Metal, büro, sağlık işçileri iş güvencesi talebiyle 1 Mayıs’a hazırlanıyor

Metal, sağlık ve büro iş kolunda çalışan işçilerin 1 Mayıs’a hangi taleplerle hazırlandığını Birleşik Metal-İş, Sağlık İş ve TezKoop İş yöneticileriyle konuştuk.

26 Nisan 2021 11:00
Paylaş

Metal, sağlık ve büro iş kolunda çalışan işçilerin hangi taleplerle 1 Mayıs’a hazırlandığını Birleşik Metal-İş İzmir Şube Başkanı Ali Çeltek, Sağlık İş Genel Merkez Yöneticisi Adem Sarıçoban ve TezKoop İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Caner Fırat ile konuştuk.  

İşçilerin öncelikli talebinin iş güvencesi ve vergi adaleti olduğunu dile getiren sendikacılar, yasaklara rağmen örgütlü bir şekilde 1 Mayıs’ın her alanda kutlanmasının önemli olduğunu söyledi.Baldır grevini selamlayarak sözlerine başlayan Birleşik Metal İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Ali Çeltek, “Bu salgın, bir kez daha bizleri yönetenlerin insana verdiği değeri ortaya koymuş durumda. Sözde halktan, emekten yana olan, güzel laflar eden siyasi iktidarın uyguladığı politikalar, hizmetler halka tamamen şaşı olduğunu gösterdi. Bizler bu koşullarda 1 Mayıs'a giriyoruz” dedi.

Siyasi iktidarını ne olursa olsun çarklar dönsün anlayışını eleştiren Çeltek, “Konfederasyonumuz da baştan beri şunları söyledi, işten çıkarmalar yasaklansın. İnsanların ekonomik mağduriyetleri giderilsin. Kısa çalışma ödeneği tam olarak ödensin” diyerek Cumhurbaşkanı genelgesiyle kamuda yapılan çalışma saatleri uygulamasın özel sektörde olmamasına tepki gösterdi.

“EKONOMİK KAYGILAR SAĞLIĞIN ÖNÜNE GEÇTİ”

Bir yandan sağlık diğer yanda geçim derdi ile işçiler sıkışmışken artık ekonomik kaygıların sağlığın önüne geçtiğini söyleyen Çeltek, “Sendikalı olan yerlerdeki işçileri bir kenara bırakıyorum asgari ücretle çalışan insanların evine ekmek götürememesi ile beraber yaşamış olduğu mağduriyet açıklanamaz. Her platformda dile getirdik ama özellikle sendikalı olan yerlerde işçilerin ücretleri biraz daha yüksek. Bizler örgütlü olduğumuz fabrikalarda işverenlere ciddi anlamda önlemler konusunda önerilerimiz ve baskılarımız oldu. Hatta birçok yerde bu öneriler dikkate alınmadığı takdirde üretimden gelen gücü kullanarak işten kaçınma hakkımızı kullandık” diyerek süreci değerlendirdi.

“1 MAYIS’I FABRİKALARIMIZDA KUTLAYACAĞIZ”

Her gün artan vaka sayılarına dikkat çeken Çeltek, “Her gün Soma yaşanıyor bu ülkede. Bütün bunlar ortadayken siyasi iktidar herkesin bu yasaklara uyumasını söylüyor. Ama bunu söyleyen siyasi iktidarın yapmış olduğu uygulamalara baktığımız zaman kahrolmamak işten değil. Gecesini gündüzüne katan sağlık emekçisi sınıf kardeşlerimiz hayatlarını kaybederken, insanların maddi manevi mağduriyetleri giderilmesini isterken AKP iktidarı ise dinlemiyor. İşçilere yasaklar koyup kendileri lebalep etkinlikler yaparken sorumluluk onlarındır. Halkı suçlayan siyasi iktidar, baroların, odaların genel kurullarını yasaklarken kongreleri, eylemleri yasaklarken kendisi lebalep yapınca, cenazelere 3 bin, 5 bin kişiyle yapınca toplum da buna inanmaz” diye konuştu.

1 Mayıs ile ilgili konuşan Çeltek yeniden işçilerin sorunlarına değinerek, “Hâlâ örgütlenme önünde engeller kaldırılmamış durumda. Türkiye’de bugün hâlâ bir işletmede örgütlendiğinizde 2 yıl, 5 yıl yetki davası sürüyorsa, Kod 29 ile insanlar açlığa sefalete mahkum ediliyorsa ve bu konularda birleşemiyorsak kendimizi sorgulamamız lazım. Bizler bu konularla ilgili tartışan, düşünen, reddetmeyi bile bir işçi sınıfının yaratılması için mücadele etmeliyiz. Bizler bütün yasaklamalara, engellemelere rağmen sağlığımızı da düşünerek işçi sınıfımızın 1 Mayıs gününde fabrikalarımızda kutlamaya devam edeceğiz. 1 Mayıs haftası olarak kutlayacağız” dedi.

“PANDEMİ BAHANE EDİLEREK ÖRGÜTLÜLÜĞE DARBE YAPILIYOR

TezKoop İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Caner Fırat da “Pandeminin faturası işçi sınıfına vuruldu. Biz de marketlerde, AVM’lerde 7/24 işimize devam ettik. Birçok arkadaşımız her ne kadar açıklanan kurallar olsa denetimi az olduğu için kovidle baş başa kaldı. Önlemlerin yetersizliğini her ne kadar dile getirsek de işçiler için kovid yok, onlar çalışmaya devam etsin, yaklaşımı oldu. 1 yıldır sağlık emekçilerin sorunlarını dile getirdik, yaşatmak için resmen ölüme terk edildik. Bizim üyelerimiz yeri geliyor 2 ay 3 ay evine gidemiyor” dedi.“Baktığımızda iş yerlerimizde pandemiyi bahane ederek örgütlülüğe yapılan bir darbe de var” diyerek sözlerini sürdüren Fırat, “1 Kasım itibariyle kadro alan taşeron arkadaşlarımızın toplu sözleşme hakkı olmasına rağmen pandemi bahane edilerek itiraz ediliyor. Örneğin Dokuz Eylül Üniversitesi. Burada yapılan itirazın bir an önce geri çekilmesini istiyoruz. Zaten asgari ücretle çalışan işçiler ki hayat gittikçe pahalılaştı, bir an önce sendikalaşmak istiyor” diyerek bu örneğin ülkedeki birçok iş yerinde yaşandığını söyledi. Ücretsiz mazeret izninden Kod 29’a kadar işçilerin sorunlarını hatırlatan Fırat, tüm bu uygulamaların geri çekilmesini istediklerini vurguladı.

“1 MAYIS’A GELİNCE KOVİD BAHANESİNİ KABUL ETMİYORUZ”

1 Mayıs için ise Fırat, “Yıllardır haykırdığımız taleplerimiz geçerliliğini koruyor ve pandemi şartlarında daha ağırlaşarak devam ediyor. 1 Mayıs taleplerimizin daha şiddetli haykıracağımız bir tarih olmalı. Konfederasyon ayrımı yapmaksızın birleşmeliyiz. Asgari ücret komisyonunun adaletli bir şekilde oluşturulmadığı bir ülkedeyiz, asgari ücret komisyonunun bir an önce adaletli düzenlenmesi gerekiyor. Birleşmekten yana çaremiz yok. Vergide en çok canı yananlar işçiler, işverenlere teşvikler var, onlar muaf ama biz kuruşu kuruşuna haksızca vergi ödüyoruz. Bu ve bunun gibi sorunlara karşı işçilere iş yerlerinde bunları anlatıyoruz. Bir deklarasyon yayınlayacağız, öğle yemek molalarında, iş çıkışları servislerde, mahallerde asacağız, okuyacağız. 1 Mayıs’a gelince kovid bahanesini kabul etmiyoruz” diye konuştu.

“KRONİK RAHATSIZLIĞI OLAN SAĞLIK EMEKÇİLERİ ÇALIŞMAYA ZORLANIYOR”

Pandeminin sağlık emekçileri için daha zor geçtiğini söyleyerek sözlerine başlayan Sağlık İş Sendikası Genel Merkezi Yöneticisi Adem Sarıçoban ise “Sağlık çalışanları insanların yaşaması için yaşamlarından vazgeçiyor. Sağlık emekçilerinin göstermiş olduğu özveriyi bugün ülkeyi yönetenler göstermiyor. Biz bu yanlış politikalardan dönülmesini istiyoruz” dedi.

Kronik rahatsızlığı olan sağlık emekçilerinin çalışmaya zorlandığını aktaran Sarıçoban, 7/24 hizmet üretmelerine karşın emeklerinin karşılığını da alamadıklarını ifade etti.

Özlük haklarının bile ellerinden alındığını söyleyen Sarıçoban, “Pandemi koşullarında toplu sözleşmeler yaptık. İşveren ve işverenler sendikasının baskısıyla insanlar üç kuruşa mahkum edilmeye çalışılıyor. Bazı üniversite hastanelerinde toplu sözleşme yaptık. Samsun 19 Mayıs, Cerrahpaşa Tıp gibi yerlerde işveren imza atmıyor. Çünkü kovid koşullarında eylem yapmak yasak. Hastane etrafında sokağa çıktığınızda ‘Kovid bulaştırıyorsunuz’ diyerek ceza kesiliyor. Ama maalesef 10 binlerce işçi hiçbir tedbir alınmadan çalışırken kovid bulaşmıyor” diyerek işçilerin haklarını aramasının önündeki engellere tepki gösterdi.

“İŞÇİLER VERGİ CENDERESİ ALTINDA ÖLÜMLE PENÇELEŞİYOR”

Vergi adaletsizliğine değinen Sarıçoban, “Bu ülkenin tüm vergisini emeğiyle çalışan insanlar ödüyor. Bu süreç içerisinde üretimden vazgeçmeyen işverenler vergi affı içerisindeler. Ama emeğiyle geçinen işçiler vergi cenderesi altında ölümle pençeleşiyorlar” dedi.

Huzurevi ve sosyal hizmetlerde çalışan işçilerin sorunlarına değinen Sarıçoban, “14 gün boyunca evine gitmeden gece gündüz çalışan arkadaşlarımız var. Çalışma Bakanlığı işverenleri maalesef mesai dahi ödemedi. Özveride bulunmak zorundasınız deniyor, biz özveride bulunuyoruz birazda bu ülkeyi yönetenler özveride bulunsun. Arkadaşlarımızın çocukları için kreş açsın, evlerine ekmek götürsün. İzmir’de belediye ulaşımda sağlık çalışanlarına indirim yapıyor işveren yol ücretini kesiyor. Bugün işyerlerinde baskıyla karşı karşıyayız” diye konuştu.

Özellikle kamuda işçilere sendika değiştirme baskılarının yapıldığını aktaran Sarıçoban, yasal olarak bu baskıların suç olduğunu söyledi.

“ÜRETİMİN OLDUĞU HER YERDE 1 MAYIS KUTLANMALI”

Sorunlara karşı birleşik mücadelenin önemli olduğunu söyleyen Sarıçoban son olarak şöyle konuştu: “Bu süreçte aslında dünden daha fazla taleplerimiz var. Vergide adalet istiyoruz, çalışırken ölmek istemiyoruz, pandemiyle ölüm arasına sıkışmak istemiyoruz. Bir yanda kovid bir yanda işsizlik, açık ülkemizin en büyük sorunlarından bir tanesi, buna karşı mücadele etmeliyiz. Sendikal ayrım yapmadan tüm İzmir emekçilerine 1 Mayıs taleplerimizi açıklayalım. Pandemi gerekçesi ile hastanelerde eylemler yasaklandı ama biz buna itiraz ediyoruz. Üretimin olduğu her yerde 1 Mayıs kutlanmalı. İşçiler çalışıyorsa, hizmet üretiyorsa kendi bayramlarını mutlaka kutlamalıdır. Bunu aşmanın tek yolu örgütlü sendikaların, işçilerin, emekçilerin bir araya gelmesidir. Örgütlü olduğumuz her işyerinde birlikte 1 mayıslar örgütlemeliyiz. Örgütlü, örgütsüz tüm işçilerin sorun ve talepleri için sendikaların bir araya gelip bu sürece dur demekten başka seçeneği yoktur.” (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

ABD’de ‘Bidenomik’ tartışması: Köklü değişim mi, gecici önlem mi?

SONRAKİ HABER

CHP'li Murat Emir'den Rus aşısında göstermelik sözleşme iddiası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa