CHP, HDP, EMEP, Sol Parti'den 1 Mayıs yasağına tepki: Önlem alınarak kutlanabilir
Siyasi parti temsilcileri, iktidarın tıka basa dolu kongreleri, yapılan cenaze törenlerini de hatırlatarak, 1 Mayıs’ın pandemi koşulları da dikkate alınarak, kutlanabileceğini ifade etti.
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Türkiye’de işçiler ve emekçiler 1 Mayıs’a pandeminin ve ekonomik krizin yarattığı ağır ekonomik ve sosyal koşullar altında girecek. Türkiye’de 1 Mayıs’ın pandemi tedbirleri kapsamında yasaklanması tepkiyle karşılandı. CHP, HDP, EMEP ve SOL Parti temsilcileri iktidarın pandemi kapsamında aldığı tedbirlerde 1 Mayıs’ın yasaklanmasına tepki gösterdiler. Siyasi parti temsilcileri, iktidarın tıka basa dolu kongreleri, yapılan cenaze törenlerini de hatırlatarak, 1 Mayıs’ın pandemi koşulları da dikkate alınarak, kutlanabileceğini ifade ettiler.
CHP, HDP, EMEP ve SOL Partinin 1 Mayıs’a ilişkin konuştu. Parti temsilcilerine iki soru yönelttik: Parti olarak bu yılki 1 Mayıs’a nasıl hazırlanıyorsunuz ve nasıl kutlayacaksınız? Türk-İş, Hak-İş ve DİSK yönetimlerinin 1 Mayıs’la ilgili karar ve tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP: 1 MAYIS’A İZİN VERİLMEMESİ KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİL
CHP Sendikalardan, Esnaflardan ve Sivil toplum Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Emek Büroları Genel Koordinatörü Veli Ağbaba’nın sorularımızı yanıtları şöyle oldu:
- Ne yazık ki bu yılda 1 Mayıs kutlamaları pandemi nedeniyle daha doğrusu bahanesi ile yasaklanmış durumda. Söz konusu durum geçen yıl içinde geçerliydi. Malum, iktidar kendi tıka basa kongreler yaparken, kuralları hiçe sayıp binlerin katıldığı cenaze törenlerine katılırken elbette emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma gününe yani 1 Mayıs’a izin verilmemesi kabul edilebilir bir şey değil. Salgın sürecinden itibaren en çok bedel ödeyen emekçiler oldu. Bu süreçte herkes evde kalırken işçiler kalamadı. Şantiyelerde, fabrikalarda, tezgahlarda yani yaşamın her alanında işçiler ölümüne çalıştılar. Çalışırken virüs nedeni ile yaşamını kaybettiler. Gelir kaybına uğradılar. Bu bakımdan 1 Mayıs, işçilerin haklı taleplerini güçlü bir şekilde duyurmak adına en önemli gündür. Bu günün kutlanmasını engellemek kabul edilebilir bir şey değildir. Bizler de bu yıl işçilerimizin, sendikalarımızın adres gösterdiği her yer olmaya çalışacağız. Ayrıca 1 Mayıs’a giderken emekçiler için 15 temel talebimizi yaygınlaştıracağız. Türkiye yine bir tam kapanmaya girdi ama işçiler yine evlerine kapanamadı. Yani zenginler evde kalacak işçiler ise çalışmaya belki de virüsten hayatını kaybetmeye devam edecek. Ortada tam bir sınıf ayrımcılığı söz konusu.
“15 TEMEL TALEBİ İKTİDARDAN TALEP EDİYORUZ”
- Sendikalar son bir yıldır özellikle salgın döneminde işçi haklarına karşı getirilen tüm düzenlemelere karşı önemli bir duruş sergiledi. Bunun en somut örneği ise meclisten geçirilmeyen kıdem tazminatını hedef alan esnek çalışma modeliydi. Ayrıca son yıllarda sendikaların asgari ücret konusunda sürekli bir arada durmaları ve emeğin ortak taleplerini dile getirmeleri çok önemli. 1 Mayıs’a giderken emekçilerin temel talepleri; güvenceli çalışma, kod-29 zulmü, ücretsiz izin köleliği, sendikal haklar, işçilere ve tüm emekçilere öncelikli aşı hakkı vb. taleplerin tekrar sendikalar tarafından dile getirildiğini görüyoruz. Bizde Cumhuriyet Halk Partisi ve Emek Büroları olarak bu temel talepleri esas alan, emekçilerimiz için 15 Temel talebi sendikalarımız gibi siyasi iktidardan işçilerimiz adına talep ediyoruz. Bu bakımdan sendikalarımızın emekten yana işçiden yana mücadelesini sahipleniyor ve destekliyoruz.
HDP: HAK GASBLARINA KARŞI ORTAK MÜCADALE
HDP Emekten Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse’nin sorularımıza yanıtları şöyle oldu:
- 2021 yılı 1 Mayıs’ını, 8 Mart’ın direnişi ve Newroz’un ruhuyla karşılamaya hazırlanıyoruz. Halkların Demokratik Partisi olarak, Türkiye’nin dört bir yanında 1 Mayıs’a dönük çalışmalarımıza, Newroz’dan hemen sonra başladık. Bu 1 Mayıs’ta ana sloganımız “İş-Aş, Adalet ve Özgürlük İçin Herkes Mücadeleye!” oldu. Pankartlarımızı Kürtçe ve Türkçe olarak iki dilli hazırladık ve il, ilçe binalarımıza astık. Stikırlarımızda öne çıkan talepler, Kod29, işten atma yasaklansın, güvenceli iş güvenli yaşam, haftalık çalışma 35 saate indirilsin, İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz, Kadın Yoksulluğuna Hayır, Güvencesiz kapatma değil, güvenceli kapanma, Temel Gelir desteği ve KHK ile işinden edilen emekçilerin işlerine geri döndürülmesi vb. oldu. Afiş, bildiri, çağrı için el ilanları hazırlandı. Çalışmalarımızı illerde emek demokrasi güçleri ile ortaklaştırarak sürdürüyoruz. Yaptığımız çalışmalarda, işçileri, emekçileri 1 Mayıs alanlarına eyleme, adalet talebini haykırmaya çağırıyoruz. 1 Mayıs için yaptığımız ve yapacağımız bütün eylem ve etkinlikleri pandemi koşullarını dikkate alarak gerçekleştirme kararımız var. Hem pandemi gerçekliğini hem de pandemiyi gerekçe göstererek hak mücadelelerini, 1 Mayıs’ı yasaklayanlara karşı mücadelemiz devam edecek. İçinden geçtiğimiz zorlu süreçte emek demokrasi güçleri ile birlikte alanlarda olacağız. Pandemi, hem dünyada hem de Türkiye’de işçiler emekçiler için ve verilecek hak mücadeleleri açısından artık yok sayamayacağımız bir gerçeklik. İktidarın pandemiyi fırsata çevirerek yaptığı bütün hak gasplarına karşı, pandemiye karşı mücadeleyi bir başlık olarak ele almamız, örgütlenme ve eylem biçimlerini buna göre yeniden kurgulayan bir hatta geçmemiz gerekiyor.
BİRLEŞİK MÜCADALE HATTI
- Bizler, emeğin özgürleşmesini diğer mücadele alanlarında da benimsediğimiz üzere birleşik mücadele hattında görmekteyiz. Bu anlamda DİSK’in ortak platformlarda yürüttüğü mücadele kıymetlidir. Türkiye’nin iki büyük konfederasyonu olan Türk İş ve Hak İş’in, 1 Mayıs’ı kutlama mesajı ile geçiştirmesi, ortak mücadele zeminlerine uzak durması aslında pandemide işçilerin yaşadığı bütün zorluklar, açlık ve ölüm arasına sıkıştırılmalarına, işsizleştirmeye, yoksullaştırmaya ses çıkarmayan konfederasyonlar olarak tutumlarında garipsenecek bir durum yok.
EMEP: 1 MAYIS İKTİDARIN BASKILARINA RAĞMEN KENDİ KOŞULLARINI, ARAÇLARINI YARATARAK KUTLANACAK
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan’ın sorularımıza şu yanıtları verdi:
- İşçi sınıfı ve esasında tüm emekçi kesimler 2021 1 Mayıs’ına pandeminin ve ekonomik krizin yarattığı ağır ekonomik ve sosyal koşullar altında girmektedir. Ücretlerin hızla eridiği, çalışma koşullarının her geçen gün ağırlaştığı, siyasi iktidarın ise tüm kaynakları, çıkarlarını ve karlarını esas aldığı tekellere, sermayeye açtığı koşullarda 1 Mayıs kutlanacak. Aynı zamanda iktidar, pandemiyi fırsata çevirerek yasaklar ve baskılar için dayanak yapmakta, kazanılmış haklara saldırı için uygun zemin olarak görmektedir. Tam kapanma ilan edildi ancak yine çarkların karlar için dönmeye devam edecek, işçi ve emekçiler için kapanma söz konusu değil. Hükümetin tam kapanmadan anladığı katı yasaklardır. Binlerce işçi, emekçi üretime yan yana devam ederken 1 Mayıs adeta yasaklanmaktadır. Çalışma ve yaşama koşullarının bu kadar ağırlaştığı bir dönemde güvenceli iş, insanca yaşam, hak ve özgürlükler, salgınla etkin mücadele, ücretsiz, yaygın, ulaşılabilir sağlık hizmetleri, yaygın test, yaygın aşı, tam kapanma, işçi ve emekçiler için tam ekonomik ve sosyal koruma gibi acil taleplerle 1 Mayıs mücadele gününe çevrilmeli. Emek Partisi olarak ağırlaşan koşulların yarattığı taleplerle her fabrikayı, her işletmeyi, bulunduğumuz her alanı 1 Mayıs alanı olarak değerlendireceğimiz bir çalışma yürütüyoruz. Kutlamalar 1 Mayıs günüyle sınırlı olmadan haftaya yayılan kutlamalar gerçekleştirmeyi hedeflemekteyiz. Salgının yarattığı zorlukların farkındayız, salgınla mücadelede fiziksel temasın en aza indirilmesi gerektiğini zaten söylüyoruz, ancak, işçi sınıfı ve emekçiler birlikte üretime devam edip, birlikte yemek yiyorsa 1 Mayıs’ını da kutlayabilir. İktidar partilerinin kongreleri, tarikat liderlerinin cenazeleri, iktidarın iftar buluşmaları salgın hiçe sayılarak kalabalıklarla yapılabiliyorsa salgına karşı gerekli önlemler alınarak 1 Mayıs da kutlanabilir. Her baskı döneminde yasak tanımayan 1 Mayıs 2021 yılında da pandeminin zorluklarına, iktidarın baskılarına rağmen kendi koşullarını, araçlarını yaratarak kutlanacaktır.
“SENDİKALARIN SERMAYENİN KARŞISINA YEKPARE ÇIKMAMASI ANLAŞIR DEĞİL”
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ortak açıklamayla bir haftaya yayılan ve alanlarla birlikte işyerlerini esas alan yanıyla olumlu bir 1 Mayıs programını açıkladı. Bu çağrılar önemli olduğu kadar iddialara uygun olarak örgütlenmesi de önemlidir. Ancak, neden 4 kurumla sınırlı bir platform, diğer konfederasyonlar, Türk-iş, Hak-İş mesela neden ortak kutlamalarda yer almazlar, koşulların bu kadar ağırlaştığı bir dönmede işçi sınıfı ve emekçiler sermaye güçlerinin ve onların siyasi iktidarlarının karşısına neden yekpare çıkılmaz anlaşılır değil. Bugüne kadar yasak savma babında 1 Mayıs kutlamaları kararı alan Türk-İş ve Hak-İş’in bu dönemdeki sessizliği de sermayenin yanında açıktan konumlanış tutumları da tarihe geçmiştir. İşçi sınıfı karşısında sermaye güçleri kendi aralarındaki çelişkileri, rekabeti bir kenara bırakarak yek vücut oluyorsa işçi sınıfı ve emekçilerin de sermaye karşısında yek vücut olması, gücünü sermayeye karşı göstermesi için 1 Mayıs bir olanaktır, ancak sendikaların bu olanakları doğru değerlendirdiğini göremiyoruz, söyleyemiyoruz. Yerellerde sınıfın ve diğer emek güçlerinin birlikleri sağlanarak kutlamalar gerçekleştirileceğine inanıyorum, bu dönemin özgünlükleri yarına yeni deneyimleri bırakacaktır.
