Tuzlalı emekçiler: Gidişe dur demezsek daha kötü günler gelecek
Pandemi, artan yoksulluk, ağırlaşan çalışma koşulları… İşçi bölgesi olan Tuzla’nın Aydınlı Mahallesi’nde hangi kapıyı çalsak, kiminle görüşsek ilk konu memleketin bu hali oluyor.
Fotoğraf: Evrensel
Nevruz MERSİN
İstanbul
Sözleşmeli olarak özel bir okulda temizlik işçisi olarak çalışan Sema’yla konuşuyoruz. Uzun yıllar fabrika işçisi olarak da çalışmış. “Bu ülkede değişecek olan ilk önce bu hükümet olmalı” diye başlıyor söze. Vergilerin hesabının verilmesini istiyor, işsizliğin önüne geçilmezse açlık ve sefaletten köylerine göç etmek zorunda kalacaklarını söylüyor. AKP kongrelerine ve cenaze törenlerine yasak koymayanların 1 Mayıs’a yasak getirmesine tepki gösteren Sema, “Yoksulluğun son bulduğu, işsizliğe çözüm bulunduğu, tek adam kurallarıyla yönetilmeyen 1 Mayıs olmasını diliyorum” diye konuşuyor.
Fadime, 18 yaşından bu yana 20 yıldır tersaneden metale, paketlemeden yevmiyeciliğe birçok iş kolunda çalışmış. Kızının sağlık sorunu nedeniyle güvenceli bir işte çalışamayan Fadime, “Sigortam yok gelme deseler gidemiyorum” diyor. 128 milyar dolar gibi hesabı verilemeyen paraların ihtiyacı olan kadınlara dağıtılması gerektiğini dile getiren Fadime, taleplerini şöyle sıralıyor: “Kadınların da erkeklerle aynı maaşı almasını, işçi kadınların haklarının yenilmemesini, eşit işe eşit ücret verilmesini istiyorum.”
DEĞİŞİM İÇİN…
“İşsizliğin azalması için fabrikaların kurulması gerekirken, bizimkiler fabrikaları satıyor” diye başlıyor söze Sevgi İlgün. Yaklaşık 10 yıl fabrika işçiliği yapan Sevgi şimdi ise bir firmada satış sorumlusu. İşsizliğin can yakar boyuta geldiğini anlatan Sevgi, “İnsanlar zor şartlarda çocuklarını okutuyor, mezun olan işsiz kalıyor. Mültecileri ucuz iş gücü olarak çalıştırıyorlar, hem bizi hem onları mağdur ediyorlar. Patates, soğanla milletin gözünü boyamaya çalışıp bir yandan hazineyi boşaltıyorlar” diye konuşuyor. Hükümetin işçilik bilincini yok ettiğini ve işçiyi işçiye düşman eder hale getirdiğini vurgulayan Sevgi “Bu değişirse her şey değişir” diyor. Aksi halde daha kötü günlerin geleceği uyarısında bulunuyor.
Cem Dağıstan, deri sanayi bölgesinde çalışan bir metal işçisi. Annesiyle beraber yaşıyor. Her gün gelen zamlar nedeniyle geçim zorluğu yaşandığını anlatan, işçiye ve esnafa destek verilmemesine tepki gösteren Cem, ciddi bir ekonomik krizin, işsizlik ve açlık krizinin ortaya çıkacağını dile getiriyor. Tarikat şeyhlerinin cenazelerine binlerce kişinin katılmasına izin verenlerin 1 Mayıs’ı pandemi gerekçesiyle yasaklamasına tepki gösteren Cem, şöyle devam ediyor: “Her şey giderek kötüleşiyor ve geriye gidiyor, talepte bulunmak elbet bizim için önemli ama taleplerimiz ilgili yerler tarafından duyulmuyor.”
DAHA İYİ KOŞULLARDA ÇALIŞMAK VE GEÇİNEBİLECEK ÜCRET İSTİYORUZ
Tazminat hakları için direnen ve kazanan CPS işçilerinden Nejla Kaşıkçı ve Oktay Aydın’la işsizliği ve 1 Mayıs taleplerini konuşuyoruz.
Nejla Kaşıkçı işsizlik ücreti bağlandığını, iş baktığını ama henüz bulamadığını söyledi. Sorunların giderek büyüdüğünü söyleyen Kaşıkçı, “Bir kilo pirincin fiyatı neredeyse 9-10 lira. İnsanlar aç mı kalacak? CPS kapandığından beri ter kan içinde aç karnına dolaşıp iş aradım. En son dönüp dolaşıp sosyal hizmetlere geldim. Sosyal hizmetler 5 günlük sigortam yattığı için yardımda bulunmadı. Ama 1 gün bile yatan sigortam olursa destek alamayacağımı söylediler. Evim kira, faturalarım üst üste geldi, asker olan çocuğuma harçlık yollayamıyorum dedim. Yardım istediğimi söyledim ancak hiçbir dönüş yapmadılar. Eşimden boşandım, çocuklarıma kendim bakmaya çalışıyorum peki ben nasıl geçineceğim? Bizim CPS’den aldığımız 3-4 bin liralık kıdem tazminatı hiçbir boşluğumuzu kapatmadı” diye konuştu. 1 Mayıs yasaklarına da tepki gösteren Kaşıkçı, “Kendi kongrelerini her yerde yaptılar. Onlar yasakları kaldırdıysa biz de 1 Mayıs yasağını kaldıracağız. Ya hep beraber ya hiç birimiz. Bizim bu 1 Mayıs’ta talebimiz net. Biz işçiler açız. İş ve huzur istiyoruz” dedi.
Oktay Aydın da pandeminin en çok işçileri etkilediğini söyledi. 1 Mayıs’ı kutlamanın işçilerin hakkı olduğunu ifade eden Aydın, talepleri şöyle sıraladı: “Şu an işsizlik maaşı bağlandı. 1000 lira gibi komik bir rakam. Evimizi geçindirebileceğimiz bir maaş istiyoruz. Çalışma ortamında da insanlara robot gibi davranılıyor. 3-5 kişinin yapacağı işi daha az işçiye yüklüyorlar. Patronların kazançlarında hiçbir gerileme olmuyor ancak işçi sayısında, işçilerin maaşları ve haklarında gerilemeler yaşanıyor. Bizler daha iyi koşullarda çalışmak, evimizin ihtiyacını karşılayabilmek, çocuklarımıza bakabileceğimiz ücret istiyoruz.”