Cerrahpaşa işçisi sadaka değil toplu sözleşme istiyor
TÜHİS’in yüzde 5,75’lik sefalet zammına karşı eylemlerini sürdüren Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi sağlık işçileri, "TÜHİS’in dayattığına sığmıyoruz" diyor.
Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel
Murat UYSAL
İstanbul
Pandemiye karşı aylardır canla başla çalışan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi sağlık işçileri TÜHİS’in yüzde 5,75’lik zammına karşı günlerdir eylemde. TÜHİS’i çekin işçiyle toplu sözleşme masasına oturun diyen işçiler talepleri karşılanmazsa eylemlerin devam edeceğini söylüyor.
Pandeminin başından beri hastalıkla burun buruna çalışan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi sağlık işçileri KHK ile geçirildikleri sözde kadro ile yüzde 4’lük zamma mahkum edildi. 3 sene boyunca asgari ücret zammından dahi faydalanamayan işçilerin ücretleri gün geçtikçe eridi. İşçiler 3 senenin ardından ilk özgür toplu sözleşmeleri için kapısını çaldıkları hastane yönetiminden, yetki TÜHİS’te cevabı aldı. Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) işçilere yüzde 5,75 zam öneriyor. TÜHİS’in önerdiği sefalet zammıyla birlikte işçinin cebine yalnızca 160 lira para girecek. "TÜHİS’in dayattığına sığmıyoruz" diyen Sağlık-İş İstanbul 2 No’lu Şube işyeri temsilcisi Fatih Çitak, “Bizim talebimiz iki yıl için yüzde 8+8. Yüzde 8 dahi enflasyon oranına hayat pahalılığına bakınca çok az kalıyor ama biz bir toplu sözleşmemiz olsun istiyoruz” dedi.
"TÜHİS KAPI DUVAR"
"TÜHİS bizim için kapı duvar" diyen Cerrahpaşa İşyeri Temsilcisi Fatih Çitak, “TÜHİS bir işveren sendikası, elinde bir toplu sözleşme metni var ve bunu bütün sağlık işçilerine uygulamaya çalışıyor. Sağlık işçileri olarak pandemi sürecinde çok ağır yükün altındayız, en önde savaşıyoruz, TÜHİS’in dayattığına sığmıyoruz, yetmiyor. İşverenimiz rektörlük olduğu için rektörlükle masaya oturmak istiyoruz. Hastane içerisinde eşit iş yaptığımız işçilerle eşit ücreti almak istiyoruz. Özellikle istediğimiz TÜHİS’ten çekilmeleri, bizim talebimiz iki yıl için yüzde 8+8. Yüzde 8 dahi enflasyon oranına hayat pahalılığına bakınca çok az kalıyor ama biz bir toplu sözleşmemiz olsun istiyoruz” dedi.
15 senedir çalışan bir işçinin aldığı ücretin 3 bin lira olduğunu söyleyen Çitak, "Kirası olan var, 3 tane çocuğu olan var, bu ücretlere geçinmesi imkansız. Buradaki işçiler 3 yıldır zam alamadı, asgari ücret zammından dahi faydalanamadı. 3 senede iğneden ipliğe her şeye zam geldi ancak sağlık işçisinin ücretinde kalem oynamadı. Bizim bugün istediğimiz şeyler üniversite için, devlet için çok basit şeyler. Günlerdir eylemdeyiz, istediğimiz bir görüşme, bunu bile 3 günlük eylemin sonunda elde edebildik" diye konuştu.
Görüşmelerden taleplerinin "özgür toplu sözleşme" olduğunu söyleyen Çitak, "Sağlık işçisinin çok sınırlı sosyal hakları var, toplu sözleşme ile bu sosyal hakları da alacağız" ifadelerini kullandı.
"HEM ÇOK ÇALIŞIYORSUN HEM KARŞILIĞINI ALAMIYORSUN"
Pandemi boyunca hastanenin her alanında yer aldıklarını, çok yoğun çalıştıklarını vurgulayan Çitak, "Hastaların altına kadar temizleyen, onların yemeklerini yediren bizdik, sağlık çalışanlarıydı. Pandeminin başında otellere gönderdiler, bazı oteller sadece hekimleri kabul etti, işçileri otele almadılar. İşçilerin çoğu yer bulamadı, ucra köşede otellere sığındılar. Çok zor şartlarda çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Buradaki bu insanların günlerdir eylemde olması boşuna değil. İşçilerin sırtından ter aktı, çocuğundan, evinden ayrı kaldı. Sonunda insanlar patladı, hem çok iş yapıyorsun hem de emeğinin karşılığını alamıyorsun. Bir görüşme çok zor değil. Üçüncü günün sonunda görüşmeyi alabildik. Bunlara ne gerek var, o kadar da yukarıda değiller, biz varsak onlar orada duruyor" ifadelerini kullandı.
Hükümetin sağlık çalışanlarına yönelik konuşmalarının işçilere bir faydası olmadığını söyleyen Çıtak, "Balkondaki kuru alkışlarla kaldık. Yıpranma payını kısımlara böldüler yıpranma payını dahi alamadık. Hasta bakıcı yıpranma payı alamaz temizlik işçisi yıpranma payı alamaz dediler neden onların gözünde yıpranmıyormuşuz demek" diye sitem etti. Emeğimizin karşılığını istiyoruz diyen Çitak, "Hakkımızı verdiklerki işçi işini bilerek yapsın. Gelip gidiyoruz ama ne yaptığımızdan neyle uğraştığımızdan öyle uzaklaştık ki hastalıkla böyle burun burunayken hastalığı unutabiliyoruz. Sadece hastalık da değil hayatımızdan da uzaklaştık çünkü yaşayamıyoruz. Ne bir sosyal hayat ne bir vakit geçirme bunların hiçbiri yok. Çünkü vaktin yok paran yok ne yapacaksın işten eve evden işe mecbursun. Sağlık işçisiyiz nefes almak istiyoruz" dedi.