İskender Bayhan: 1 Mayıs'ın enternasyonal ruhuna daha çok ihtiyacımız var

Gazeteci İskender Bayhan, 1 Mayıs'a giderken işçilerin taleplerini ve sendikaların tutumunu, Kobanê davasını ve ABD Başkanı Joe Biden’ın ‘Ermeni soykırımı’ açıklamasını, Türkiye'nin tutumunu Zeliş Irmak'ın sunumuyla Gündem Özel'de değerlendirdi.

İskender Bayhan'ın değerlendirmelerinden satır başları şöyle:

Hem dünyada hem Türkiye’de salgın 1 Mayıs’ta öne sürülecek acil talepler açısından belirleyici rol oynamaya devam ediyor. Öte yandan geçen bir yıl ekonomik kriz de derinleşti. Salgının öne çıkardığı taleplerle ekonomik krizin öne çıkardığı talepler birleşiyor.

2021 1 Mayıs’ında öne çıkan talepler şöyle:

• İşten atmaların yasaklanması,
• Fabrikalarda aşı ve salgına ilişkin gerekli tedbirlerin alınması, işçi güvenliğinin sağlanması,
• Tam kapanma,
• Salgınla birlikte artan uzaktan ve esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaşması nedeniyle güvenceli çalışma,
• Ücretlerin artırılması.

İŞYERLERİNDE, FABRİKALARDA YAYGIN KUTLAMA

Bu sene de asıl yük, işyerlerindeki mücadeleci işçilerde ve mücadeleci sendika yöneticilerinde.

Hak-İş ve Türk-İş sembolik kutlayarak geçiştirecek. Sendika bürokratlarının açıklamalarını duyacağız sadece.

DİSK yönetimi de daha farklı ve geçen seneden daha aktif bir tutum almaya çalıştı ama özellikle İstanbul’daki kutlamayı yine Taksim ve Taksim merkezli bir bakış açısına endeksledi son noktada ve bu açıdan iyi bir sınav vermedi. Ama yine de işyerlerinde, fabrikalarda yaygın kutlama çağrısı yaptı.

HÜKÜMETİN VİRÜSLE OLAN İTTİFAKI VE 1 MAYIS

Pandemiyi fırsata çeviren hükümet 1 Mayıs’ı da yasakladı. Pandemi koşullarında 7/24 çalışılır, fabrikalarda işyerlerinde her şartta ve koşulda çalışılır, her şartta çarklar döner ve sömürü sürer. Ama 1 Mayıs yasaklanır. Hükümetin virüsle olan politik ve pratik ittifakı 1 Mayıs yasaklarıyla da görülmüş oldu.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB; 1 Mayıs’ta pandemi koşulları da olsa gayet örgütlü ve tedbirler alınmış şekilde miting yapabiliriz, bu disipline sahibiz diyerek miting talebini öne çıkardılar.

Erdoğan’ın kongreleri kadar, tarikat şeyhlerinin cenaze törenleri kadar ya da fabrikalardaki çalışma koşulları kadar virüse hizmet eden bir şey yok.

ATUN’UN AÇIKLAMASI DAVANIN NASIL SONUÇLANACAĞINI GÖSTERİYOR

Fahrettin Altun’un açıklaması, Kobanê davasının Erdoğan hükümeti tarafından nasıl kullanılacağını, mahkeme heyetinin davayı nasıl yürüteceğini ve davanın nasıl sonuçlanacağını gösteriyor.

İşçi ve emekçiler gerçeklerin bütünüyle açığa çıkarılması, neyin yaşanıp neyin yaşanmadığının görülmesi ve hukuki bir yargılama açısından mahkemelerin genel işleyişi konusunda uyanık olmalı.

SOYKIRIM AÇIKLAMASI

Türkiye - ABD ilişkileri açısından, her 24 Nisan öncesi ABD başkanının “Ermeni soykırımı” deyip demeyeceği tartışılır. Bu sene Biden soykırım dedi.

ABD hükümeti kendi emperyalist çıkarları için kullanıyor bu durumu. Ermeni soykırımı gibi tarihsel bir gerçeklik, ABD başkanının biz tanıyoruz demesiyle neden bu kadar belirleyici oluyor ve kötü gösteriliyor?

Bu siyaset hem Türkiye hükümetlerinin tutumu hem de ABD hükümetlerinin tutumu aslında yaşadığımız coğrafyadaki yeni soykırımların, yeni katliamların, büyük felaketlerin uzak olmadığını göstermesi açısından çarpıcı. Meselenin gelip bağlandığı yer, birinin gücünün öbürü tarafından kabul edilip edilmeyeceği…

Ermeni soykırımının gerçekliği neyse bunun ortaya çıkarılması, acılarının, sorumlularının açıkça ilan edilmesi, zararların tazmin edilmesi gayet demokratik, halkların kardeşliğini büyütecek, işçi ve emekçilerin enternasyonal duygusunu, mücadelesini dayanışmasını geliştirecek, ona hizmet edecek kararlardır.

İçerde milliyetçi ve şoven kışkırtma rolünü Millet İttifakı üstlendi. ABD’ye AB’ye geçmişteki katliamlar hatırlatılıyor. Yani katliam yarıştırılıyor. Bu tutum da Erdoğan’ın işine yarıyor. (Evrensel WEBTV)