1 Mayıs’ta hastalıklı düzene karşı ilacımız: Mücadele!
İyi hekimler yetiştirilirken pratik eğitimin, toplumu toplum içinde gözlemlemek, kanıta dayalı tıp uygulamalarının ne kadar önemli ancak bu süreçte bundan tamamen geri kalındı.

Kaynak: Matt Ridley/Unsplash
Elif IŞIK
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Pandemiyle birlikte diğer fakültelerde olduğu gibi Tıp Fakültesi öğrencileri de kendilerini birkaç hafta içinde belirsiz ve karmaşık bir sistemin içinde buldular. Üstelik öğrenciler kadar eğitimciler de sürecin getirebileceklerinden habersizdi ve altyapı eksikliklerinden dolayı bu yeni sürece hazır değildiler.
İyi hekimler yetiştirilirken pratik eğitimin, toplumu toplum içinde gözlemlemenin, kanıta dayalı tıp uygulamalarının ne kadar önemli olduğu ve bu pandemi sürecinde bütün bunlarda tamamen geri kalındığı aşikar. Üstelik her dönem telafi edileceği söylenen ve vaka artışları sebebiyle sürekli olarak ertelenen bu eğitimlerin eksiğinin önümüzdeki süreçte kapatılıp kapatılamayacağı da meçhul görünüyor. Bütün bunların yanı sıra sadece teorik eğitimin verilmesi sırasında bile giderilmeyen fırsat eşitsizlikleri maalesef azımsanamayacak kadar öğrencinin tıp eğitimlerinde geride kalmasına neden oluyor.
BİR YANDAN STRES BİR YANDAN DERS YÜKÜ
Bu sürecin planlamasında, süreçten asıl etkilenecek olan öğrencilere söz verilmemesi, alacağımız eğitimi sadece okulların internet sitesinde paylaşılan birkaç sayfalık belgelerden öğreniyor olmamız hiçbirimize yardımcı olmadı. Dolayısıyla bir yandan hem kendimiz hem çevremizde riskli durumda bulunan yakınlarımız açısından Covid-19’un stresini yaşayıp bir yandan da teknolojik yetersizliklerle ağır aksak geçen teorik derslerin yükünü taşımaya çalışırken, sonunu göremediğimiz bu yolda umutlarımızı her geçen gün biraz daha kaybeden gençler haline geldik.
Öğretim üyelerimizin ise teknolojik olarak tam kontrolün mümkün olmadığı değerlendirmelerle başarılı ve başarısız öğrencileri ayırt etmeleri beklendi. Teorik derslerden farksız olarak işlenmek durumunda kalan pratik dersler ise tamamen değerlendirmeden yoksun bir şekilde devam ediyor.
BİR ARAYA GELDİĞİMİZDE KAZANIYORUZ
Bunların yanında bir görev tanımı olmayan ve hastanelerde ucuz iş gücü olarak görülen intörn hekimlerin yaşadıkları zorluklar pandemiyle birlikte katlanarak arttı. Bu süreçte ekipman ihtiyacı giderilmeyen birçok intörn doktor COVID-19’a yakalandı. Bunlardan biri olan intörn Dr. Merve Mercan arkadaşımız hayatını kaybetti.
Bu süreçte birçok üniversiteden intörn hekimler, yaşadıkları sorunlara karşı ses çıkardı. Hacettepe Üniversitesi intörnleri ise Evrensel Gazetesi’ne yaptığımız haberin ardından ücretsiz yurt, yeterli korunma ekipmanı ve nöbet sayılarında düzenleme taleplerini kazandılar. Bu örnek ise yaşadığımız tüm sorunlar karşısında bir araya gelerek mücadele ettiğimizde haklarımızı kazanabileceğimize dair umutlarımızı yeniden yeşertti.
Böyle sıkıntılı bir eğitim sürecinin ardından mesleğe ilk adımı atan asistan hekimler ise, sağlıkta dönüşüm programının getirdiği performans sistemi, mobbing, şiddet ve giderek kötüleşen özlük hakları ile karşı karşıya kalıyor.
SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜ İÇİN 1 MAYIS’TA MÜCADELEYE
Tıp öğrencileri ve genç hekimlerin yaşadıkları tüm bu tablonun ortaya koydukları ve salgın politikaları, 1 Mayıs’a giderken taleplerimizin neler olduğunu göstermektedir:
-Bizler artık kendi eğitim hayatımızla ilgili alınan kararlarda söz sahibi olmak istiyoruz.
-Nitelikli eğitim şartlarında, adil bir iş dağılımının olduğu, eğitim ve özlük haklarımızın temin edildiği, şiddete göz yumulmayan bir eğitim ve çalışma hayatı istiyoruz.
-En kısa zamanda gerekli önlemlerin alınıp eğitimin tüm kademelerinde yüz yüze eğitime tekrar dönülmesini istiyoruz.
Tüm bu gidişat bize ayrıca şunu göstermekte ki pandemi bittiğinde dahi yüksek öğretim programlarının yapısı konusunda, elbette öğrenciler karar mekanizması haline gelerek, özellikle tıp eğitiminin yeni baştan yapılandırılması ve online eğitimle yüz yüze eğitimin en verimli şekilde uygulanmak üzere düzenlenmesi ile bu süreç bir açıdan kendi lehimize de çevrilebilir.
Türkiye’de aynı sorunları yaşayan birçok tıp öğrencisi ve asistan hekimin bulunduğunu biliyoruz. Haklarımız var ve bir araya gelip sahip çıktıkça kazanıyoruz. 1 Mayıs’a giderken hayatımızı kuşatan tüm bu sorunlarımıza karşı bir arada durmalı, eşit, nitelikli, demokratik bir eğitim, özgür bir gelecek için mücadele etmeliyiz.
Evrensel'i Takip Et