Erdoğan'dan Biden'a "soykırım" yanıtı: Mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı
ABD Başkanı Joe Biden'ın "Ermeni soykırımı" ifadelerine yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biden, mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır" dedi.
Tayyip Erdoğan (solda) | Fotoğraf: DHA / Joe Biden (sağda) | Fotoğraf: Flickr / Kolaj: Evrensel
ABD Başkanı Joe Biden'ın "Ermeni soykırımı" açıklamasına yanıt veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Biden, mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır" dedi.
Erdoğan, "ABD Başkanı Biden, 24 Nisan günü yayımladığı bir mesajda, coğrafyamızda bir asırdan daha uzun süre önce yaşanmış olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır" diye konuştu.
Erdoğan şöyle devam etti:
"Hiçbir tarihi ve hukuki temeli olmayan bu ifadeler, milletimizin her ferdi gibi bizi de ziyadesiyle üzmüştür. Açıklamadaki ifadelere radikal Ermeni çevrelerin ve Türkiye karşıtı grupların baskısıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Ancak bu durum, ortaya çıkan tablonun iki ülke arasındaki yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmıyor. Türkiye olarak tarihte yaşanan acıların yarıştırılması gibi bir anlayışı kesinlikle insani bulmuyoruz. Ama böyle bir yola girilecekse, bu yarıştan alnı ak, vicdanı müsterih, kalbi mutmain çıkacak tek devlet ve milletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz. ABD ve Avrupa başta olmak üzere bize soykırım ithamını yönelten çevrelerin hepsi de böyle bir mukayese sonrasında insan içine çıkamayacak hale gelecektir.
Osmanlı'nın Balkanlar'dan ve Kafkaslar'a uzanan nüfusunun yarıya yakını, 10 milyon, ölüm, sürgün acısı yaşamıştır. Üstelik biz bunu söylemiyoruz, Batılı tarihçiler söylüyor. Sadece dedelerin torunlarına, yürekleri burkularak anlattığı acı hatıraları vardır. Çünkü bu insanlar Türk'tür, Müslümandır. Millet olarak bugüne kadar, kendi acılarımızı istismar haline getirerek hareket etmedik. Biz acıları kalbimize gömdük, ileriye bakma bakış açımızı bazıları yanlış anlıyor.
Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok, Adana'dan Antep Maraş'a, İstanbul'dan Çanakkale'ye kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter. Ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bilebilir.
Biz hâlâ en başta söylediğimiz yerdeyiz. Tarihteki olayların araştırılması, bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil.
Yıllardır dile getirilen Ermeni olaylarıyla ilgili ortak bir komisyon kurulması çağrımıza bir cevap alamadık. Biz kendimize bu kadar güvenirken, karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçek peşinde koşmak yerine meseleyi siyasi peşinde koşması tek başına göstermeye yeter.
Meseleyi özetle anlatmak istiyorum. Anadolu, ecdadımızın yönetiminde farklı kökenden ve inançtan insanların yaşadığı coğrafya olmuştur. Tarihimize '93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür. Osmanlının son döneminde Batılılar tarafından silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmıştır. Balkan toprakları bu şekilde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden kopartılmıştır. Aynı durum Doğu'da Ermeniler üzerinden oynanmıştır.
Bu çeteler topraklarımıza saldıran Ruslarla işbirliği yapmıştır. 24 Nisan'da ne olmuştur? Aslında insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. Sadece Osmanlı devletinin savaş halinde olduğu aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp yöneticilerini tutukladığı gündür. Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir.
Ülkemizdeki Ermeni toplumu, bu tarihi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de bu tarihte ne olduğunu bilerek, Ermenilerin acılarına saygı duyarak son yıllarda mesaj gönderiyoruz. Yapılan işlem muhtemel bir tehlike değil, bir fiil, yürüyen bir isyana, artan katliama karşı alınmış bir tedbirdir.
Ermeni çeteleri, sadece masum ve savunmasız insanları katletmişleridir. Sadece Muş'ta 20 bin vatandaşımız katliama maruz kalmıştır. Ermeni çeteler, Trabzon civarındaki vatandaşları da topluca öldürmekten çekinmemişlerdir. Ortada karşılıklı savaştan kaynaklı kayıp olsa bir yere kadar kabul edebilir. Ama tekrar ediyorum. Ermeni çeteciler yaptıkları katliamı ve yüz binlerce insanı göçe zorlamalarını övünerek anlatmışlardır.
Osmanlı devleti çıkardığı sevk kanunuyla Ermeni nüfusu başka bölgeye gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar tüm Ermeni nüfusu değil, çetelerin olduğu bölgeleri kapsamıştır.
1. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin olarak yer alıyor. Belge ile konuşuyorum, Biden gibi kaynaksız konuşmuyorum. Buyursun gelsinler, belgeleri incelesinler. Acaba ABD arşivinde ne kadar belge var. Açabiliyor mu? Biz hodri meydan diyoruz. Ama bugüne kadar bizim çağrılarımıza cevap veremediler. İran'a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır. Sevk ve iskana uğrayanların sayısı ABD açıklamalarında 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha azdır. 150 bin kişinin her biri candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların 1 sıfır ile abartıldığı, Ermeni tarihçiler tarafından itiraf ediliyor. Osmanlı Devleti Ermeni nüfusu başka yere göndermemiş kendi topraklarında yer değiştirmiştir. Mazereti olanlar da sevkten maruz tutulmuşlardır. Bu dönemde kimsesiz kalan çocuklar için yetimhaneler kurulmuştur. Dışarıdan yardım gönderilmesine de hiçbir zaman engel çıkartılmamıştır.
Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezarla karşılaşamazsınız. 300 bin Ermeni yaşamayı sürdürmüştür. Şuan da İstanbul'da 100 bin Ermeni yaşamaktadır.
Biz bu konularda hiçbir zaman dışlayan olmadık. Savaş sonrası dönenlerle birlikte bu rakam 650 bine ulaşmıştır. Herhalde soykırıma uğrayanlar bu topraklara geri dönmez sayın Biden.
Suriye, Ürdün ve Lübnan gibi yerlere gönderilen Ermenilerden bir kısmı ABD ve Avrupa'ya zamanla göç etmişlerdir. O gidenler soykırım yalanlarını desteklemeye çalışmaktadır. Zaten o günlerde savaştığımız düşmanların da istediği buydu. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini bile kullanmışlardır.
Bugünkü Ermeni nüfusun bulunduğu coğrafyada yüzde 80'i Müslümandı. Yaklaşık 30 yıl önce işgal edilen Karabağ ve Azerbaycan şehirlerinde yapılanlar da ortadır.
Sayın Biden Minsk Üçlüsü diye bir 3'lü oluşturulmuştur. Burada ABD, Rusya ve Fransa vardı. 30 yıl bu işgalden kurtarmadınız oradaki insanları ve Azeri kardeşlerimiz ne yazık ki 1 milyonu aşkını hicret etmek zorunda kaldı. Bütün o yerler Karabağ maalesef yakıldı, yıkıldı.
Eğer soykırım diyorsanız şöyle bir kendiniz aynaya bakıp değerlendirmeniz lazım. Kızılderilileri zaten söylememe gerek yok. Onlar zaten ortada. Bütün bu gerçekler ortadayken, Türk Milletine soykırım yaftasını yapıştıramazsınız. Buralarda 10 binlerce sivil katledilirken, Azeri kardeşlerimiz evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Büyük vaatlerle kandırılan Ermenilerin Avrupa, ABD ve Rusya tarafından bu yalanlarla örtmeye çalışmasından kaynaklanıyor. Toplamda 17 milyon insanın öldüğü 1. Dünya Savaşında bir değerlendirme yapacaksak, şunları da hatırlatmamız gerekiyor. Sürgün adı altında bu insanların büyük bir bölümü, açlık soğuk altında ölüme terk edilmiştir. Avusturya Macaristan'da kendi vatandaşı olan Rus asıllı vatandaşları kurşuna dizmişlerdir. Osmanlı'nın 1915'te gerçekleştirdiği Ermeni sevk ve iskanı sırasında işte bu kayıplarla değerlendirmek gerekiyor. Eğer Ermenilerin kayıpları soykırım ile nitelendireceksek, o dönemde yaşananlarda aynı paragraf içinde yer almalıdır. Ermeni iddiaları ile ilgili ortada herhangi bir somut delil olmadığı gibi uluslararası bir mahkeme kararı da mevcut değildir. ABD ve Avrupa ülkeleri ise tarihi araştırma belgeleriyle konuşmaktan kaçanların yanında yer alarak sadece bize husumet göstermekle kalmıyor, bilimin de yanında yer almıyor. Asala terör örgütünün 1970'li yıllarda diplomatlarımıza karşı gerçekleştirdiği saldırıları da unutmadık unutmayacağız Biden. Bu alçak eylemlerde diplomatlarımızın katillerinin nasıl korunduğunu, cezaevlerinden nasıl salındığını iyi biliyoruz. Üzerimizde oynanan oyunları nasıl hüsrana uğrattıysak, PKK üzerinden Suriye'de kurulan tuzağı aynı şekil parçalayıp atacağımızdan, kimsenin şüphesi olmasın.
ABD'nin bu gerçekler ışığında attığı adımlardan bir an önce dönmesini istiyoruz. Tarih ilmi bir kenara bırakılarak, ülke başkanlarının bu konularda ahkam kesmesi işleri çığrından çıkarmaktan başka bir şeye yaramaz. Yaşanan atışmalarının Ermeni toplumuna en küçük faydası olmadığı gibi atılan adımlar, daha büyük sıkıntıların meydana gelmesine yol açabilir. Bizim hiçbir Ermeni kardeşimizle sorunumuz yoktur. Ermenistan ile iyi bir ilişki de tesis etmek istiyoruz. Son 16 yılda iyi adımlar attık fakat bu adımlara bir karşılık alamadık. Uzun yıllar boyunca ABD ile güvenirlik müttefiklik üzerine kurulu yakın ilişkilerimiz olmuştur. FETÖ ve YPG'ye verilen destekle ve S-400'deki hamleleri ortaklıklarımıza zarar vermiştir. Atılan bu adım artık Türk-ABD ilişkisinin çok ötesine düşmüştür. Şartlar ne olursa olsun kendi hedeflerimize kilitlenerek yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Bu şekilde bizi yolumuzdan döndürebileceklerini sananlar, yanıldıklarını anlamış olmuştur. ABD ile Avrupa ile de eşit şartlarda çalışmak, beraber yürümek istiyoruz. Bu işbirliğinin çok önemli ve herkesin faydası olduğuna inanıyoruz."
Erdoğan'ın Biden'a ne yanıt vereceği bekleniyordu.
NE OLMUŞTU?
ABD Başkanı Joe Biden, 24 Nisan 1915'in yıl dönümüyle ilgili açıklamasında "soykırım" kelimesini kullanmıştı.
Biden, açıklamasında, "Her yıl bugün Osmanlı dönemindeki Ermeni soykırımında ölenleri hatırlıyoruz ve böyle bir zulmün bir daha yaşanmaması için taahhüdümüzü yeniliyoruz. 24 Nisan 1915'ten başlayarak, Ermeni entelektüeller ve toplum liderlerinin Osmanlı güçleri tarafından İstanbul'da tutuklanmasıyla, 1,5 milyon Ermeni sınır dışı edildi, katledildi ya da yok etme kampanyasıyla ölüme yürüdü" demişti.
Açıklamasında Ermenice "büyük felaket" anlamına gelen "Meds Yeghern" ifadelerini de kullanan Biden, "Biz nefretin tüm şekillerinin çürütücü etkilerine karşı güçlü duruşumuzu sürdürüyoruz" diye konuşmuştu.
Biden, "Ermenilerin tarihine saygı duyuyoruz. Bu acıyı görüyoruz. Tarihi tasdik ediyoruz. Bunu da suçu birilerine yüklemek için değil, bunun bir daha asla yaşanmaması için yapıyoruz" demişti.
Biden, "Dünyada bir daha zulüm yaşanmasını engelleme hedefimizi yeniliyoruz. Dünyadaki tüm insanların iyileşmesi ve uzlaşması peşindeyiz. Amerikan halkı 106 yıl önce bugün başlayan soykırımın kurbanı olan Ermenilere saygı duyuyor" ifadesini kullanmıştı. (HABER MERKEZİ)