28 Nisan 2021 12:44

Depo işçisi: Birlik olmazsak modern köleler olarak çalışmaya mahkum olacağız

Esenyurt’tan bir depo işçisi yazdı: "Şüphesiz biz işçiler olarak birlik olmadığımız sürece modern köleler olarak çalışmaya ve ezilmeye daima mahkum olacağız"

Arşiv | Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Esenyurt’tan bir depo işçisi

Merhaba değerli Evrensel okurları 

Esenyurt’da büyük bir giyim firmasının deposunda çalışıyorum. Çalıştığım firmanın çeşitli sosyal hakları (her ay verilen prim, 3 ayda bir firmanın belirlediği miktarda prim, giyim çeki, ramazan yemek çekleri, bayramlarda teşvik primleri gibi) bulunmakta. Çalıştığımız alanlarda sürekli olarak başımızda bir takım lideri ve bir yönetici bulunmakta. Ayrıca deponun her tarafında 7/24 sürekli izlenmekte olan kamera sistemi bulunmakta ve bu sistemle biz işçilerin iş saatleri arasında hareketleri gözlenip, yönetici ve takım liderlerine raporlanıyor.

Ben çevre mağazalara gönderilecek olan ürünlere alarm takıyorum. Bulunduğumuz bölümde günlük hedefler belirlenmiş olup gün içinde hedefi tutturamadığımız takdirde yazılı geri bildirim verilmekte. Bu geri bildirimleri bahane ederek şirket aylık olarak belirlenen primlerde kesintiler yapıyor ve işçileri insani olmayan koşullarda çalışmaya zorluyor. Süreç bu şekilde ilerlerken her zaman bize daha fazla sayı/adet için psikolojik baskı uyguluyorlar. Aylık primlerde kesinti korkusuyla bizleri daha fazla zor şartlarda daha yoğun biçimde çalıştırmak istiyorlar. Bu çalışma koşullarında çalışmak istemeyen veya şikâyetçi olan arkadaşlarımızı ya işten kovulma ya da başka bölüme göndermekle tehdit edip susturmaya çalışıyorlar. Bu da işçiler arasında korkuya neden oluyor. Zaten ekonomik koşullar, işsizlik, enflasyon bu kadar yüksekken kimse işini kaybetmek istemiyor o yüzden de sorumlu ve yöneticilerinde katıldığı sorunlarımızı konuşmak için yaptığımız toplantılarda pek konuşan olmuyor. Fakat ben ve çevremdeki arkadaşlar zaten sorunlarımızı takım lideri ya da yöneticiye anlatarak çözemeyeceğimizi düşünüyoruz. Çünkü takım liderleri bizim sağlığımızı ya da iyiliğimizi düşünmek yerine daha çok şirketin menfaatini ve çıkarlarını gözetip savunuyorlar. Bizi daha çok çalıştırıp yöneticinin ve müdürün gözüne girmeye çalışıyorlar.

Zaten son bir yılda pandemiyi öne sürüp iş yoktu diyerek vermedikleri giyim ve gıda çeklerini bu sene de tekrar aynı bahaneyle vermekten kaçınıyorlar. Hal böyle olunca durumumuz dışarıda asgari ücretle çalışan herhangi bir işyerinden farksız oluyor. Evini geçindirmeye çalışan işçi arkadaşlarımız sorunlar ve zorluklarla ay sonunu getirme mücadelesi veriyorlar. 

Peki, bu sorunlarla gerçekten susarak başa çıkabilir miyiz?

Hayır, tabi ki de! Şüphesiz biz işçiler olarak birlik olmadığımız sürece modern köleler olarak çalışmaya ve ezilmeye daima mahkûm olacağız. Ne zaman ki bizler birlik olmayı ve birlikte mücadele etmeyi başarırsak o zaman insanca, refah ve huzur içinde yaşamımızı sürdürebileceğiz. Hepimizin üzerine düşen bir yanımızdaki arkadaşımıza güvensizliği bırakıp, bu mücadeleye ikna edip patronlara karşı savunma mekanizması oluşturmak olmalı. Yaklaşan 1 Mayıs biz işçiler için tarihsel olarak önemli bir yer tutmaktadır. Patronların pandemide artan sömürü koşullarına karşı işçilerin 1 Mayıs'ta kendi talepleriyle meydanlarda gösteriler yapmasının engellenmesinin sebebi bugünkü sömürü koşullarına karşı işçilerin birliğinin engellemek olduğunu açıkça bize gösteriyor.

ÖNCEKİ HABER

"Yalnız olmadığımızı hissettikçe büyüyeceğiz"

SONRAKİ HABER

İşsiz kalan mühendis ve öğretmenler de motosikletli kuryelik yapmaya başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa