''Ben almadım, sen almadın, kim aldı?''
Bir kısmının hayali ise daha yakıcı, ev ve araba sahibi olmak istediklerini söylüyorlar. İşte işçi gençliğin gerçeği bu, aya gitmek değil, ay sonunu getirmek istiyorlar.

Görsel: Freepik
Emre YILDIZ
Kocaeli
İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşırken biz de Körfez Emek Gençliği olarak giderek derinleşen ekonomik krizin işçi gençler üzerindeki etkisini görebilmek, gençliğin mevcut sosyal ve ekonomik yaşantılarını, genç işçi kuşağının bugünkü durumunu daha yakından anlayabilmek için bir anket çalışması yaptık. Körfez'in 3 büyük işçi durağında servis bekleyen hizmet, depo, lojistik, liman, metal, inşaat, gıda, petrokimya gibi 8 farklı iş kolundan 18-30 yaş arası 70 genç ile anket çalışmasını yürüttük. Bu anket işçi gençliğin genel eğilimlerini tespit etme noktasında yol gösterici bir özellik taşıdığının altını çizerek anket çalışmasının sonuçlarına göz atalım.
Yaptığımız anket çalışmasının sonucunda genç işçilerin çalıştığı fabrika ve işletmelerde pandemi ile mücadele kapsamında herhangi bir değişiklik olmamış, hükûmetin istediği gibi ''çarklar dönmeye” devam etmiş. Patronların ve hükûmetin bu politikasına karşı genç işçilerde bir tepki oluşsa da hükûmetin çarkları döndürme stratejisi ve sürü bağışıklığına ayak uydurma politikası kabullenilmiş durumda. Ankette ve sohbetlerden çıkan diğer bir sonuç ise bu kabullenilişe rağmen, mola sürelerinin arttırılması, üretim hızının düşmesi ve 21-28 gün arasında tam kapanma istemi genel bir eğilim olarak da karşımızda duruyor.
DESTEK PAKETLERİNİ KİMLER ALDI
Genç işçiler ekonomik destek paketlerinden yararlanamadıklarını, ekonomik olarak yalnız bırakıldıklarını sık sık vurguladılar. Pandemi döneminde ekonomik krizin faturasının emekçilere kesildiğini söyleyenlerin sayısı epeyce fazlaydı. Ekonomik destek paketlerinden yararlanmayan genç işçi sayısı ezici çoğunluğu oluşturuyordu, ekonomik destek paketlerini kimin aldığı ise konuştuğumuz işçiler arasında dalga konusu olmuş durumda, ''Ben almadım, sen almadın, kim aldı?'' cevaplarıyla çokça karşılaştık. Genç işçiler aldıkları maaşlardan memnun olmadıklarını ifade ettiler. Asgari ücret zammının ilk 3 ay içerisinde kül olduğu, bütün işçilerin ortak kanısıydı. Ailesiyle yaşayanlar ise maaşlarının temel ihtiyaçlarını karşıladığını, bununda eve çift maaş girmesinin etkisi olduğunu söylediler. Bu olumsuz tabloya rağmen patronlar için ürettiklerini, yarını düşünerek yaşamak zorunda olduklarının bilincindeler, bunun sebebini de eşitsizliğe bağlıyorlar, 22 yaşında genç bir inşaat işçisi olan Muhsin'in dedikleri ise aklımıza kazınan cümlelerdi ''Ben üretiyorum, ben var ediyorum ama yarını düşünerek yaşıyorum, her günüm ekonomik kaygı ile geçiyor'' Muhsin sistemle arasında ki çelişkiyi böyle belirtti anketimizde. Genç emekçiler gelecek kaygısı ile yaşamlarını sürdürmeye çalışırken, bir de borç batağı için de yüzüyor. Bu gidişatın sebebini ise ekonominin keyfi yönetimi, demokrasi ve hukukun şahsa özel kullanımı gibi kelimelerle ifade ediliyor, burada ekonomik kriz doğrudan cumhurbaşkanı ile özdeşmiş. Bu noktada hiç de sorgulamayan değil, aksine tartışan ve fikir belirten bir noktada olduklarını belirtmeliyiz. Pandemi ile birlikte ev-iş arasında mekik dokuyan, sadece üreten ve eve gelen bireylere dönüştürüldüklerini 23 yaşında bir liman işçisi durumunu “Çalış, eve gel uyu, tekrar çalış insan gibi yaşayamıyoruz '' diyerek anlattı. Bu tablo aslında pandemi döneminin nasıl işletildiğini ve üretmek dışında her şeyin yasak olduğunu gösteriyor.
GENÇLER SİYASİLERE GÜVENMİYOR
Anketin en can alıcı nokta ise işçi gençliğin, Türkiye'de gençler için politika üreten bir siyasi parti olduğunu düşünmüyor oluşu. Mevcut iktidara ve muhalefete güvenmediklerini açıkça ifade ediyorlar. 5 milyon yeni kişinin oy kullanılacağı biliniyor, iktidar da muhalefet de Y ve Z kuşağı dediği gençlerden oy koparmanın derdinde olsa da, işçi gençlik onları çoktan mahkûm etmiş durumda. 23 yaşında Körfez'de yaşayan, Gebze'de Omluksan fabrikasında çalışan genç bir işçi olan Bahadır şu sözlerle durumu açıkladı bizlere ''Sonuçta bunların hepsi kapitalist, hangisi işçinin hakkını savunuyor'' gülüşmeler eşliğinde birbirimize bakarken, servise binip giden bu arkadaş en azından işçi gençliğin bir kısmının bakış açısını bizlere yansıttı. Hayal kısmı ise sistemin ve iktidarın işçi gençliği getirdiği noktayı gözler önüne seriyor. Yurt dışına çıkma istemi dikkatimiz çekiyor burada Avrupa’ya ve ABD gibi ülkelere gitmek isteyenlerin açıklaması ise hayat standartlarının daha iyi olması. Bir kısmının hayali ise daha yakıcı, ev ve araba sahibi olmak istediklerini söylüyorlar. İşte işçi gençliğin gerçeği bu, aya gitmek değil, ay sonunu getirmek istiyorlar. Sendikalı yerler de çalışan işçi sayısı çok çok az olmakla birlikte daha iyi durumdalar. Tabii burada örgütlü olmanın getirdiği kazanımların farkındalar. Ucuz iş gücü olarak kullanıldıklarını, örgütsüz ve mücadele deneyimine sahip olmamalarından dolayı patron için “bulunmaz Hint kumaşı” olduklarının en azından çoğu farkında. Anketteki genç işçi arkadaşlar çalıştıkları fabrika ve işletmelerde sendika olmamasından dolayı patronların daha rahat davrandıklarını, düşük ücret, uzun süre çalıştırma gibi konularda patronların tahakküm kurduklarını söylüyorlar. Depoda çalışan bir genç işçinin anlattıkları ise mücadele eğiliminin arttığını ve olanakların olduğunu da ortaya koyuyor, ''Çay molasının iptaline uymayacağımı söyledim, depoda çalışan genç işçilerde benimle birlikte hareket edince, yıllardır orada çalışan yaşlı-orta yaş işçiler de uymadılar'' işçi gençliğin önüne koyması gereken bir mücadele alternatifi olarak karşımızda duran bu örnek, diğer işçiler açısından bir deneyime dönüşmüş olduğunu depo işçisi arkadaştan dinlemiş olduk. Tüm bu yazının toplamında ifade edecek olursak; iktidarı ve sistemi daha derinden sorgulayan, sistemin gençler için eşitsizlik ve gelecek kaygısı ürettiğinin farkında olan bir kuşak karşımızda duruyor. Tüm bunlara birlikte bireysel kurtuluş seçeneği hâlâ ilk sıralarda, örgütlü bir çıkış alternatifi henüz olgunlaşmış değil. Yine de genç işçiler sendikal örgütlenme, işçi hakları, demokrasi ve ekonomik konularda söyledikleri ile bir mücadele eğiliminin de filizlendiğini anket çalışmasında bizlere gösterdiler.
Evrensel'i Takip Et