SOL PARTİ: BİNLERCE 1 MAYIS MEYDANI KURACAĞIZ
Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen’in yanıtları ise şöyle:
- Salgın yeni baskılar için bir fırsata dönüştürülüyor. 1 Mayıs da öncesiyle sonrasıyla özel bir kararla yasaklandı. Bu aynı zamanda bir muhalefet biçimine ilişkin ve onun temsil ettiği emekçi halk sınıfların siyaset yapma hakkının kısıtlanmasına dair bir yönelimin de ifadesi. 1 Mayıs o yüzden bu kuşatmaya karşı verilecek bir yanıt; yasakları aşacak bir muhalefet biçiminin ortaya konulması bakımından da önemli bir mücadele olacak. Evet, bir meydanda bulaşamayacağız ama binlerce 1 Mayıs meydanı kuracağız. 1 Mayıs’a giderken emek ve meslek güçleriyle iş yerlerindeki eylemlerin parçası olacağız. 1 Mayıs’ta her sokağı, iş yerini 1 Mayıs meydanına çevirmek üzere bir hazırlık yapıyoruz. Bir kere kapanma dedikleri şeyin içinde işçiler, emekçiler yok. Fabrikalar açık, sömürü çarkları dönmeye devam ediyor. Bu iş yerlerinin her biri 1 Mayıs meydanı haline getirmek; sokağımızda gün boyu 1 Mayıs için buluşarak taleplerimizi seslendirmek ve 21.00’da balkonlarda yaygın bir kutlama için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Her 1 Mayıs’ın o günün koşullarına göre kendine özgü bir anlamı ortaya çıkabilir. Bu yıl için önemli olan 1 Mayıs’ın en yaygın biçimde kutlanabilmesi. Böylece 1 Mayıs’ın ifade ettiği emeğin taleplerini, yeni bir düzen ve toplum umudunu her sokakta ateş böceği misali yanıp sönen umutlara dönüştürebiliriz. Bugün insanlarımızın bu yoksulluk ve sosyal bunalım içinde birbirinin sesini duymaya, omuz omuza vermeye ihtiyacı var. 1 Mayıs bu umudun, dayanışmanın ve mücadele kararlılığının günü olacak.
“1 MAYIS ÖRGÜTSÜZ BIRAKILDI”
- 1 Mayıs örgütsüz bırakıldı, bunu çok açık ortaya koymak gerekir. Ama bu 1 Mayıs özelindeki bir durum da değil. Salgın boyunca sorunları ağırlaşan işçi sınıfı savunmasız kaldı. Bu süreçte işçiler ellerinden geldiğince, birlik ve dayanışma içinde direnişler de örgütlemeye çalışıldı. Fabrikalardan market işçilerine, madenlerden inşaatlara kadar sınıfın artan sorunları karşısında direnişler de geliştirildi. Ama sendikaların tüm bu süreç boyunca tek bir etkili eyleminden, tek bir sonuç alıcı çıkıştan ya da bir direnişten söz edemiyoruz. Bu emek hareketinin nasıl bir krizde olduğunun, DİSK’ten başlayarak tüm ilerici emek örgütlenmelerinin en önemli sorunu olarak ortada duruyor. Asıl üzerinde durulması gereken bu, çünkü 1 Mayıs’ı örgütsüz, iradesin bırakan asıl bu güçsüzlük ve örgütsüzlük.
Evrensel'i Takip Et