1 Mayıs bizler için ne ifade ediyor?

İrem TAÇYILDIZ

Gözde TOPUZ

ODTÜ

Pandemi sürecinin ele alınış şekli ülkemizdeki herkesi olumsuz etkilediği gibi ODTÜ’yü yeni kazanmış Hazırlık öğrencilerini de olumsuz etkiledi. Pandemi sürecinde yeni başladığımız üniversitemize gidemememiz, online eğitime mahkûm kalmamız, kampüse ulaşamamamız bizleri “üniversite ortamı” şeklinde özlemle anlatılan ortamdan mahrum bıraktı. Bu durum sadece sosyal ortamlardan değil, aynı zamanda üniversitenin ruhunda olan direnişçi ve muhalif yapıdan da uzak kalmamıza sebep oldu. Bu ise bizlerde ülkemizde ve okulumuzda olan olaylara karşı tepki verme olanaklarımızı bilmediğimizi düşündürdü. Böyle bir ortamda, ODTÜ Hazırlık öğrencileriyle 1 Mayıs’ı ve ODTÜ’deki gençlik hareketini anlatmak ve tartışmak amacıyla yaptığımız etkinlik bizlere çok yararlı oldu.

1 MAYIS’IN ZEMİNİNİ OLUŞTURAN OLAYLAR

Etkinlikte ilk olarak 1 Mayıs’ın zeminini oluşturan tarihi olaylardan bahsedildi. Fransız Devrimi’ne ve sonrasına, ardından da Amerika’daki işçi mücadelelerine değinildi. Fransız Devrimi’nin burjuva ve işçi sınıflarının beraber yaptığı bir devrim olduğundan ancak devrimden sonra burjuvazinin egemenlik sevdasıyla işçi sınıfını baskıladığından ve sendikalaşma haklarını ellerinden aldığından bahsettik. Bu olaylardan ötürü 1792’de Fransa’da burjuva düzenine karşı ilk düzenli işçi tepkisinin çıkmasından bahsettik. Bu yaşanan olayların, örgütlü mücadele ile baskılama amaçlı yasakların tarihte paralel ilerlediğini gösterdiğini söyledik.

Fransa’da ortaya çıkan bu durumların 19. yüzyılın ilk yarısında Avrupa’nın diğer birçok ülkesindeki işçi mücadelelerine önayak olduğundan bahsettik. Bu olayların ana eğilim olarak, örgütlü mücadelenin henüz düzenli ve etkin düzeyde olmamasıyla da birlikte, ekonomik yetersizliklerden ötürü ortaya çıkan talepler olduğunu ve siyasal taleplerin gelişmekte olduğundan bahsettik. Ancak 1848 devrimlerinin gerçekleşmesiyle ve 1848 senesinde Komünist Manifesto’nun yayınlandığı süreçle de birlikte bu durumun zamanla değiştiğinden konuştuk. Daha ileri süreçte bu hareketli dönemden edinilen deneyimlerle 1. Enternasyonal’in kurulmasıyla birlikte işçi sınıfının mücadelesinin daha planlı, programlı siyasal bilinçle geliştiği bir dönüm noktasına evirildiğinden bahsettik. Avrupa’daki örgütlü işçi mücadeleleri adına son olarak, 1871 Paris komününe ve bu deneyimin 1917 Ekim devrimlerinin tohumunu attığına değindik. 19. yüzyıl Avrupa’sındaki işçi mücadelelerinden bahsettikten sonra Amerika’daki işçi mücadelelerine değinildi. Bu dönemde Amerika’daki kadın işçilerin mücadelesinde yaşanan olaylardan sonra 2. Enternasyonalin 8 Mart’ı “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” ilan ettiğini; genel işçi mücadelelerinde yaşanan olaylardan sonra ise 1 Mayıs’ı “Emek ve Dayanışma Günü” ilan ettiğini öğrendik.

1 MAYIS’TA TALEPLERİMİZLE MÜCADELEYE

1 Mayıs’ın tarihi ve nasıl ortaya çıktığı konuşulduktan sonra 1 Mayıs’ın gençlik için ne ifade ettiğini tartıştık. Aslında gençliğin sorunlarının, işçi mücadelesinin karşısında durduğu kapitalist sistemin sonucu doğan sorunlar olduğunu fark ettik. Bu sebebin biz gençleri işçi sınıfı ile bir noktada birleştirdiğinden dolayı gençlerin olarak verdiğimiz mücadelemizde işçi sınıfının yanında yer almamız gerektiğine karar verdik.

1 Mayıs’ın hem işçi sınıfının mücadelesine ortak olduğumuz hem de kendi taleplerimizi haykırabildiğimiz bir ortam oluşturduğunu konuştuk. ODTÜ’de de 1 Mayıs’ta öğrencilerin bu sebeplerle bir araya geldiğine değindik. Bizler de ODTÜ Hazırlık öğrencileri olarak bu yararlı etkinlikten sonra hem okul arkadaşlarımızı hem de tüm gençleri 1 Mayıs’ta süregelen baskı ve şiddet düzenine karşı dik durmaya ve toplumsal cinsiyet eşitliği, eşit ve ücretsiz eğitim, akademide cinsiyet eşitliği, özerk, demokratik ve bilimsel üniversite gibi taleplerini haykırmaya davet ediyoruz.