AB’nin pandemi ile mücadelesi, AB’ye sempatiyi artırmış durumda
Türkiye halkının AB’ye bakışı nasıl ilerliyor? “Avrupa Birliği ve Türkiye-AB ilişkileri” sonuçlarına göre AB’nin pandemi ile mücadelesi AB’ye sempatiyi artırmış durumda.
Fotoğraf ve görsel: Pixabay
Çağrı SARI
İstanbul
Türkiye, Avrupa ve Global Konular Programı kapsamında gerçekleştirilen “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasının sonuçları açıklandı. 29 ilde Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden 2.000 kişiyle 2021 Mart-Nisan aylarında yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’nin AB’ye üyeliğine yönelik güçlü bir desteğin olduğunu, bu desteğin 18-24 yaş arası gençlerde daha da güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Sonuçları açıklayan uzmanlara göre AB’ye olan desteğin, AB’nin pandemi ile mücadelesi ve aşıyı bulması ile orantısı var.
“Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasının sonuçları, GMF Kıdemli Araştırmacısı Dr. Kadri Taştan, GMF Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan tarafından çevrim içi basın toplantısında açıklandı.
Türkiye kamuoyunun AB’ye yaklaşımının fotoğrafını çeken araştırma sonuçları, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine desteğin olduğunu gösteriyor. Özellikle 18-24 yaş arası gençlerin AB’ye katılımı daha yüksek oranda desteklediklerini gösteriyor. Türkiye’nin AB’ye katılımı güçlü bir şekilde desteklenirken üye olabileceğine ilişkin inanç ise daha düşük kalıyor.
İLİŞKİLERDEKİ TÜM BU ÇALKANTILARA RAĞMEN AB’YE ÜYELİK İSTENİYOR
GMF Araştırmacısı Dr. Kadri Taştan, araştırmaya ilişkin şunları söyledi: “Son on yılda, Türkiye’de, AB’de ve küresel düzeyde yaşanan dönüşümler, AB-Türkiye ilişkilerini de sarstı ve ilişkiler zamanla şekil değiştirdi. 2016 göçmen kriziyle Türkiye-AB ilişkileri, zaten zayıflamaya başlamış olan normatif ilişki modelinden daha da uzaklaşarak, çıkar temelli bir ilişki modeline doğru yönelmeye başladı. İlişkilerdeki tüm bu çalkantılara rağmen, araştırma sonuçları gösteriyor ki Türkiye kamuoyunun Avrupa ve Avrupalılar hakkındaki düşünceleri olumlu ve Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine güçlü bir destek var”.
"AB DEFTERİ KAPANMIŞ DEĞİL"
GMF Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Avrupa Birliği Üyeliği’ne desteğin hala yüksek olduğunu belirtti. Ünlühisarcıklı, “18-24 yaş grubunda bu desteğin daha da güçlü olduğunu görüyoruz. Dış politikada da Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte hareket etme eğilimi ön plana çıkıyor. Bunun yanı sıra çevre ve iklim konularındaki bilinç Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de yükselişte. Türkiye kamuoyu açısından AB defteri kapanmış değil” diye konuştu.
ARAŞTIRMADAN DETAYLAR
“Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasının dikkat çeken bazı sonuçlar şöyle:
Araştırmaya katılanların yüzde 60,1’i ‘Bu pazar Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği için referandum yapılacak olsa’ sorusuna “evet” oyu kullanacağını belirtirken, yüzde 29,7’si “hayır” oyu kullanacağını söylüyor.
“Eğer bu pazar Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği konusunda bir referandum olsa, nasıl oy kullanırsınız?” sorusuna 18-24 yaş arası gençlerde “evet” oyu vereceklerin oranı ise çok daha yüksek. 18 - 24 yaş arası katılımcıların, yüzde 68,8’i bugün bir referandum yapılması halinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için evet oyu kullanacağını, yüzde 21,3’ü ise hayır oyu kullanacağını ifade ediyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 55,9’u Türkiye’nin AB üyeliğinin iyi bir şey olduğunu belirtirken, yüzde 24,9’u ise Türkiye’nin AB üyeliğinin kötü bir şey olduğunu düşünüyor. Araştırma, Türkiye’nin AB üyeliğine 18-24 yaş arasındaki gençlerin daha yüksek oranda destek verdiğini gösteriyor.
Araştırmaya katılanların, yüzde 56,7’si Türkiye’nin AB’ye üye olmasının kendileri için kişisel bir fayda sağlayacağını, yüzde 36,8’i ise kendileri için kişisel bir fayda sağlamayacağı görüşünde. 18-24 yaş grubundaki katılımcıların yüzde 67,2’si Türkiye’nin AB’ye üye olmasının kendileri için fayda sağlayacağını, yüzde 26,4’ü ise kendileri için kişisel bir fayda sağlamayacağını düşünüyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 59,6’sı Avrupalılar hakkında olumlu, yüzde 33,1’i ise olumsuz düşünceye sahip olduğunu belirtiyor. 18-24 yaş grubundaki katılımcıların ise yüzde 72’si Avrupalılar hakkında olumlu düşündüklerini söylüyor. Bu yaş grubunda Avrupa hakkında olumsuz düşüncelere sahip olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 20.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği konusunda destek yüksek ancak üye olabileceğine yönelik inanç düşük. “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasına katılanların yüzde 21,5’i Türkiye’nin üzerine düşenleri yapması durumunda AB’ye kesinlikle üye olabileceğini belirtirken, yüzde 52,1’i AB’nin Türkiye’yi üyeliğe kabul etme niyetinin olmadığını, sadece oyaladığını, yüzde 22,9’u ise AB istese bile Türkiye’nin üyeliğe hazır olmadığını ifade ediyor.
“AB üyeliğinin Türkiye’ye en önemli yararı ne olacak?” sorusuna araştırmaya katılanların, yüzde 19,4’ü ekonominin gelişmesini, işsizlik ve hayat pahalılığının azalmasını, yüzde 17,5’i Türkiye’nin uluslararası alanda gücünün artmasını, yüzde 17,3’ü ise demokrasinin gelişmesi ve halkın yönetime katılımının yaygınlaşmasını sağlayacağı görüşünü savunuyor.
Araştırma, 18-24 yaş arası katılımcıların AB üyeliğinden beklentisinin genel katılımcılardan belirgin biçimde farklılaştığını gösteriyor. “AB üyeliğinin - - - Türkiye’ye en önemli yararı ne olacak?” sorusuna 18-24 yaş arası katılımcıların yüzde 20,8’i demokrasinin gelişmesi ve halkın yönetime katılımının yaygınlaşması, yüzde 15.4’ü ekonominin gelişmesi, işsizlik ve hayat pahalılığının azalması ve yüzde 13,4’ü ise toplumsal huzurun artması olarak cevap veriyor.
Türkiye’nin AB’ye üye olmasının AB’ye en büyük faydasının ne olacağı” sorulduğunda ise katılımcıların yüzde 25,1’i Türkiye pazarının Avrupalı firmalara açılması, yüzde 21,1’i kültürel çoğulculuğun sağlanması, yüzde 20,4’ü Türkiye’deki genç nüfusun Avrupa’ya dâhil olması şeklinde cevaplıyor.
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesine en önemli katkı yapacak politikalar sorulduğunda “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasına katılanların cevaplarında, yüzde 53,5 ile vize rejiminin serbestleştirilmesi, yüzde 50,8 ile terörizmle mücadelede işbirliği, yüzde 45,1 ile göçmen ve mülteciler konusunda işbirliği yönündeki üç politika öne çıkıyor. “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırması kapsamında katılımcılara Paris İklim Anlaşması ve AB Yeşil Mutabakatı bağlamında iklim değişikliği ve çevre konusunda da sorular soruldu. Katılımcıların cevapları Türkiye’de iklim ve çevre bilincinin arttığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 71,6’sı yavaş bir ekonomik büyümeye ve iş kayıplarına sebep olsa da çevreyi korumaya öncelik verilmelidir görüşünü desteklerken, yüzde 23,1’i çevre zarar görse bile ekonomik büyüme ve iş imkânları yaratmanın öncelikli olması gerektiğini savunuyor. Katılımcıların yüzde 73,9’u Paris İklim Anlaşması ile ilgili bilgisinin olmadığını belirtiyor ancak yüzde 66,2’si Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması gerektiğini savunuyor. Katılımcıların yüzde 51,1’i Türkiye’nin AB’nin Yeşil Mutabakatı’na katılması gerektiğini belirtirken, yüzde 20,9’u katılmaması gerektiğini ifade ediyor.
KISA KISA
- AB’ye olan desteğin, AB’nin pandemi ile mücadelesi ve aşıyı bulması ile orantısı var.
- Türkiye’nin AB üyeliği istense de AB’ye alınacağı konusunda inancı düşük
- Türkiye’nin en yakın dostları arasında AB ülkeleri arasında Almanya görünüyor. Uzmanlar bu durumun Almanya’da Türkiye nüfusunun yoğun olmasının yanı sıra, Almanya’nın ve Almanya Başbakan’ı Merkel’in özellikle 2016 sonrası Türkiye’ye dair ‘korumacı’ tutumunun neden olduğunu söylüyor.
- Türkiye’de yaşayanlar Avrupalılar hakkındaki bilgileri en çok aileden öğreniyor. Bunu takip ettikleri siyasetçiler sonra da yorumcular izliyor.
- Herhangi bir AB ülkesini ziyaret edenlerin oranı yüzde 13,5’de kalırken, Avrupalı biri ile tanışma oranı yüzde 45,7 oranında.
- Çocuğunuzun Avrupa ülkelerinden birinde eğitim almasını ister misiniz sorusuna da gençler yüzde 44,3 kesinlikle isterim derken bu oran genel tabloda 36, 7’ye düşüyor.
- Türkiyeliler en çok kendini Almanya halkına yakın görürken, bunu Bulgar, İsveç, Hollanda halkları takip ediyor.