28 Nisan 2021 10:40
/
Güncelleme: 12:42

1 Mayıs’a giderken taleplerimizi yükseltiyoruz!

Haksızlığın artması, yoksulluk ve baskıların artması bizim için her ne kadar karanlık bir tablo olsa da o karanlığın içinden çıkmak, yarınlarımızı birlikte inşa etmek bizlerin elinde.

1 Mayıs’a giderken taleplerimizi yükseltiyoruz!

Fotoğraf: Freepik

E.AVA

İAÜ Kadın Araştırmaları Kulübü 

Pandemi süreci biz gençleri kat be kat zorlasa da patronların karlarına kar kattığı bir dönem oldu. 1 Mayıs’a doğru giderken farklı fakültelerden kadın arkadaşlarla bu süreci ve hangi taleplerle 1 Mayıs’a gideceğimizi konuştuk.

Öncelikle bu dönem yaşadığımız haksızlıklar ve artan şiddet yer alıyor gündemimizde, Züleyha “Twitter’dan değil hukukun sağladığı adaleti en temelinde istiyorum” diye başlıyor sohbetimize.  “1 Mayıs’a giderken, geleceğimizle ilgili yaşadığımız soru işaretlerin azalması ve yaptığımız çalışmaların bir sonuca varacağını görmeye ihtiyacımız var” diye ekliyor.

RAHATÇA NEFES ALABİLDİĞİMİZ BİR ÜLKE İSTİYORUZ

Yaren arkadaşımız, “İstanbul Sözleşmesi bir diğer büyük derdimiz elbet. Kadın cinayetleri günden güne artıyor ve bu durumda Sözleşme’den çıkılmasının katilleri daha da cesaretlendiriyor ve takım elbiseyle mahkemeye çıkıp pişmanım deyip iyi hal indirimi alacaklarını bildiklerinden de ‘3-5 ay yatıp çıkarız nasılsa’ diye düşünüyorlar. Daha rahat nefes alabileceğimiz, en temel ve insani haklarımız için bu kadar mücadele vermediğimiz bir ülke istiyorum” diye paylaşıyordu fikirlerini bizimle.

Pandemi sürecinde yaşanan sağlık sorunları ve aşı problemi yine gündemimizde olan konulardan biri oldu. Ayça, “1 Mayıs’a giderken talebim pandemi sürecinde daha iyi bir sağlık hizmeti almak, aylardır alamadığımız ikinci aşı randevusunu dedem için almak, özel kurumların devlete bağlanıp sağlık hizmeti alamayan insanlara olanak sağlanması. Devletin öğrencisini, işçisini, sağlıkçısını, emeklisini kısacası tüm vatandaşlarını artık önemsemesini istiyorum. Daha var ama konuş konuş bitmez” diyerek hepimizin yaşadıklarını anlatıyordu.

GELECEK KAYGISI VE AYRIMCILIK YAŞAMAK İSTEMİYORUZ

En yakındığımız konulara geliyoruz gelecek kaygısı ve çalışırken yaşadığımız sorunlar. İletişim Fakültesi öğrencisi İrem “1 Mayıs’a giderken nefes alabildiğim bir Türkiye istiyorum. Bir değil tonlarca sorunum var. Uzun iş saatlerinin ardından evime dönerken yaşadığım başıma ne gelecek korkusunun yanında bütün bu sancılı sürecin ardından elime geçen paranın toz gibi dağılıvermesi. Bunun yanında okuluma ayıramadığım vakit ve pandemi sürecinden dolayı online eğitim aldığım için ‘Acaba öğrenemiyor muyum’ ve ‘Acaba okul bittiğinde ne olacak kaygısını taşıyorum” diyor. Anlattıkları “İçimizdekileri nasıl da iyi ifade ediyorsun İrem” dedirten cinsteydi.

Gizem de “Çalışırken sömürülmemek istiyorum. Sömürüldüğünü ileri sürdüğün zaman da bunu normalleştiren cümleler duymak istemiyorum. İş yerinde çalışırken ‘yapılan/yapılması gereken’ işlerin ve iş saatlerinin ‘online’ a döndüğü zaman ‘anlayış’ bahanesi altında 10 kişinin yaptığı işi daha az kişiye yıkmaya çalışmak ve mesai saatlerinin kaybolması problemi yaşamak istemiyorum. İş verenlerin, ‘dışarıda herkes iş arıyor, yerine birini buluruz’ diye gözdağı verip istediklerini yaptırmasını istemiyorum” diyerek katılıyordu.

SORUNLARIMIZ DA ORTAK TALEPLERİMİZ DE

Çocuk Gelişimi Bölümünden arkadaşımız Zeynep “İş kollarında erkek işi kadın işi diye ayrımların son bulması en çok istediğim şeylerden biri” diyordu.

Sohbetimizde farkına vardığımız nokta, 1 Mayıs’ı alanda mı, iş yerimizde mi, evde mi karşıladığımız fark etmez, asıl önemli olan hangi taleplerle bir araya gelebildiğimiz oldu. “Sorunlarımız o kadar ortak ki cümlelerimiz birbirini tamamlıyor artık” diyordu geçenlerde bir arkadaşımız. Haksızlığın artması, yoksulluk ve baskıların artması bizim için her ne kadar karanlık bir tablo olsa da o karanlığın içinden çıkmak, yarınlarımızı birlikte inşa etmek bizlerin elinde. Bunu birçok kez yaşadık ve gördük. 1 Mayıs’a giderken de aynı kararlılıkla ve umutla gitmemiz lazım.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et