Bir gün değil her gün 1 Mayıs!
1 Mayıs’ın karanlığı yırtıp atmanın, geleceğimizi kurmanın bir adımı olduğunu unutmadan iş, eğitim, gelecek taleplerimiz etrafında bir araya gelelim.

Kaynak: Emek Partisi
Cemre KAVALA
Kocaeli
Mart başında cemreler düşmeye başladı mı bahar gelmeye, havalar ısınmaya, ağaçlar çiçek açmaya başlar. Kışın kasveti yavaş yavaş çekilir toprağın üstünden. Her yer renklenir. Mart biter, nisan başlar. Nisan ayı doğanın coşkusu, insanların heyecanı ile sürüp gider. Nisan sonuna doğru yaklaştıkça heyecan daha da artar. Çünkü 1 Mayıs yaklaşmaktadır. Fabrikalar, okullar, iş yerleri, atölyeler, kampüsler hareketlenir 1 Mayıs hazırlıkları ile. Alana gidene kadar geçen günler irili ufaklı eylemlerle, kutlamalarla o günün heyecanını biriktirir. İşçiler, gençler, kadınlar taleplerini yazar dövizlere, pankartlarını boyarlar geceden sabaha kadar. 1 Mayıs sabahı coşkusu da bir başkadır. Miting alanına gidilir, kortejler oluşturulur, dört bir yandan talepler dile getirilir. “Demokratik üniversite” isteyen öğrenciler, “Yaşamak istiyoruz” diyen kadınlar, “Güvenceli iş” talebini dile getiren işçiler. Hayatımıza salgın girene kadar tablo bu şekildeydi 1 Mayıslarda.
TÜM YASAKLARA RAĞMEN TALEPLERİMİZİ DİLE GETİRECEĞİZ
2020 yılında başlayan salgın 1 Mayıs meydanlarındaki tabloyu da nesnel koşullar nedeniyle değiştirmiş oldu. Geçtiğimiz 1 Mayıs’ı pandemi koşullarında, iş yerlerinde, evlerimizin balkonlarında, sokaklarımızda kutlamıştık. “İş yerinden balkona her neredeysen 1 Mayıs orada” demiş, taleplerimizi söylemekten geri durmamıştık. Şimdi salgının üstünden bir sene geçti. Geçen bu bir senede salgınla birleşen ekonomik krizin faturası halkın üstüne yıkıldı. Yetmedi, demokratik ve özerk üniversite istemine karşı sert müdahalelerde bulunuldu, yaşam talebiyle alanları dolduran kadınların seslerine karşı İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Yani, haklarımıza dönük saldırılar daha da arttı. Bu yüzden 2021 1 Mayıs’ı sadece ekonomik taleplerimizin değil, hak ve özgürlük taleplerimizi de daha güçlü dile getireceğimiz bir gün olacaktır. Tüm yasaklara rağmen.
1 Mayıs süreci, süreç diyorum çünkü tek bir güne sığmayacak haftalar öncesinden hazırlıkların ve kutlamaların başladığı bir zaman dilimi, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin taleplerini dile getirdikleri, talepleri için yan yana geldikleri bir dilim 1 Mayıs. Tüm bu kesimlerin birlik, dayanışma, mücadele güçlerini ortaklaştırdığı bir dönem. Bu sene süreç; pandemi koşullarının ağırlaştığı, ekonomik krizin bu koşullarla giderek derinleştiği, gençliğim eğitime, iş bulmaya, geleceğe dair kaygılarının daha da arttığı bir dönem. Eğitimin online hale gelmesiyle niteliğinin artık tartışılamaz hale geldiği, 6 milyon öğrencinin online eğitime ulaşamadığı, üniversite okuyan öğrencilerin ya da üniversite mezunu gençlerin kendi okuduğu sektörler dışındaki sektörlerde esnek ve güvencesiz çalışmak zorunda kaldığı, işçi gençlerin pandemiye rağmen çarklar dönsün denilerek çalıştırıldığı, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi ile kadınların yaşamak istiyoruz talebinin daha da can yakıcı hale geldiği bir dönemden bahsediyoruz.
BİZ NEREDEYSEK 1 MAYIS ORADA
Bu sene, pandemiyi fırsat bilen iktidar 1 Mayıs gününü de içine alacak şekilde pek çok ilde eylem, etkinlik hatta afiş, pankart asma, bildiri dağıtma yasağı getirdi. Hem 1 Mayıs gününü hem de o güne giden süreci pandemiyi fırsat bilerek yasakladı. Ancak gençliğin nitelikli eğitim, güvenceli iş ve yaşam taleplerinin bu kadar can yakıcı hale geldiği bir süreçte gençlik bu talepleri etrafında daha güçlü şekilde örgütlenmeli, başta da belirttiğimiz gibi 1 Mayıs’ı sadece bir güne sıkıştırmadan kendilerine yeni imkanlar yaratan bir süreç olarak örgütlemesi gerekmektedir.
Şimdi ise yapılması gereken 1 Mayıs’ı en iyi şekilde örgütlemektir. Mahallede, iş yerinde, atölyede, online programlarda yan yana gelerek bu süreci nasıl öreceğimizi konuşmak, taleplerimizi dile getirmek için yan yana gelmeliyiz. Salgın boyunca çalıştırılan, eğitimden iyice uzaklaşan meslek liseliler, online eğitime erişme olanağı olmayan, verim alamayan liseliler, demokratik özerk üniversite için mücadele edene üniversiteliler, salgın boyunca salgın yokmuşçasına çalıştırılan, ücretsiz izin, kod-29 gibi uygulamalarla kazanılmış haklarına saldırılan işçiler. Nitelikli eğitim için, demokratik özerk üniversite için, güvenceli iş için bu süreçte bulunduğumuz her yeri 1 Mayıs alanına çevirmek ve 1 Mayıs coşkusunu bir güne sığdırmadan hareket etmemiz gerekiyor. Bu sene de fiziken yan yana gelemesek de büyük mitinglerde buluşamasak da bir araya gelmenin koşullarını zorlamalıyız. Online toplantıları miting alanı haline getirmek, iş yerlerinde komiteler oluşturarak, iş bırakarak 1 Mayıs kutlamaları yapmak, taleplerimizi yazdığımız dövizler hazırlayıp camlara, duraklara, direklere asmak, videolar zinciri oluşturarak taleplerimizi ortaklaştırmak, bulunduğumuz mahallede, sokakta 1 Mayıs çağrıları yapmak süreci örerken yapacağımız şeylere birkaç örnek olabilir. Eğitimin, işimizin, geleceğimizin bizi daha da kaygılandırdığı bu günlerde bu 1 Mayıs’ın karanlığı yırtıp atmanın, geleceğimizi kurmanın bir adımı olduğunu unutmadan iş, eğitim, gelecek taleplerimiz etrafında bir araya gelelim.
Evrensel'i Takip Et