkat çekildi.

DİSK-AR'ın tespitlerine göre 2020 yılında günde 500, toplamda 177 bin işçi Kod-29 bildirimiyle işten çıkarıldığı aktarılan raporda "Patronlar lehine işleyen işten çıkarma serbestliğine karşı Migros Depo, Sinbo, Baldur, Döhler, Ekmekçioğlu, PTT, TÜVTÜRK, Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya, Mapfre Sigorta Tur Assist, Bayrampaşa Belediyesi, SML Etiket, Cargill, Uzel, CPS Otomotiv Tekstil ve Bel Karper olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında süren tüm işçi direnişleri Kod-29 ve diğer emek karşıtı politikalara karşı en meşru ve etkili yanıtı vermektedir” ifadeleri yer aldı.

"2020’DE GÜNDE 500,TOPLAMDA 177 BİN İŞÇİ KOD-29 İLE İŞTEN ATILDI"

Salgın döneminin başlarında salgının ekonomik etkilerini azaltmak gerekçesiyle 17 Nisan 2020 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren İş Yasasına eklenen bir geçici madde ile işverenlere işten çıkarma yasağı ile ücretsiz izin hakkı getirildiği ifade edilen raporda, “Ancak, aynı maddede, İş Yasasının 25/II maddesinde ve diğer yasalarda yazılı ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, iş yerinin faaliyetinin sona ermesi ve işin sona ermesi’ işten çıkarma yasağının istisnaları olarak sayılmıştı.Yasağın istisnalarından yararlanan patronlar bu süreçte kamuoyuna “Kod-29” olarak yansıyan, “haklı nedenle fesih hakkı”nı kullanarak binlerce işçiyi işten çıkardı. Bu fesih gerekçesi, salgın sürecinde patronların işçileri işten çıkarmak için başvurduğu genel bir uygulama halini aldı ve fesih yasağı ‘sözde’ kalmaya başladı. DİSK-AR'ın tespitlerine göre 2020 yılında günde 500, toplamda 177 bin işçi Kod-29 bildirimiyle işten çıkarıldı” denildi.

SGK Genel Müdürlüğü, 1 Nisan tarihli genelgesi ile işten ayrılış nedenleri tablosunda değişiklik yaparak Kod 29'u kaldırdığını duyurduğu aktarılan raporda, “Ancak Kod-29’un kaldırılması patronların işçiyi tazminatsız işten çıkarma hakkının sınırlandırıldığı/yasaklandığı anlamına gelmiyor. Çünkü Kod-29 yerine İş Yasası’nın 25/II maddesinde yer alan ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan’ 9 halin her biri için ayrı ayrı kodlar belirlendi ve tek kod yerine 42 ila 50. kodlar arası Kod 29'un yerini aldı. Yani yapılan değişiklik, fesih yasağının ihlali anlamına yine gelmeyecek, tazminatsız çıkarmayı engellemeyecektir. İşten çıkarma yasağının istisnası olan İş Yasası’nın 25/II maddesinde sayılan ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hallerin olduğunu iddia patronlar için tek değişiklik, patronun Kod-29 yerine, yeni belirlenen bir kodu seçerek işçiyi işten çıkarması olacak ve işçiler patronlar lehine bu istisna ile işlerinden edilmeye devam edilecektir. Bu değişikliğin amacı, istatistiklerle oynama yapılarak fesih nedenlerini dağıtmak, bakın aslında işçilerin çıkarılış gerekçesi devamsızlıktır, işyerinde sataşmadır, verilen görevin yapılmamasıdır denilmesine olanak sağlamak, fesih yasağına rağmen işten çıkarmalara, bu sayıların artmasına yönelik tepkileri azaltmaktır. Bu düzenleme, sorunu çözecek bir önlem olmadığı gibi işsizlik, enflasyon istatistiklerinde olduğu gibi sorunu kamufle etmeyi amaçlı bir operasyondur” denildi.

İŞÇİLER, KOD-29 ZULMÜNE DİRENİŞLERİYLE CEVAP VERİYOR

Kod-29’la işten çıkarılan işçi işverene yazılı bir şekilde çıkış kodunun düzeltilmesi için talepte bulunmak, patronun gerçeğe aykırı bir şekilde çıkış kodu bildirmesinin, idari para cezası gerektiren bir eylem olması sebebiyle, patronu yazılı bir dilekçe veya İŞKUR ve SGK’ya şikayet etmek, kendilerine niye işten çıkarıldıklarının bildirilmediğini veya Kod-29’a ilişkin sebepler dışında işten çıkarıldıklarını varsa tanıklarla birlikte tutanak altına almak, Türk Ceza Kanunu’nun 206. Maddesine göre ‘Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan’ suçu gerekçesiyle patron hakkında suç duyurusunda bulunmak, işe iade talepli dava açmak, kıdem ve ihbar tazminatı için alacak davası açmak gibi hukuki haklara sahip olduğu ifade edilen raporda, “Öte yandan Türkiye’de işçilerin, hukuksal hak arama mücadelesi de uzun ve zahmetli bir süreç olduğu gerçektir. İşe iade ve tazminat davaları 3-4 yılı buluyor. Süreç sonunda işçi haklı olduğunu kanıtlarsa bu defa alacakların tahsil sorunu ortaya çıkıyor. İşveren ise ödemesi gereken tazminatları böylece 3-4 yıl ötelemiş oluyor. Ancak sadece hukuksal ve bireysel olarak yürütülen mücadelenin bu hileye karşı tek başına yeterli değildir. Patronlar lehine işleyen işten çıkarma serbestliğine karşı Migros Depo, Sinbo, Baldur, Döhler, Ekmekçioğlu, PTT, TÜVTÜRK, Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya, Mapfre Sigorta Tur Assist, Bayrampaşa Belediyesi, SML Etiket, Cargill, Uzel, CPS Otomotiv Tekstil ve Bel Karper olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında süren tüm işçi direnişleri Kod-29 ve diğer emek karşıtı politikalara karşı en meşru ve etkili yanıtı vermektedir” ifadeleri yer aldı.

Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi yayınladığı raporda taleplerini söyle sıraladı;

”Gerek salgın ve ekonomik kriz sürecinde, gerek sendikalaşma ve hak arama önünde engelleyici işlev gören, işverenin kolaylıkla tazminatsız işten çıkarma yapamayacağı, bir kontrol mekanizması ve yaptırımlar içeren genel, her zaman uygulanacak yasal düzenleme zorunludur.

  1. Salgın sürecinde hangi işkolunda kaç işçinin Kod-29’la işten çıkarıldığı açıklansın.
  2. İşten çıkarılan işçiye kıdem ve ihbar tazminatının her koşulda işten çıkarma anında peşin olarak ödenmesi zorunlu olmalıdır. Ödeme, fesih işleminin ön koşulu olmalıdır.
  3. İşverenin işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına uygun davranmadığını iddia etmesi halinde dava açıp bunu ispat etmesini zorunlu kılan bir düzenleme getirilmelidir.
  4. İşverenin iddiasını ispat edemediği durumda ihbar tazminatının üç katı tutarında tazminat ödeme yükümlülüğü getirilmelidir.
  5. İşten çıkarılan her işçi işsizlik sigortası ve sağlık haklarından yararlandırılmalıdır.
  6. İşe iade davaları için aranılan 6 aylık çalışma koşulu ve iş yerinde en az 30 işçinin çalışması koşulu kaldırılarak iş güvencesinin kapsamı genişletilmeli, boşta geçen süre hakları ile işe başlatmama halinde ödenecek tazminata esas süreler caydırıcı olacak şekilde artırılmalıdır.
  7. Patronların ‘haklı nedenle fesih hakkı’ taciz, hırsızlık gibi durumlarla sınırlandırılmalı ve objektif koşullara bağlanmalıdır.”

(Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Türkiye yine Avrupa’dan en çok plastik çöp alan ülke oldu

SONRAKİ HABER

AKP'li Külünk İkizdere direnişini hedefe aldı: Biden’ın Karadeniz planı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa