Şimdiden yarına geleceğimiz işçi sınıfıyla
Liseliler olarak insanlara insan muamelesi göstermeyen, gençliği depresyonun kıskacına bırakan bu sistemde yaşamak istemiyoruz, değiştirebileceğimizi biliyoruz bu yüzden safımızı gayet iyi biliyoruz.

Fotoğraf: Pngtree
Alperen TURKKAN
Eskişehir
Eskişehir'de de pandemi ağırlaşarak ilerlerken, her geçen gün yeni yasaklar, kapanmalar ve tedbirler açıklanıyor. Bu yasaklarla birlikte bu sene de işçilerin, emekçilerin, öğrencilerin, kısacası bu düzenden zarar görenlerin bayramı olan 1 Mayıs'ın kutlanması vakalardaki artış sebep gösterilerek yasaklandı. Lise, üniversite ve fabrikalarda çalışan arkadaşlarımızın sorunları katlanarak artmışken taleplerimiz bu sene de mi duyulmayacak? Kongreler, açılışlar, kutlamalar yapılabiliyorken öğrencinin, işçinin, emekçinin, kadının sesini duyuracağı gün yasaklanıyor.
Biz de Emek Gençliği'nin düzenlediği piknikte liseli, üniversiteli, genç işçi ve işsiz arkadaşlarımızla sorunlarımızı ve 1 Mayıs’ı tartışma fırsatı bulduk.
Üniversiteli arkadaşlarımız, özellikle, sayısı 5 milyonu aşan KYK kredi borçlu öğrencinin pandemi yüzünden iş bulamadığından ve borçlarının giderek arttığından bahsediyorlar. Fabrikada çalışan bir üniversiteli arkadaş “KYK’nin yetersizliğinden dolayı fabrikada çalışıyorum. Okula zaman ayırmak yerine işe gidiyorum, okul okuyan insanların kesinlikle çalışmaması gerekiyor” diye sitem ediyor. Hukuk okuyan bir arkadaşımız ise “Sadece gelecekte değil, şimdi bile işçi sınıfı ile kader ortağıyız. Öğrenciliğimizde bile iş arıyoruz. En basit isteklerimizi bile alamazken, paralarına para katanların yanında hayata borçlu başlıyoruz” derken kuryelik yapan bir arkadaşımız, ücretlerin herkes için çok düştüğünü fakat özellikle mülteci kuryelerin ucuz iş gücü olarak komik ücretlere, kask bile verilmeden çalıştırıldığını söylüyor. Söz alan bir kadın arkadaşımız çalışma koşullarını “Ayrımcılık çok fazla, en çok kadınlar mobbinge uğruyor. Üst seviye çalışanların çoğu erkek ve özel sektörde ve fabrikalarda kadınlar sırf kadın oldukları için düşük ücret alıyorlar” diyerek eleştiyor. Bu sorunların,1 Mayıs’ta eşit ücret ve kadına şiddetin ortadan kalkması gibi taleplerle yer bulması gerektiğini söylüyor.
SAFIMIZI BİLİYORUZ
Bizler şimdiden işçilerle emekçilerle kader birliği içindeyiz, bazılarımız ise işçi oldu bile. Geleceğimiz aynı onlar gibi, ilerde iş bulamayacağımızı düşünüyoruz. İşte bu yüzden 1 Mayıs’ta herkese eşit, ücretsiz bir eğitim, cinsiyet ve yönelimlerden dolayı oluşan ayrımcılığın son bulması ve insanca yaşam talebiyle, en önemlisi de bunları yaratan sisteme karşı taleplerimizi yükseltmeliyiz. Sorunlarımızdan kaçarak kurtulamayacağımız gibi bu hayata mahkûm da değiliz. Bizler daha iyi bir hayat istiyoruz. Liseliler olarak insanlara insan muamelesi göstermeyen, gençliği depresyonun kıskacına bırakan bu sistemde yaşamak istemiyoruz, değiştirebileceğimizi biliyoruz, bu yüzden safımızı gayet iyi biliyoruz. Her ne olursa olsun 1 Mayıs’ı sahiplenmeliyiz.
Evrensel'i Takip Et