1 Mayıs ve 6 Mayıs’ta demokratik bir Türkiye özgür bir gelecek için mücadeleye!
1 ve 6 Mayıs demokratik bir Türkiye ve özgür bir gelecek için mücadele etmenin, taleplerimizi sıralamanın bir aracı olarak hizmet edecektir.

Kaynak: Max Pixel
Son zamanlarda özel bir gündemin tek başına baskın çıktığı bir zaman periyodunu yaşamadık diyebiliriz. Her özel gündem daha özel gündemimiz olan pandemi ile birlikte anılıyor. Geçtiğimiz sene de olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs; işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü ve 6 Mayıs; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin yıl dönümü, pandemi kısıtlamalarıyla gündemimize geldi. Türkiye gençliğinin talepleri salgın ve ona bağlı kısıtlamalar arasında gündemde kendine yer buldu. Liselerde, üniversitelerde, fabrika ve atölyelerde gençler 1 Mayıs ve 6 Mayıs’ı nasıl geçireceklerini hangi talepleri öne çıkartacaklarını kısıtlı ya da geniş gruplar halinde online ya da yüz yüze olarak tartıştılar. Tartışmaların konusu bazen 1 Mayıs’a gidip gitmemenin gerekliliği, bazen değişimin nasıl olacağı bazen ise hangi talebin öne çıkacağı oldu. Tartışmaların farklı merkezleri olmuş olabilir ama gerek siyasal nedenler gerek ekonomik nedenlerin sonucu olarak mevcut koşulların değişmesi bu karışıklığın arasında ortaklaşılmış nokta olabilir.
DEMOKRATİK ÜLKE ÖZGÜR GELECEK İÇİN MEVCUT KOŞULLARIN DEĞİŞMESİ ŞART!
Salgın yönetiminin getirdiği hoşnutsuzluk, ekonomik krizin getirdiği öfke, eğitimdeki problemler, üniversitelere yönelik politikalar… Hepsinin sorumlusu olarak görülen tek bir odak var: Tek parti yönetimi. Burada çeşitli düzey farklılıkları olabiliyor elbette, her kesimden genç için tek sorumlu olarak görülen ya da “suçlu” “değişmesi gereken” ilan edilen bir tek parti yönetimi yok. Ancak olumlu olumsuz atılan her adım oranın süzgecinden geçiyor. Dolayısıyla yapılan her eleştiri doğrudan ifade edilmese de orayı kapsıyor mevcut koşulların değişmesine yönelik her tutum aslında tek parti yönetiminin ve sömürü düzenini değişmesini içeriyor. Demokratik üniversitelerin, bilimsel ve parasız bir eğitimin olduğu bir ülkede güvenceli bir geleceğin hayali her genç tarafından kuruluyor. Demokratik bir ülke, özgür bir gelecek ise kapitalist sistemin değişmesinden, tek parti yönetiminin örgütlü bir itirazla sona ermesinden ve daha iyi bir gelecek adına mevcut durumun değiştirilmesinden geçiyor. Peki, nasıl bir değişim?
PRATİK VE GERÇEKÇİ ÇÖZÜM MÜCADELE İLE KAZANMAK!
Arzu edilen değişim elbette herkes için en uygun olanın bir anda oluvermesidir. Mesela üniversitelerden ve liselerden birçok genç tek parti yönetimin karşısındaki burjuva alternatiflerin bir seçimde mevcut durumu değiştirebileceğine inanıyor. Ya da birçok işçi genç ekonomik koşulların kısa vadede değişebileceğine inanıyor. Pekâlâ, uzun zaman değişim adına bir şeyler biriktirdikten sonra değişim bir anda gerçekleşebilir. Ama hiçbir şey biriktirmeden durmak ve değişimi beklemek çok ayakları yere basan bir şey olmasa gerek. Değişim adına bir şey biriktirmenin, ezilen kesimler adına bir değişimin gerekliliği örgütlenme ve mücadeledir. Bizim durumumuzda bu parasız ve demokratik bir eğitim, güvenceli bir gelecek, demokratik haklarımız için mücadele oluyor. Tarihe başvurduğumuzda da ezilen sınıfların ve kesimlerin, değişimleri kendi hanelerine artı puan olarak yazmalarının ön koşulunun her zaman örgütlü mücadele olduğunu görürüz. 1745 Jakobiteleri, 1789 Fransız Köylü ayaklanmaları, 1848 Devrimleri, 1871 Paris komünü, 1917 Rus Devrimi… Daha birçok örnek sayabiliriz. Ülkemizde de hem yakın dönemde hem geçmişte gençlik hareketi içinde bunun çokça örneği karşımızda durur. Büyük Dolmabahçe yürüyüşü, 78 öğrenci eylemleri, genç işçilerin bahar eylemlerine katılımı, 2001 formasyon eylemleri, 2019 ODTÜ şenlik protestoları, 2020 İstanbul Üniversitesi yemekhane boykotu… Bu örneklerde hem talepler hem de yeni deneyimler kazanıldı. Mücadele ile kazanmanın bunca somut örneği var iken pratik ve gerçekçi çözüm olarak bir anda oluveren değişimleri tahayyül etmek çok “pratik ve gerçekçi” olmasa gerek. Dolayısıyla kapitalist düzen ve ona bağlı olarak tek parti yönetiminin saldırıları karşısında demokratik eğitim, demokratik bir ülke ve özgür bir dünya için örgütlü bir mücadele gereklilik olarak karşımıza çıkar.
HER KOŞUL VE DURUMDA MÜCADELEDE GEREKLİLİK!
1 Mayıs ve 6 Mayıs Demokratik bir Türkiye ve özgür bir gelecek için mücadele etmenin, hak ve taleplerimizi sıralamanın bir aracı olarak hizmet edecektir. Online ya da yüz yüze olanağın olduğu her platform, tartışma grupları, ders molaları, iş yerlerinde öğle araları mücadeleyi ilerletmenin ve deneyimleri biriktirmenin alanları haline gelmelidir. Kapitalist sistem ve onun getirilerine karşı mücadele bir gereklilik ise her koşulda durum ve şartlara uygun mücadele gerektirir. Hafta sonu ile başlayacak yasaklar bizim için yeni durum ve şartları temsil ediyor. Buna uygun bir formül bulmak, buradaki engelleri aşacak bir şekilde organize olmak mücadelenin gerekliliklerinden. Artık çalışan her genç atölyesindeki, bandındaki arkadaşlarıyla organize olacak, mahallerde liseliler komşuları olan sıra arkadaşlarıyla tartışmalar yürütecek, online platformlar bizler için bir mücadele aracı olarak hizmet edecek. Böyle düşündüğümüzde halk sağlığı adına değil de demokratik hakları gasp etmek adına politikalar belirleyen bir yönetimin bu bağlamda önlemleri, mevcut düzeni daha iyi bir geleceğin olduğu bir düzenle değiştirmek isteyenler için engel olmaktan çıkar.
Spot: Arzu edilen değişim elbette herkes için en uygun olanın bir anda oluvermesidir. Pekâlâ uzun zaman değişim adına bir şeyler biriktirdikten sonra değişim bir anda gerçekleşebilir. Ama hiçbir şey biriktirmeden durmak ve değişimi beklemek çok ayakları yere basan bir şey olmasa gerek. Değişim adına bir şey biriktirmenin, ezilen kesimler adına bir değişimin gerekliliği örgütlenme ve mücadeledir.
Evrensel'i Takip Et