Üniversiteden sanayi havzalarına: Bilmek ve yapmak
Bu öğrendiklerim sonrasında kendimde bir sorumluluk hissettim. Bunlarla tek başıma mücadele etme imkânım olmadığı için örgütlü bir mücadele içerisinde buldum kendimi.

Fotoğraf: Ant Rozetsky/Unsplash
Can ÖRMEK
Çukurova Üniversitesi
Üniversitede arkadaşlar arasında bir okuma grubu kurmuştuk. Okuduğumuz kitaplar daha çok diyalektik materyalizm, tarihsel materyalizm ve sosyalizm konuları üzerineydi. Sınıflı toplumlar tarihi, emek-sermaye çelişkisi, artı değer, kapitalizm ve emperyalizm gibi birçok kavram üzerine konuşur tartışırdık. Sınıflı toplumlar tarihini, ezen ve ezilen arasındaki ilişkiyi, kapitalist toplumda yaratılan değerin emekten geldiğini ve makinelerin tek başlarına hiçbir işe yaramadığını, yani zenginlerin kaynaklarını işçi sınıfını sömürerek elde ettiklerini ve bunun gibi daha birçok şey öğrenmiştim.
ÖRGÜTLÜ OLMAK İNSANLIĞA KARŞI SORUMLULUK HİSSETMEKTİR
Bu öğrendiklerim sonrasında kendimde bir sorumluluk hissettim. Bunlarla tek başıma mücadele etme imkânım olmadığı için örgütlü bir mücadele içerisinde buldum kendimi. İşçi sınıfı sömürüye uğruyordu ve bu sömürü karşısında mücadele etmeleri için işçilerle temasta bulunmam gerekiyordu. Bunun için birçok fabrikaya ve iş yerine bildiri dağıtmaya gittim ve işçilerle sohbet etmeye çalıştım. Yaptığım sohbetlerden yola çıkarak birçok işçinin politik olaylara henüz kendi sınıfının gözünden bakamadığını, patron sınıfının gözünden baktığını söyleyebilirim. Onların kendi sınıflarının gözünden bakabilmeleri için güncel konular hakkında, işçi sınıfı emeğine yabancı kalmasın diyerek bildiriler hazırlayıp arkadaşlarla beraber işçilere dağıtıyoruz. Burada yapmaya çalıştığımız şey işçinin kendi sınıfının gözünden bakabilmesini ve kendi sınıfının partisinde mücadele etmesini sağlamak.
Yaklaşan 1 Mayıs’la birlikte biz de 1 Mayıs bildirileri dağıtıyoruz ve işçilerin yaşanılan haksızlıklara karşı mücadele etmek için 1 Mayıs’ta olmaları gerektiğini anlatıyoruz. Bu 1 Mayıs’ta işçilerin talepleri ekonomik krizisin faturasının kendilerine kesilmemesi, hayat pahalılığın son bulması, maaşlardan kesilen vergilerin kaldırılması. İşçilerin tepki gösterdiği bir diğer konu da patronlar ve işçiler arasındaki vergi adaletsizliği. Biz de onların mücadelelerini büyütmeleri için çaba gösteriyoruz.
İşçiler arasındaki konuşmalardan 1 Mayıs yasaklarına tepkili olduklarını görüyoruz, hükumet kongreler yaparken salgın ve yasak yok konu 1 Mayıs kutlamasına gelince salgın ve yasak var görüşündeler. Biz de 1 Mayıs çalışmaları yaparken birçok engelleme ile karşılaşıyoruz. Kamu malına afiş asmamıza rağmen polis gelip ceza yazıyor. Polis ile tartışıyoruz, etraftaki insanlar ise “Gel benim dükkanıma, evime de yapıştır” diyor. Halktan böyle destek alırken hükümetin baskıları ve yasaklamaları ile karşılaşıyoruz işte. Cezalar yasaklamalar bize şunu gösteriyor ki devlet aygıtını elinde bulunduran patron sınıfı işçi sınıfının mücadelesinden korkuyor.
Evrensel'i Takip Et